Eğitim hakkının engellenemeyeceğini söyleyen Av. Hüseyin Boğatekin, ’Öğrenciler Türkiye hariç her yerde doğal muhalefet olarak kabul edilir’ dedi
Gülcan Kılagöz/İstanbul
Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile muhalif öğrenciler baskı, gözaltı ve tutuklamalarla eğitimden uzaklaştırılıyor. Yapılan resmi açıklamalara göre, Türkiye’de tutuklu öğrenci sayısı 69 bin 301 olarak ifade ediliyor. Bu rakamın büyük çoğunluğunu 677 sayılı KHK nedeniyle öğrenim hakları ellinden alınan tutuklu öğrenciler oluşturuyor. Cezaevlerindeki öğrencilerin eğitim hakkına erişimini ve maruz kaldıkları hukuksuzluğu, 7 yıldan bu yana birçok hak ihlaline uğrayan öğrenciye avukatlık yapmış İstanbul Barosu avukatlarından Hüseyin Boğatekin ile konuştuk. Ortalama 20-25 cezaevini gezen bir avukat olarak değerlendirdiğinde her gittiği cezaevinde öğrenci olduğunu söylemenin iyi bir tespit olacağını belirten Boğatekin, bahsedilen toplam rakamın değişebileceğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Çünkü çoğu zaman tutuklanan çocuklar, açık öğretim eğitimi alanlar, bazen de zaten hükümlü hale gelmiş açık öğretim veya farklı şekilde eğitim hayatını sürdüren kişiler öğrenci olarak görülmeyebiliyor.”
Kısıtlı da olsa işliyordu
Tutuklu öğrencilerin eğitim hakkına erişmesindeki sorunları OHAL öncesi ve sonrası olarak dönemlere ayırmak gerektiğini söyleyen Boğatekin, 2016 öncesinde eğitim haklarını kısıtlı da olsa sürdürebilmeleri durumu olduğunu belirtti.
Bir dayanağı yoktu
Kısıtlamaları başta İstanbul Üniversitesi (İÜ) olmak üzere birçok üniversitenin Anayasa’nın 42’nci maddesinden kaynaklı engel çıkarmaya başladığını belirten Boğatekin, “Fakat hem kamuoyunun baskısı sonucu kısmen, öğrencilerin elleri kelepçeli de olsa üniversitelere gidip tekli bir oda da başlarında jandarmayla sınavlara girebildiklerini biliyorduk” dedi. OHAL sonrasında, OHAL’den önce yine belli bir süre kesildiğini ve belli bir keyfiyete bindiğini vurgulayan Boğatekin, “Hiçbir yasal düzenleme olmamasına, aksine var olan tüm yasal düzenlemelerin, anayasal düzenlemelerin tamamı tutuklu ve hükümlü öğrencilerin lehine olduğunu göz önüne almamıza rağmen sonuç olarak öğrenciler eğitim haklarını kullanamıyorlar” şeklinde konuştu.
KHK ile dayanak oluşturuldu
OHAL sonrasında ise bambaşka bir süreç geliştiğini ifade eden Boğatekin, “Güvenlik adı altında özgürlüklerin tamamı kısıtlandı. Bu kısıtlamalardan elbetteki tutuklu öğrenciler de nasibini aldı. Öncesinde KHK’ler düzenlenmemesine rağmen ilk zamanlar zaten öğrenciler mevcut durumdan dolayı sınavlara götürülmedi ve haklarından yararlanamadılar. Ama sonrasında ise zaten 677 sayılı KHK ile açıkça bir düzenleme getirildi” dedi. OHAL ve KHK’lerden önce de sistemin tamamen engelleme kısıtlama ve o hakkı kullandırmama yönünde evrildiğini kaydeden Boğatekin, belirli zorlukların çıkartıldığını söyleyerek şöyle konuştu: “Yol parasını, ringin yakıt ücretini yine sizi ringde götürecek olan personelin ücretini önceden yatırmanız kaydıyla sizi sınavlarınıza götürebiliriz derlerdi. O nedenle de öğrenci istese de sınavına giremezdi. Çünkü mali olarak çok ciddi bir yüktü.”
