AYM kararları tanınmayacak, siyasi tutsaklar yok sayılacak, kadın cinayeti failleri cezasızlıkla ödüllendirilecek, ifade özgürlüğü ortadan kalkacak. ÖHD üyesi Öztürk, 8. Yargı Paketi’nin direkt Kürt ve muhalif siyasetçileri de hedeflediğini söyledi
Kamuoyunda 8’inci Yargı Paketi olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Meclis Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. 44 maddeden oluşan teklif, kabul edilmesinin ardından Meclis Genel Kurulu’na gönderildi. AKP, teklifin Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilmesiyle 1 Haziran’da yürürlüğe gireceğini açıkladı.
Pakette yer alan maddeler arasında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 2023 Eylül ayında iptal ettiği Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 220/6 fıkrasında yer alan “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” hükmünün hem “örgüt üyeliği” hem “örgüt adına suç işlemek” ibaresiyle iki ayrı “suç” şeklinde cezalandırma yolunu açarak yeniden yasa olarak çıkarılması tepkilere neden oldu.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Şükran Öztürk, ‘8’inci Yargı Paketi’nin, maddelerini Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Esra Solin Dal‘a değerlendirdi.
Kürtlere özel madde
Anayasa Mahkemesi’nin 8 Aralık 2023 tarihinde iptal ettiği “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” maddesinin 2012 yılında “taş atan çocuklar” için getirildiğini hatırlatan Öztürk, “Bu madde daha önce Kürtleri cezalandırmak için çıkarılan bir maddeydi ve çok ciddi cezalar veriliyordu. Bu suçlamayla yüzlerce çocuk ve genç on yılları aşan hapis cezalarıyla karşı karşıya kaldı. Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi iptal ederken, ‘öngörülebilirlik’ ve ‘belirlilik’ ilkelerine aykırı bulduğu için iptal etmişti. Yeni tasarıda ise TCK’da yapılan değişiklikle, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiili müstakil bir suç olarak düzenleniyor ve buna göre, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişiler, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak” dedi.
Siyasi tutsaklar yok, kadın şiddetinde cezasızlık var
Tasarıda cezaevlerinde siyasi tutsaklara yönelik herhangi değişikliğe gidilmezken, adli suçlardan tutuklulara yönelik denetimli serbestlikle ilgili bazı düzenlemeler yapıldığını belirten Öztürk, “Özellikle kadına yönelik şiddetle ilgili ciddi bir cezasızlık durumu söz konusu. Bir kısım onda düzenlemeler var ama bu toplumu rahatlatacak bir düzeyde değil. Siyasi tutsaklara ilişkin yine bir şey yok. Her zamanki gibi devlet kendisine yapılanı asla affetmiyor ama toplum için var olduğunu iddia eden devlet, kendi vatandaşına karşı işlenen suçları affetme bonkörlüğünde devam ediyor” ifadelerini kullandı.
‘Adil yargılama ortadan kaldırılıyor’
Pakette dikkat çeken diğer maddenin de Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) maddesine ilişkin olduğunu ifade eden Öztürk, şunları söyledi: “AYM daha önce CMK’nın 231. Maddesi olan HAGB’nin savunmanın sınırlandırılması üzerinden bir değerlendirme yapmıştı. Kişi savunmasından sonra mahkeme heyeti kişi hakkında bir cezalandırma yoluna giderse, ‘Hükmün geriye bırakılmasını istiyor musun’ diye soruyordu. Bu tür durumlarda ise kişiler genelde ceza alma korkusuyla hem savunmasını etkileyecek şekilde ifade vermeye zorlanıyor hem de cezalandırma korkusuyla bunu kabul ediyor. Bu durum mahkemenin ve hukukun objektifliğini engelleyen bir durum olmakla birlikte, yeni düzenleme adil bir yargılamanın yapılıp yapılmadığı ve delilerin cezalandırmaya yeterli olup olmadığı değerlendirmesini ortadan kaldırılıyor.”
Kürt siyasetçiler hedefte olacak
Tasarının bu haliyle Meclis’ten geçmesi durumunda yargının muhaliflere yönelik sopa olarak kullanılacağını belirten Öztürk, bunun aynı zamanda iktidarın AYM kararlarını da tanımadığının, bildikleri hukuku yazılı hale getirmenin mesajı olduğunu söyledi. Bunların sonucunda daha çok kadın cinayeti yaşanacağını, ifade özgürlüğünün tamamen ortadan kalkacağını vurgulayan Öztürk, paketin direkt Kürt siyasetçilerin yanı sıra tüm muhalifleri hedeflediğini vurguladı.
İZMİR