Yaşadığımız coğrafya, bir suç coğrafyası yüzyılın ilk en büyük suçunun işlediği bir soykırım coğrafyası…
Ve suçun üzerinin örtüldüğü, suçlunun kahraman ilan edildiği bir coğrafya burası
1915 soykırımın failinin cenazesinin Türkiye’ye getirilip adına heykeller dikildiği suç coğrafyası…
İşlenen büyük suçların 1915’in ve 1938’in mağdurlarının suçlu ilan edildiği suçu işleyenler adına şiirler ve romanlar yazılan garip bir coğrafya!
Böyle bir coğrafyada, güzel günler ne yazık ki hala çok yakında değil…
Barış ve demokrasi isteyenlerin, dünyayı değiştirmek ve güzelleştirmek isteyenlerin cezaevine atıldığı; kan dökmek ile övünenlerin, özgürce seslerini duyurabildikleri, nefret çağrıları yapabildikleri, anlaşılmaz bir yer burası.
Önceki gün bir suç örgütü lideri Sedat Peker bir kez daha, topluma şiddet çağrısı yaptı. Şöyle dedi , “ İmkanı olanlar ruhsatlı silahlar, el tüfekleri alsınlar mutlaka hazırlıklı olsunlar” daha öncede aynı kişi bizim gibi muhalifleri için, “ Oluk oluk kanlarını akıtacağız ve akan kanlarınızda duş alacağız”…
İşte burası böyle bir coğrafya!
İşlenen büyük suçların, resmi ideolojinin resmi yalanının temelini oluşturduğu bir yer.
Demokrasinin, barış taleplerinin, farklı kimliklerin, “şeytanlaştırıldığı” garip bir coğrafya.
Bir başka örnek geçtiğimiz hafta İstanbul’da bir dava görüldü. Başka bir büyük suçun işlendiği olaya karşı, İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyonu olarak, suç duyurusu yapıp, şikayetçi olduğumuz bir dava…
2017 Temmuz ayında Alperen Ocakları isimli başka bir suç örgütü Neve Şalom Sinagogu <https://www.google.com/search?rlz=1C1OKWM_trTR829TR829&q=neve+%C5%9Falom+sinagogu+alperen&tbm=isch&source=univ&sa=X&ved=2ahUKEwiC_t_fmaTgAhVDhiwKHboJCYQQsAR6BAgFEAE>’na saldırdılar. Anti-semit küfürler eşliğinde… Sinagogu taşladılar, yaktılar, yıktılar… Ve özgürce yollarına devam ettiler. Tutuklanmadan işledikleri insanlık suçunun hesabı sorulmadan, açılan davaya gelip ifade verme gereği duymadan devam ettiler yollarına. İşte burası böyle bir coğrafya soykırımın yok sayıldığı inkar ile devam ettirildiği… Anti- semitizmin bir devlet politikası olduğu, suçluların kahramanlaştırıldığı garip bir coğrafya burası.
Selahhatin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın, Ahmet Altan’ın, Gülten Kışanak’ın ve onlar gibi ellerine bir kez bile silah almamış insanların cezaevinde olup Sedat Peker ve Alperen ocakları gibi “ kan emicilerin” özgürce tahditlerine devam ettikleri bir coğrafya.
İşimiz zor gerçekten!