Sözleşmeler çiğnendi
Anayasanın, uluslararası sözleşmelerin, Birleşmiş Milletler’in (BM) bu konuda ciddi tavsiye kararları ve düzenlemeleri olduğunu hatırlatan Boğatekin, bunların KHK ile çiğnendiğini söyledi. Boğatekin, örgün eğitimi sürdüren bir öğrencinin tutuklanmasının temel olarak zaten eğitim haklarını ortadan kaldıran bir durum olduğunu kaydetti. Tutuklanan her öğrencinin eğitim hayatı çıkana kadar tamamen sekteye uğradığını söyleyen Boğatekin, “Sadece sınavlara gidip gelebilme meselesi değil, dediğim gibi içeriye girip bir hocanın bir sınav yapabilme şansı da kalmadı. Bunun yanında öğrencilerin dışarıdan kitap vs gibi eğitim meteryallerini alabilmeleri de zorlaştı, zaten anlamsızlaştı” diye konuştu.
Öğrenciler doğal muhalefettir
Avrupa’da ve dünyada bunun örneklerinin olmadığını ve eğitim hakkının kolay kolay engellenemeyeceğini ifade eden Boğatekin, uluslararası sözleşmeler ve düzenlemelerle engellemelerin önünün kesildiğini hatırlattı. Öğrenci hakkına dair dünyadan örnekler veren Boğatekin, “Lisans eğitimi alan ve dünyaya dair bir görüşü, söyleyecek sözü olan öğrencileri bütün dünya her zaman doğal bir muhalefet olarak görmüş ve buna bir kıymet biçmiştir. Bu nedenle de tahammülden, yasalardan ve uluslararası düzenlemelerden kaynaklı dünya ve Avrupa’da Türkiye’ye benzer örneklerin olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi.
Masumiyet karinesinin ihlali
677 Sayılı KHK ile sadece hükümlü değil, tutuklu olan öğrencilerin de öğrenim hakkının elinden alıyor. Yasalara göre de ‘suçları sabit görülmeyen’, henüz kovuşturma aşamasında olan ve beraat etmesi olası kişilerin hakları da ellerinden alınması, masumiyet karinesinin ihlâli anlamına geliyor. 677 Sayılı KHK’nin 4. Maddesi’nde eğitim ve öğrenim hakkı elinden alınan öğrenciler, ‘örgüt üyesi’ olarak değerlendiriliyor. Bu kapsamda öğrenciler ülke genelinde uygulanan hiçbir sınava giremiyor. Tutuklu ve hükümlülerin öğrenim hakkının engellenmesi veya kısıtlanması ayrımcılık yasağına uyulmadığını da gösterir; böyle bir durumda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 7’nci maddesine, AİHS 14’üncü maddesine ve Anayasanın 10’uncu maddesine de aykırı.
Boğaziçililere 105 yıl hapis istemi
Boğaziçi Üniversitesi’nde 19 Mart’ta “Afrin lokumu” dağıtanlara “Katliamın lokumu olmaz” dedikleri için Cumhurbaşkanı Tayip Er-doğan tarafından hedef gösterilen ve 13’ü tutuklu 21 öğrenci hakkında hazırlanan iddianame de toplam 105 yıl hapis istenmişti. 21 öğrencinin yargılanması 6 Haziran’da İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak.
12 Eylül’de bile sınava giriliyordu
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, 1980 darbesinde kendi-sinin de 301’den toplu yargılandığını ve beraat edildiğini hatırlata askeri rejimde bile öğrenciler sınava götürülür, getirilirdi” dedi.
Sınavlar seçime kurban edildi
Üniversiteye giriş sınavı olan YKS tarihleri 23 ve 24 Haziran olarak açıklanmıştı. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinden dolayı erkene alınmasının ardından yaklaşık 2 buçuk milyon kişinin gireceği sınavın tarihi değiştirildi. YÖK, seçimler nedeniyle YKS’nin 30 Haziran ve 1 Temmuz’da yapılacağını açıkladı.