Gülcan Dereli/İstanbul
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018 tarihinde meydana gelen tren kazasında 9 yaşındaki çocuğu Oğuz Arda Sel’i ve eski eşini kaybeden Mısra Öz’ün kararlı adalet mücadelesi devam ediyor. Çorlu’da tren faciasında 25 kişi yaşamını yitirdi, resmi rakamlara göre ise 340 kişi yaralandı. Yakınlarını kaybeden yurttaşlar geçtiğimiz gün Çorlu Cumhuriyet Başsavcısı’nın soruşturmayı tamamlamasının ardından verdiği kararla yıkıldı. Savcılık faciadan sadece 4 kişiyi sorumlu tutarken TCDD ve diğer yetkililer hakkında takipsizlik kararı verdi. Çocuğunu kaybetmenin acısını ilk günkü gibi sıcak hisseden ve adalet mücadelesine devam eden anne Mısra Öz ile kararı Oğuz Arda’yı ve yaşadıklarını konuştuk. Sadece 4 kişi hakkında iddianame hazırlanması kararına tepki gösteren Mısra Öz, “Devlet demiryolları 4 kişiden oluşmuyor. Elbette 4 kişi de kusurludur ama asıl suçlular görevden alınan TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın ve dönemin Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan’dır” dedi.
8 çocuk ilk kez trene binmişti
Oğuz Arda’nın merak ettiği için ilk kez trene bindiğini anlatan anne Mısra Öz, “Pazar sabahı sadece merak ettiği için ilk kez trene binerek babaannesini ziyarete gittiler. Hat yeni açılmıştı. Babaanneyi dedeyi gördüler, 2 saat sonra çıktılar, trene bindiler, gelemedi” dedi. Oğuz Arda ile birlikte 8 çocuğun ilk kez trene bindiğini anlatan Öz, “Hepsi çok özel, çok donanımlı, hepsi seçilmiş gibi” diyerek çocukların ihmalden dolayı yaşamını yitirdiğine vurgu yaptı. 25 kişinin aileleriyle ilk günden bugüne hep iletişimde olduklarını kaydeden Öz, “25 kişi adına bu davadan vazgeçmeyecek ve giden canlarımızın hakkını arayacak, adalet için mücadele edecek insanlarız. O yüzden de birbirimize hep desteğiz” diye belirtti.
‘Cinayet ortada’
Kazanın göz göre göre geldiğini dile getiren Mısra Öz, “Olayın olduğu zaman zaten rayların asılı halde olduğu o raylara hiç bakım yapılmadan açıldığının en büyük ispatıdır” diye belirtti. Öz sözlerini şöyle sürdürdü:“ Şu andan o menfezin az ilerisindeki menfezde aynı durumda kazaya davetiye çıkartır durumda. Burası 1 Mayıs’ta açılan bir hat. 1 Mayıs’a kadar tren seferi yapılmıyordu. Seçim öncesi açıldı. Ve o kadar belli ki alelacele açıldığı. Üzerine konuşulduğu zaman ilk zaman çıkan fotoğraf zaten bir şeylerin eksik yapıldığının en büyük kanıtıydı. Arkasından gelen bir sürü ihmal zaten ihmalin olduğuna dair konuşmalar, belgeler, yazışmalar, zaten görev ihmalinden kaynaklı cinayet olduğu apaçık ortaya çıkıyor.” Hukuk sistemine yönelik eleştiride bulunan Mısra Öz, “Pamukoava 10 yıl sürdü, Soma hala sürüyor, Aladağ vs. gibi bu tür olaylarda yani uzun soluklu olacağı söyleniyor. Aylar geçti hala iddianame hazır değil. Her taraftan olayın üstünü kapatılmaya çalışıldığını hissediyorum. Olay olduğunda hemen yayın yasağı geldi” diyerek yaşananların duyulması için çabasının süreceğini kaydetti. Yaşananın facianın büyük bir toplumsal olay olduğunu ve susmayacağını ifade eden Öz, “Benden rahatsız oldular, beni engellediler biliyorsunuz. Ne oldu Ankara da tren kazası oldu. 9 kişi can verdi. Susturulmaya, unutturulmaya ve üstü örtülmeye çalıştırılıyor, neden çünkü ihmalin olduğu çok ortada bunu nasıl örtebilirsiniz. Üstünün kapatılmasına izin vermedik bundan sonra da vermeyeceğiz” dedi.
