8 Mart’ı deprem kentlerinde karşılayan kadınlar dayanışma çağrısı yaptı. Afet Gönüllüleri üyesi kadınlardan Deniz Mine Öztürk, ‘Buruk bir 8 Mart ama buradaki kadınlar enkazların altından yaşamlarını yeniden kurmaya, örgütlemeye çalışıyor’ dedi
Mereş’te ( Maraş) meydana gelen depremlerin ardından ilk günden beri sahada olan kadınlar, 8 Mart Dünya Kadın Günü’nde de deprem kentlerinde dayanışmada olacak. Dayanışma için bir araya gelen kadınlar, 8 Mart’ı kurdukları kadın çadırlarında karşılıyor. Gönüllü kadınlar, köylerde, mahallelerde, evlerde, çadırlarda kadınlar ile bir araya gelerek yaşadıkları sorunlara çözüm üretmeye çalışıyor.
Kadınlar kadınlarla daha iyi anlaşıyor
İlk günden beri sahada olan kadınlardan biri de Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) üyesi Sidar Karaçelik. Karaçelik, depremin ardından kadınları yas dönemi yaşadıklarını belirterek, “Şoktan sonraki ilk etkiler çok daha içten ve duygusal oluyor. Sahada da bunu gözlemledik. Burası erkek zihniyetin egemen olduğu bir il. Köylerde gördüğümüz kadınlar daha çekingen. İlk etapta sürekli erkeklerle muhatap olmak zorunda kalıyoruz ama bir kadınla muhatap olduğumuzda o bize 10 adım gelebiliyor. Birine sarıldığımızda hemen ağlayabiliyor. Kadınlar, acılarını bizlere sarıldığı anda fark edebiliyor” diye konuştu.
Kadınlar depremde de dezavantajlı
Elbistan’da birçok kadının iş yeri de hayalleri ile beraber enkaz altında kaldığını söyleyen Karaçelik, “Dükkanı enkaz altında kalan birçok insan ‘ne kurtarsam iyidir’ düşüncesiyle canhıraş enkazlara dadandı. Bizler kadının dezavantajını burada da gördük. Örneğin evlenmiş boşanmış bir çocuk annesi bir kadının dükkanı yıkılmıştı. Enkazı başına gidip de yıkılan dükkânın altından çıkarması gereken eşyaları bile çıkaramıyordu. Bu anlamda kadınların burada, daha ağır şartlarda yaşam sürdüklerini söyleyebiliriz” diye konuştu.
Köy köy geziyorlar
Deprem bölgesindeki kadınların hep alanda geri planda kaldığına dikkat çeken Karaçelik, kadınların temel gereksinimlerini erkeklere söyleyemediğini belirterek, “AFAD çadırlarındaki kadınlar hiç dışarı çıkmıyor. Bizler en büyük trajedilerin çadırların ardında kaldığını biliyoruz. Bu anlamda da çadır ziyaretlerimiz olacak. Daha önce gezdiğimiz köylerde, geri plana itilmiş, acısını bile yaşayamayan kadınlara tanıklık ettik. Gideceğimiz o köylerde de kadınlarla sohbet etmeyi, onlara iyi gelecek aktiviteler yapmayı da düşünüyoruz. Bu yöntemle dayanışmanın, karşısındaki kadına güç vereceğini hissettireceğiz. Bu 8 Mart’ta kadınlarla birlikte yaslarını tutacağız” dedi.
Kadınların sorumlulukları arttı
Deprem bölgesinde 8 Mart için hazırlık yapan Afet Gönüllüleri üyesi kadınlardan Deniz Mine Öztürk de aile yapısına ilişkin sorunların deprem bölgesine yansıması ile birlikte kadına yönelik eşitsizliklerin arttığının altını çizerek, “Kadınların çocuklarına, kendi bakımlarına, ailelerindeki sorumlulukların yerine getirmesi hissini taşıması ile birlikte depremzede olarak ekstra sorumluluk almış oluyor” diye konuştu.
Kadın gönüllülere çağrı
Gönüllü kadınların deprem bölgesindeki önemine değinen Öztürk, “Kültürel kodlardan dolayı kadınlar da erkeklere kendilerini rahatça ifade edemiyor. Bu nedenle kadınlar, gönüllü kadınları gördüklerinde ihtiyaçlarını daha kolay ifade edebiliyor” diyerek gönüllü kadınlara çağrıda bulundu. Öztürk, 8 Mart’ta deprem bölgesi Elbistan’da olmanın önemine dikkat çekerek “Buruk bir 8 Mart ama buradaki kadınlar enkazların altından yaşamlarını yeniden kurmaya, örgütlemeye çalışıyor. Burada kadınların yaşamını yeniden örgütleme eyleminde olacağımız bir 8 Mart ayrıca anlamlı olacak” dedi.
Haber: Yüsra Batıhan / MA