Bitlis’in merkeze bağlı Yukarı Ölek köyünde bulunan Garzan Mezarlığı’ndan 267 cenaze çıkarılarak Adli Tıp Kurumu’na (ATK) götürüldü. 19 Aralık 2017’de yaşanan bu olayın üzerinden yaklaşık 2 yıl geçmesine rağmen cenazelerin çoğu hala ATK’de bekletiliyor. Garzan Merzarlığı’nda çıkarılan cenazelerin yanı sıra, savaş nedeniyle yaşamını yitirenlerin cenazeler de ya ailelerine verilmiyor ya da çok geç tarihlerde veriliyor
Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) Eşbaşkanı Şehmus Işık, ailelere cenazelerinin verilmemesinin ‘insani bir yaklaşım olmadığını’ söyledi
‘Ailelere psikolojik baskı’
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Sadiye Eser’e konuşan Işık, birçok ailenin çocuklarını teşhis etmesine rağmen cenazelerini alamadığını belirterek, “Aileler psikolojik baskı altında tutulmak istiyor. Bütün insanların, canlıların özellikle insanoğlunun ölümü kutsal olduğu için hangi dinden ırktan mezhepten olduğu bizim için önemli değil. Biz o insanın ailesine teslim edilmesini ve onların inançlarına uygun olarak gömülmelerinden yanayız” diye belirtti.
2 yıldır bekletiliyor
Kendilerine başvuran aileler hukuki anlamda yardımcı olduklarını belirten Işık, kimi ailenin 4-5 ay bekletilerek cenazesini alabildiğini kimininse DNA testi dahi yaptıramadığını söyledi. Savaşın etkisinin yoğun bir şekilde hissedildiğini belirten Işık, Garzan Mezarlığı da dahil 60 ailenin kendilerine başvurduğunu ifade etti. Garzan Mezarlığı’nın cenazelerin yaklaşık 2 yıl önce çıkarıldığını ve bu süre içerisinde İstanbul’dan kendilerine başvuru yapan ailelerin hala sonuç alamadığını söyleyen Işık, Diyarbakır’da ise 12 aileye çocuklarının cenazesinin verildiğini belirtti.
‘İnsani değerler yaşatılsın’
Gömme ve gömülme hakkının bütün insanlar için kutsal olduğunu belirten Işık, sözlerine şöyle devam ediyor: “En azından ailesi onun mezarı başına gidip bir ağıt yaksın ve bir çiçek koyabilsin. Bunun sağlanması gerekir. Ölümlere son verilmesini insani değerler ile insanların yaşatılmasını istiyoruz. Bütün mağdur insanların isteği bu bizde bu yönde devletin bu şiddetin önüne geçmesini istiyoruz.”
İSTANBUL