6284 sayılı kanunun etkin uygulanması için kampanya başlatan KCDP, tüm kadınları 6284 için seferberliğe çağırdı
Kadına yönelik şiddetin önüne geçmek ve köklü çözümler üretmek için 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılan ve kısaca “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girdi. Türkiye ise 11 Mayıs 2011’de sözleşmeyi imzalayan ilk ülke oldu.
Türkiye, sözleşmeyi imzalayan ilk ülke olmasına rağmen, “Türk aile yapısına zarar veriyor” gerekçesiyle 20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan 3718 sayılı cumhurbaşkanı kararıyla sözleşmeyi feshetti.
Kadın kazanımlarına göz diken iktidar, sözleşmeden çekilmesinin ardından bu defa da 6284 “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”u hedef aldı. Kadınlar, şiddet ve katliamdan korumayı amaçlayan bu yasanın hedefe konulmasına karşı harekete geçti. Kadınlar, uzun süredir 6284 sayılı yasanın hedefe konulmasına karşı tepki gösterip, mücadele ederken, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), geçtiğimiz günlerde söz konusu yasa için “seferberlik” kampanyası başlattı.
Söz konusu yasanın etkin şekilde uygulanması için “Biz yazdık biz uygulatacağız. 6284 için seferberliğe” şiarıyla başlattıkları kampanyaya dair KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim ve Kadın Meclisleri Temsilcisi Nuran Karahan, Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Yeşim Tükel’e değerlendirmelerde bulundu.
‘6284 kadın hareketinin kazanımı’
KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim, 6284 sayılı yasanın kadın ve feminist hareketin kitlesel eylemler yaparak verdikleri mücadele sonucu elde edilen bir kazanım olduğuna dikkati çekti. Ataselim, “İstanbul Sözleşmesi gibi 6284 sayılı kanunun kazanılmasında da Ayşe Paşalı’nın kanı vardı. Herkes hatırlar Ayşe Paşalı’yı. Çünkü 6284 sayılı kanundan önce başka bir kanun vardı ve o 4320 sayılı kanun Ayşe Paşalı’yı korumadı. Bizler 6284’ü yıllarıdır uygulatma mücadelesini sürdürüyoruz fakat son zamanlarda aile odaklı politikaların daha fazla öne çıkartılmasının, İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekilmesinin, hayvan katliamı yasası gibi yasalarla şiddetin normalleştirilmesinin bir sonucu olarak kadın cinayetleri artıyor. Kadınlar en çok aileleri içerisinde öldürülüyor, boşanmak istedikleri erkekler tarafından öldürülüyor. Ve artık her aile denildiğinde o ailelerin içerisinde çocuklar da öldürülüyor” diye konuştu.
‘Ellerimiz birbirine kavuşsun’
Kadınlar açısından söz konusu yasanın önemine değinen Ataselim, yasanın kadınları korumak için bir “can simidi” görevinin olduğunu vurguladı. Ataselim, “6284’ün kadınların karakollarda yüzlerine kapanan kapıları açan anahtar niteliği olduğunu düşünüyoruz “ dedi.
Kanunun etkin bir şekilde uygulatmak için seferberlik başlattıklarını dile getiren Ataselim, seferberlik kapsamında 6284 sayılı kanun ile ilgili eğitimler yapacaklarını ve davaları takip edeceklerini de aktardı. Ataselim, kampanyayı başlatma süreçlerine dair ise şunları söyledi: “Kadınlar hayattayken gerçekten korunuyor olmalarını sağlamak mümkün. Nitekim 6284 sayesinde hayata tutunan çok kadın arkadaşımız var. ‘Neden şimdi bütün kadınlar için el birliği verip seferber olmayalım?’ diye düşündük. Ellerimiz birbirine kavuşsun. Kadınları çevrelemeye çalışırken siyasi iktidar; karanlığıyla, gerici fikirleriyle, erkeğin reis olduğu aileleriyle kadınları kuşatmaya çalışırken bizim buluşan ellerimiz 6284’ü etkin bir şekilde uygulatarak kadınları kuşatsın demek istiyorum. Bu yüzden seferberliğe davet ediyorum herkesi”
‘Kadınları koruyan kanunlar uygulanmıyor’
Kadın Meclisleri Temsilcisi Nuran Karahan ise, kadın cinayetlerinin ve şüpheli kadın ölümlerinin artmasının şiddet önleyici ve kadınları koruyan politikaların uygulanmamasından kaynaklandığını ifade etti. 6284 sayılı kanunun önemine işaret eden Karahan, “İstanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı ilk yıl kadına yönelik şiddeti durduracağız, şiddete sıfır tolerans diye ortak bir irade gösterildi ve o bir yıl boyunca kadın cinayetleri azaldı. O günden bugüne bizim tarihimizde kadın cinayetlerinin azaldığı tek tarih 2011’dir” şeklinde konuştu.
‘Herkesi seferberliğin parçası olmaya çağıracağız’
Kampanya kapsamında yapacakları çalışmalara dair konuşan Karahan şu ifadeleri kullandı: “Kampanya kapsamında neler yapacaklarına dair ise şunları söyledi: “Paneller, buluşmalar, toplantılar düzenleyeceğiz. Ve herkesi aslında bu seferberliğin bir parçası olmaya çağıracağız. Eğer ki biz böyle bir cephe yaratabilirsek, kuvvetli bir saf oluşturabilirsek ve bütün bu perspektifi geniş bir kitleyle anlatabilir ve uygulanması için mücadelesini verebilirsek işte o zaman kadınların öldürülmeyeceği, şüpheli ölümlerin olmayacağı, şiddetin olmadığı bir gelecek kurabiliriz.”
İSTANBUL