Sokağa çıkma yasaklarında yaşamını yitiren oğlunun cenazesini bulmak için 7 yıldır kent kent gezen Ayşe Atabey ‘bir kemik parçası bulsam rahatlayacağım’ dedi
Mardin’in Nusaybin ilçesinde 16 Ağustos 2015 ile 14 Mart 2016 tarihleri arasında 8 defa sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Sokağa çıkma yasaklarında Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği’nin (MEBYA-DER) raporuna göre, 83 kişi yaşamını yitirdi. Ancak aradan geçen 7 yıla rağmen hala 28 kişinin cenaze bulunamadı.
Henüz cenazesi bulunmayanlardan biri de Çankırı Karatekin Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü öğrencisi Nesim Atabey. 7 yıldır oğlunun cenazesini arayan anne Ayşe Atabey (50), Şırnak, Mardin, Nusaybin, Kızıltepe, Diyarbakır ve Malatya arasında mekik dokudu. Anne Atabey, henüz bir sonuç almış değil.
Diğer oğlunun cenazesini buldu
Şırnak’ta yaşayan anne Atabey, 2015 yılında sokağa çıkma yasaklarında oğlu Nesim’in Nusaybin’de yaşamını yitirdiği haberini aldı. Ancak bir türlü oğlunun cenazesine ulaşamadı. Anne Atabey bu süre zarfında onlarca kez Nusaybin’e gitti. Atabey, oğlu Nesim’in cenazesini ararken, 22 Haziran 2017’de diğer oğlu HPG’li Halil Atabey (Mahsum Devran) Şırnak ve Siirt illerinin arasında bulunan Besta bölgesinde çıkan bir çatışmada yitirdiği haberini aldı.
Atabey, oğlu Halil’in cenazesini bir süre sonra alıp defnetti. Ancak aradan geçen 7 yıla rağmen hala Nesim’in cenazesine ulaşamadı.
Oğlunu aradı
MA’dan Zeynep Durgut’a konuşan Anne Ayşe Atabey, 7 yıl boyunca bir çok kent gezdi, oğluna dair gelen her bilginin izini sürdü. Anne bu süreçte yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Nusaybin, Sur ve Nusaybin’de sokağa çıkma yasakları ilan edildiğinde oğlum üniversite okuyordu. Olaylar onu çok etkiledi. Kalemini kırarak, babasına, ‘insanlar ölüyor ben burada duramam’ dedi. Bu son görüşmemiz oldu. Daha sonra ondan haber alamadık. Arkadaşları Nusaybin’e geçtiğini söyledi. Sokağa çıkma yasağı kalktığında Nusaybin’e gittik. Mahalleri tek tek gezip oğlumu sordum. Sadece 10 defa Malatya’ya gittik. Daha sonra Nusaybin, Mardin, Diyarbakır ve Kızıltepe’ye gittik. Babası Malatya’da kan verdi, ben ise Nusaybin’de kan verdim. Nusaybin’e 100’e yakın gittim ve her gittiğimde tek tek herkese oğlumu sordum. İlk olarak bize cenazesinin bir evin bahçesinde defnedildiği, üzerinde isimlerinin yazıldığı söylenmişti. Bahçesinde defnedilen evin kapı numarasını yetkililere ilettik ancak yetkililerin o adreste ne yaptığını bilmiyoruz.”
Bir elbise parçası yeter
Sürekli rüyasında oğlunu gördüğünü anlatan Atabey, “Savcılık, ‘cenaze yok kan testinin sonuçlarını bekleyin sonuç çıktığında size haber veririz’ dedi. Sadece bir kemik parçası ya da elbisesinden bir parça bulsam dahi rahatlayacağım. Oğlum Halil de Besta’da yaşamını yitirdi, mezarına gidebiliyorum. Ama Nesim’den hiçbir haber almadım” diye belirtti.
Mücadele etmeye devam edeceğim
“Oğlum ile gurur duyuyorum” diyen anne Atabey, “Cenazeyi bulana kadar mücadele edeceğim. Yetkililer yüreği yanan anneleri umursamıyor bile. Çünkü giden onların canından bir parça değil. Bu acıyı ancak yüreği yanan bilir. Ne zaman gözlerimi kapatsam gülüşü gözlerimin önüne geliyor. Yaşadığım sürece onun o gülüşünü unutmayacağım” şeklinde konuşmasını noktaladı.
ŞIRNAK