Musul’da gerçekleşen Simele Katliamı’nın üzerinden 91 yıl geçti, ne Süryanilere yönelik yapılan katliamlar kabul edildi ne de soykırım politikaları bitti
4-7 Ağustos 1933 tarihlerinde Irak devlet güçleri ve yerel işbirlikçi gruplar, Musul’un Simele nahiyesinde 5 bin Asuri-Süryani’yi katletti ve 60 köyü yıkıp yağmaladı. Yüzyıllardır soykırımlara maruz bırakılan Süryani halkı, Simele Katliamı’nın 91’nci yılında katliamın tanınması için çağrıda bulunmaya devam ediyor.
Süryanilerin tarihi ve soykırımlar
Hıristiyanlığı kabul eden ilk halk olan Süryaniler, Bethnahrin’in en eski ve yerleşik topluluklarından biridir. Süryaniler, 1915 yılında “kılıç” anlamına gelen Seyfo Süryani Soykırımı’na maruz kaldılar. Soykırımda kılıç ve hançerlerle katledildikleri için bu ismi kullanan Süryaniler, her yıl 15 Haziran’da Seyfo’da katledilenleri anıyor.
1915’te yaşanan Seyfo katliamında, Müslümanlaştırma, asimilasyon ve Türkleştirme politikaları kapsamında Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşayan Hıristiyan halklar sistematik soykırıma uğradı. Seyfo Soykırımı’nda Süryaniler, nüfuslarının üçte ikisini kaybetti. 700 bin Süryani’den geriye yalnızca 200 bin kişi kaldı. Yaklaşık 500 bin Süryani’nin yok edildiği soykırımda yüzlerce kadın ve çocuk tecavüz ve istismara maruz bırakıldı, Müslümanlaştırılmak için “satıldı”, birçoğu ise saldırılar nedeniyle yaşamına son vermek zorunda kaldı.
Soykırımın ardından uygulanan zorunlu göçler ve Türkleştirme politikaları nedeniyle birçok Süryani kimliğini kaybetti. Zorla kaybettirmeler ve faili meçhul katliamlarla da Süryaniler yok edilmeye devam etti.
Süryaniler, Seyfo’nun ardından da sistematik katliamlarla yüzleşti. 1924 Hakkari-Nasturi Sürgünü’nde de Süryaniler zorunlu göçe maruz bırakıldı. 1917-18 yıllarında Hakkari-Van ve çevresinden göç etmek zorunda kalan Nasturiler, bir süre sonra topraklarına geri döndüler ancak baskılara maruz kaldılar. 13 Ağustos 1924’te Türkiye Genelkurmay Başkanı’nın hazırladığı ve Bakanlar Kurulu’nun kabul ettiği raporla Süryanilerin yaşadığı Hakkari bölgesine saldırılar başladı.
12 Eylül 1924’te başlayan saldırılar 26 Eylül’e kadar sürdü ve yüzlerce Süryani katledildi. Kiliseler yağmalandı, yakıldı ve birçok yerleşim alanı haritadan silindi. Hakkari Sürgünü sırasında yaklaşık 80 bin Nasturi zorunlu göçe maruz kaldı.
1980’li yıllarda Süryanilere karşı politikalar
1980’li yıllarda, kimliğini ve kültürünü yaşatmaya çalışan son Süryanilere karşı zorla kaybettirme ve zorunlu göç politikaları uygulandı. Binlerce Süryani yeniden göç yollarına koyularak topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Yüzlerce insan da faili meçhul katliamlarla yok edilmeye devam etti.
Simele Katliamı ve yüzleşme çağrıları
1933 yılının 4 – 7 Ağustos tarihleri arasında Irak hükümeti, Musul’a bağlı Simele kasabasında büyük bir katliam gerçekleştirerek 5 binden fazla Süryani-Asuri katletti. Ancak ne Simele’de ne de yakınındaki bir yerde bir müze ya da anıt inşa edildi.
91 yıl önce gerçekleşen bu büyük katliamdan sonra birçok kişi Rojava’ya göç etti ve Til Temir bölgesindeki Habur Çayı civarındaki köylere yerleşti. Irak hükümeti Kürtlere ve Şiilere karşı birçok katliam ve kıyımı tanıdı ancak o dönemin Bağdat hükümeti tarafından gerçekleştirilen bu büyük katliam hala tanınmış değil.
Irak hükümeti Bakanlar Kurulu, 20 Haziran 1933’te Asurileri hain ilan etti ve soykırımlarına karar verdi. 4 Ağustos 1933’te o zamanlar Musul’a bağlı olan, şimdi ise Federe Kurdistan’ın Duhok iline bağlı olan Simele (Sêmêlê) bölgesindeki köylere saldırılar başlattı. Saldırılar 7 Ağustos tarihinde artık katliama dönüşmüştü.
Irak ordusu, Osmanlı ordusunun eski subayı Bekir Sidki’nin komutası altında Simele ve civardaki Süryani-Asuri köylerine saldırdı. Saldırılar sırasında 5000 Asuri katledildi ve malları talan edildi. 3 gün süren bu soykırım saldırıları boyunca 95 köy tahrip edildi.
Özellikle yaşlı ve toplumda etkili olan kişiler toplanarak katledildi, bazıları ise ağaçlara asıldı, diğerleri topluca katledildi.
O dönemde Süryani-Asuriler silahlarını teslim etti ve Irak devletine sadık olduklarını söyledi. Ancak Irak ordusu teslim olmaların rağmen onları makineli tüfekler ve silahlarla haince vurdu. Asuri silahlı güçleri uzaktaydı ve yardıma ulaşamadılar. Liderleri ve önde gelenleri sürgün edildi. Irak petrolünün güvenliği için İngilizler katliama izin vermekle kalmadı, aynı zamanda seslerini de çıkarmadılar.
Asuri-Süryaniler katliam nedeniyle Simele’den kaçarak Til Temir çevresine yerleştiler. Bu nedenle bugün Habur bölgesinde Asuri-Süryani köyleri bulunmaktadır.
Katliamdan 91 yıl sonra, bugün bile Simele’de bir anıt bulunmamaktadır. Hewlêr Parlamentosu’ndaki Asuri-Süryani temsilciler, çıkarlarının tehlikeye girmesi ve KDP’nin gücünden korktukları için bu konuyu parlamentoya taşımadılar. Binlerce katliam kurbanının kalıntıları toplu mezarlarda saklıdır ancak ne Hewlêr ne de Bağdat hükümeti anıt dikmiştir.
Süryani halkına karşı devam eden politikalar
Süryanilere yönelik soykırım politikaları devam ediyor. Son birkaç yıl içerisinde birçok kilise “satılığa çıkarıldı” ve “altın var” iddiaları üzerine yasal kazılar yapıldı. İbadet yerleri ahırlara çevrildi, mezarlıklar tahrip edildi, kiliseler ve manastırlar bombalandı ve yıkıldı. Binlerce insan kimliğini ve anadilini yitirdi.
Kaynak: ROJNEWS