Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, gıda sektöründe ‘Bazı firmalar salgın nedeniyle yasak olan 65 yaş üstü işçileri kendilerinden zorla yazılı beyan alarak çalıştırmaya devam ediyor’ dedi
Koronavirüs (Kovid-19) salgını tüm dünyada hızlı bir şekilde yayılmaya devam ederken, birçok sektörde talep azaldığı için üretime ara verildi. Gıda sektöründe ise tam tersine üretim daha da arttırıldı. Üretimin arttırılması beraberinde fabrikalarda birçok hak ihlalini de getirdi. Daha fazla kar elde etmek isteyen işverenler, işçilerin çalışma mesailerini artardı.
Türkiye Gıda Sanayii İşçileri Sendikası (Gıda-İş) Genel Başkanı Seyit Aslan’ın verdiği bilgilere göre, bazı firmalar yasak olmasına rağmen 65 yaş üstü ve kronik hastalıkları bulunanları dahi zorla çalıştırmaya devam ediyor. Oysaki salgın nedeniyle İçişleri Bakanlığı kararıyla Türkiye genelinde 65 yaş ve üstü olanlar ile kronik rahatsızlığı bulunanlara 22 Mart Pazar günü itibariyle sokağa çıkma yasağı getirilmişti.
Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, gıda fabrikalarında çalışan işçilerin çalışma şartlarını Mezopotamya Ajansı’ndan Kadir Güney’e anlattı.
İş yükü arttı
Gıda fabrikalarında üretimin arttığını ve bununla beraber çalışma koşullarının da ağırlaştığını dile getiren Aslan, “Çalışma saatleri uzadı, mesailer bitmiyor. Fakat bu mesailerin karşılığı tam alınmıyor. İki işçinin yapacağı işi tek işçi yapmak zorunda kalıyor. Daha fazla üretim isteniyor. Bunun karşısında ise ücretlerde bir artış söz konusu değil. İşçilere sıcak yemek yerine sandviç veriliyor. Yeterli beslenme olmadığı için işçilerin dirençleri düşüyor.”
Maskeler iki günlük kullanılıyor
Aslan, salgının başlamasından bu yana fabrikalarda yeterli önlemlerin alınmadığını da iade etti. Fabrikalarda hijyen malzemelerinin yetersiz olduğunu, öyle ki iki saat kullanılacak maskelerin bazen iki gün kullanıldığını ve sosyal mesafenin korunamadığını söyleyen Aslan, bundan kaynaklı vaka sayılarının hızla arttığını aktardı. Aslan, araştırma yaptıklarını 58 fabrikanın 17’sinde toplam 325 işçinin hasta olduğunu paylaştı.
İşverenlerin marka değerlerini korumak için işyerlerindeki vakaları sakladığını kaydeden Aslan, “Sabah ateşi olan işçiye ‘evine git, ateşin düşünce gelirsin’ deniliyor. Kimi işçilerse işten atılma kaygısıyla çevresinde hasta olsa bile söylemiyor. İşçiler için çalışmamak daha büyük sorun yaratıyor. Patronların tutumu ve iktidarın uygulamaları işçilerin yaşamını giderek zorlaştırıyor” diye belirtti. Aslan, işçilerin salgından dolayı psikolojik sorunlar yaşadığını da ekledi.
Kiralık işçilere dönüldü
Fabrikalarda üretimin artmasıyla birlikte işverenlerin kadrolu işçi almak yerine kiralık işçi büroları üzerinden günlük çalışan işçilere yöneldiğini belirten Aslan, bu işçilerin ise haklarından yararlanamadığını söyledi. Aslan, “Günlük işçiler sadece asgari ücret veya biraz üzeri bir ücretle yetiniyorlar. Fabrikalarda ki en zor işlerde eğitim verilmeden çalıştırılıyorlar. Sadece günlük sigortaları büroları tarafından yatırılıyor. Ücretleri bürolara yatırılıyor. Bazen çalıştıkları ücretleri alamadıkları da oluyor” ifadelerini kullandı.
Zorla beyan alındı
Aslan, salgının Türkiye’de görülmesiyle birlikte 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlıkları olan işçilerin başlangıçta çalıştırılmadıklarını, fakat süreç uzadıkça sendikasız fabrikalarda bu gruptaki çalışanların işe geri çağrıldığını paylaştı.
Aslan “İşçilerden sanki kendi rızalarıyla gelmiş gibi yazılı beyan istendi ve işçiler bu beyanları vermek zorunda kaldılar. Bütün işçiler risk taşıyor, ama bu gruptaki insanlar hastalığa daha açık konumdalar. İktidar bu süreçlere göz yumuyor ve görmemezlikten geliyor” dedi.
İktidar sorumlu
Son haftalarda uygulanan sokağa çıkma yasaklarını üzerinde de duran Aslan, “Gıda fabrikaları valiliklerden izin alarak işçileri çalıştırıyor. Zorunlu olmayan gıda işletmeleri de izin alıyor. Bunlar bütünüyle patronların keyfine kalmış rica ile alınan izinler. Bu durumdan yaşanan olumsuzluklardan işverenler kadar iktidar da sorumlu olacaktır” diye belirtti.
HABER MERKEZİ