Öğretmen Medeni Oruç’un Kürtçe konuştuğu gerekçesiyle sürgün edilmesini eleştiren HDP’li Muazzez Orhan, ‘Binalı Yıldırım, Dıyarbakır’da halkı Kürtçe selamlayıp ‘Kürt’ ve ‘Kürdistan’ söylemlerinde bulunurken bir öğretmenin sürgün edilmesi çelişki’ diyerek tepki gösterdi
Van’ın Edremit ilçesindeki Ferit Melen İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmeni olarak görev yapan Medeni Oruç, okulda Kürtçe konuştuğu gerekçesiyle hakkında başlatılan açılan soruşturma sonucunda geçtiğimiz günlerde sürgün edildi. Bir yandan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) eliyle okullarda Kürtçe seçmeli dersler verilirken, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi olan Medeni Oruç’un okulda Kürtçe konuştuğu gerekçesiyle sürgün edilmesine Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Muazzez Orhan tepki gösterdi.
Kürtçenin okullarda seçmeli ders olmasına rağmen, okulda Kürtçe konuşan bir öğretmenin sürgün edilmesinin kabul edilir olmadığını söyleyen Orhan, sürgün kararının bir an önce durdurulması konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulundu.
‘Utanç verici’
Kürtçeye dönük bu tarz uygulamaları “utanç verici” olarak tanımlayan Orhan, sürgün gerekçesinin bir velinin şikayeti üzerine alındığına dikkat çekti. Orhan, “Ancak yapılan araştırmada herhangi bir velinin ne yazılı ne sözlü böyle bir şikayetinin olmadığı ortaya çıktı. Bahse konu yapılan veli ise, Milli Eğitim’e böyle bir şikayetinin olmadığına dair dilekçe vermiştir. Ancak öğretmen arkadaşımız sürgün edilmiştir” dedi.
‘İkircikli politikalardan bir an önce vazgeçilmeli’
Kürtçenin yoğun konuşulduğu bir bölgede, bir öğretmenin Kürtçe konuşmasının normal olmasına rağmen bunun sürgün gerekçesi yapılmasının anti demokratik bir uygulama olarak kabul edilemez olduğunu söyleyen HDP’li vekil, şunları ifade etti: “Biz bunu farklı mecralarda da dile getirdik. Bir an önce bu hukuksuz uygulamalardan vazgeçilmesi gerekiyor. Devletin bu ikircikli politikasından artık vazgeçmesi gerekiyor. Devlet yetkilileri, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanlığı yapan Binali Yıldırım bile Diyarbakır’a giderek yada farklı alanlarda Kürtçenin serbest olduğunu söylerken, halkı Kürtçe selamlayıp ‘Kürt’ ve ‘Kürdistan’ söylemlerinde bulunurken böyle bir uygulama ile bir öğretmenin sürgün edilmesi oldukça çelişkili bir durumdur. Bu ikircikli politikalardan, tutumlardan bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor.”
Eğitim-Bir-Sen’in sürgündeki rolü?
Orhan, yaşanan sürgünde yandaş sendika olan Eğitim Bir-Sen Sendikası’nın rolü olduğunu da belirtti. Öğretmen Oruç’un görev yaptığı okulda bu sendika tarafından yapılan bir toplantıda eleştirilerini dile getirmesi üzerine sözkonusu sendikanın Van Şube Başkanı tarafından ‘Siz bizi eleştiremezsiniz, seni sürgün edeceğiz, göreceksin’ denilerek tehdit edildiğini söyleyen HDP’li vekil, bu tehdidin yapılan sürgünde payı olduğunu düşündüklerini ifade etti.
‘Kürtçe bu ülkenin gerçeğidir’
Kürt halkının, Kürtçenin bu ülkenin gerçeği olduğunu vurgulayan Orhan, Kürtçenin resmiyette kullanılabileceği söylenirken radyosu, TV’si varken, yine Milli Eğitim müfredatında varken böylesi keyfi uygulamalara başvurulmasının hukuksuzluk olduğunu kaydetti. Orhan, bu yüzden de yetkililerin bir an önce bu hukuksuz sürgünü durdurması gerektiğini belirtti.
HDP’li Orhan konuyla ilgili Meclis’e soru önergesi de verdi.
Kaynak: MA