‘Herkese sesleniyorum’
Adalet mücadelesinde duyarlılık çağrısında bulunan Mısra Öz, “Herkese sesleniyorum. İktidardan muhalefete, bütün siyasilere ve sanatçılara sesleniyorum. Ne yazık ki bu olayı bilip bazı şeylerden çekindiği için uzak duran sanatçılar var. Oğuz Arda’nın yakın çevresinde tanıdığı kişiler bu sanatçılar. Bir kez olsun telefon açıp ya da mesaj atıp baş sağlığı dilemediler, aynı takımda oynuyorlardı oğullarıyla. Duyarlı olmalarını istiyorum. Bugün benim başıma gelmez denilen her şey aslında yanımızdan teğet geçiyor. Farkında değiliz. Hani oldu birilerinin canı yandı bana diyorlar ki işte çok üzülüyorum paylaşımlarınızdan sizi takip edemiyorum. Üzülün diye yapmıyorum o paylaşımları ama hayatın gerçeği. Bazı şeylere biraz daha dikkat etmemiz gerekiyor” diye vurguladı.
Hayalleri, hedefleri vardı
Oğuz Arda’nın futbola olan tutkusunu anlatan Mısra Öz, “İnanılmaz halleri olan çok geniş hayalleri olan bir çocuktu. Barselona futbol okulunda eğitim alıyordu. Ben ilk defa onunla yurtdışına çıktım. Bu yaşıma kadar çıkmamıştım. Bize diyordu ki. Ben Barselona ya gideceğim diyordu. Biz hı hı evet yapıyorduk. Daha babasıyla ayrı değildik. Zaten çok yakın bir tarihte ayrılmıştık bir yıl olmuştu ayrılalı. Gideceğim diyordu görürsünüz bu yaz gideceğim ben diyordu. Bizde ciddiye almıyorduk. Deli gibi de antrenmanlarına gidiyordu. Yani 39 ateşle, iğne falan vuruluyordu, Maslak’a gidiyoruz antrenman yapıyor oradan eve gidiyoruz bütün gün evde yatıyordu. Gitti Barselona’ya seçildi. Çok büyük bir gururla birlikte çok güzel bir yeteneği vardı. Futbol haricinde tiyatro taklit yeteneği çok fazlaydı. Okuldaki hocaları keşfetmişti. En büyük hayallerinden birisi de tiyatrocu olmaktı. Hem tiyatrocu olacağım hem de futbolcu olacağım diyordu.”
Oğuz Arda’nın adı dernekle yaşıyor
Oğuz Arda ismiyle dernek kuran anne Mısra Öz dernek fikrinin nasıl oluştuğunu anlattı: “Oğuz Arda benim hayatımın her şeyiydi. Onsuz bir hayat onsuz bir vakit ve program hayatımda olamazdı. Benim ve annemin hayatını Oğuz Arda dolduruyordu. Bizi o yönlendiriyordu. Hayatımızdan çıktığı andan itibaren büyük bir boşluğa düştük. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Oğuz Arda bir gün bana çok ünlü olacağım demişti. Beni bütün dünya tanıyacak. Yaşasaydı tanırdı. Çok idealleri olan bir çocuktu. Beni büyüten oydu. Onun adının yaşaması gerekiyordu. Onun adı nasıl yaşar diye düşündüm. O çok masumdu bütün çocuklar gibi. Ve dedik ki biz iyilik saçalım. İyilikle dokunalım, İhtiyaçları olan çocuklara dokunalım. O çocuklar Oğuz Arda’nın adını bilsinler. Bilmeseler bile onun adının altında ısınsınlar, ihtiyaçlarını gidersinler. Belki zamanla vakfa dönüştürebiliriz. Önce küçük adımlarla başlayalım zaten burası küçük ama amaçları büyük. Oğuz Arda’da öyle idi hedefleri büyük olan bir çocuktu. Küçük yerimizde büyük amaçlar için küçük adımlar atmaya başladık. İnşallah güzel ve olumlu gider. Dernek olmadan önce kendimiz bir şeyler yapmaya çalıştık. Yaptık da güzel şeyler yaptık.”
Son doğum gününü birçok kez kutladı
Oğuz Arda’nın doğum günü kutlama hayallerinden bahseden Mısra Öz, 7. yaşını Galatasaray Adası’nda kutlamak istediğini ancak geçirdiği kazadan dolayı çocuğunun hayalini gerçekleştiremediğini söyledi. 8. yaşını Safir’de İstanbul’u izleyerek kutlamak istediğini ancak yoğun kar yağışından dolayı evde kutlamak zorunda kaldıklarını anlatan Öz, “9. yaş gününü Nusret’te kutlayacağını söyledi. O zaman babasıyla ayrıydık. İkimizi bir araya getirdi. Son doğum günü olduğu için mi bilmiyorum, kutladık. Sonra babası, amcası, babaannesi ayrı kutladılar. Sonra benimle yine kutladı, arkadaşlarıyla ayrı kutladı. Hatta Kutlu Doğum Haftası falan yazmıştım İnstagram’ıma” dedi.