Gözaltında zorla beyanları alınan bir kişi 245 kişi hakkında ifade verdi, 35 kişi tutuklandı. Avukat Seda Şaraldı ‘Savcılar, 6 ayda bir itirafçı veya gizli tanık beyanı bulup Grup Yorum üyeleri için tutuklama nedeni oluşturuyor’ dedi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 126 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Soruşturma sonucunda 15 Ekim’de 2021’de İstanbul merkezli olmak üzere 16 kente yapılan ev baskınlarda en az 65 kişi, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C) ile ilişkisi olduğu ileri sürülerek, gözaltına alındı. Gözaltına alınan ve İl Jandarma Karakolu’na götürülen söz konusu kişilerden birçok kişi itirafçılığa zorlandı. Gözaltında zorla beyanları alınan Kerim Kaya’nın 245 kişi hakkında ifade verdiği ileri sürüldü. Daha sonra Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesine çıkarılan söz konusu kişilerden 35 kişi tutuklandı.
Öte yandan verilen beyanlar doğrultusunda 13 Aralık 2021’de de ev baskınları yapıldı. Yapılan ev baskınlarında en az 22 kişi gözaltına alındı. Aynı şekilde bu gözaltılar esnasında da aleyhte beyanlar verildi. Bu beyanlar nedeniyle birçok kişi tutuklandı. İdil Kültür Merkezi’nde ev hapsinde iken gözaltına alınan Grup Yorum ve Halk İçin Mühendislik Mimarlık üyesi Barış Yüksel, buna rağmen “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanarak Silivri Kapalı Cezaevi’ne konuldu. Yüksel’le birlikte çok sayıda Grup Yorum üyesi de tutuklandı.
Yorum üyesi olmak suç sayıldı
MA’dan Mehmet Aslan’a konuşan Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi Seda Şaraldı, müvekkili Yüksel’in 8 aylık ev hapsini İdil Kültür Merkezi’nde geçirdiğini ancak buna rağmen polisin daha önce gelip “evde değil” şeklinde tutanak tutarak, ev hapsinin ihlal edildiğini ileri sürdüğünü belirtti.
Müvekkili hakkında Kerim Kaya adındaki kişi ile bir “gizli tanık”ın beyanda bulunduğunu paylaşan Şaraldı, müvekkilinin aynı zamanda Grup Yorum ve Halk İçin Mühendislik Mimarlık üyesi olması nedeniyle suçlandığını belirtti.
Ciddiyetten uzak
Müvekkili Yüksel ile birçok Grup Yorum üyesinin verilen beyanlar nedeniyle tutuklandığını ve aleyhte beyan veren Kaya’nın etkin pişmanlıkla serbest bırakıldığı bilgisini aktaran Şaraldı, “Savcılar, 6 ayda bir itirafçı veya gizli tanık beyanı bulup Grup Yorum üyeleri için tutuklama nedeni oluşturuyor. Bu yargı elliyle uygulanan yasal bir zorbalık. ‘Açık ve gizli’ tanık ifadeleriyle Sultan Gökçek ve Betül Baran’a 10 yıl ceza verildi. Tanıklar, İdil Kültür Merkezi’nde birkaç defa gördüklerini söylemesi bile yetti. Örneğin Gökçek’in İbrahim Gökçek’in eşi olduğunu ifadeleri de yer aldı. Herhangi bir ciddiyeti olan ifadeler değil. Ancak bunlarla 10 yıl ceza verilebiliyor” dedi.
Kopyala yapıştı ifade
Aleyhte beyan verenlerin polis ve jandarmaların zoru ile verdiğini hatta birçok kişinin verdiği iddia edilen beyanların daha önceki dosyalardan kopyalayıp yapıştırıldığını ve altına imza atan kişilerin serbest kaldığını vurgulayan Şaraldı, bu beyanların da çelişkilerle dolu olduğuna dikkati çekti. Bu kişilerin savcı ve Sulh Ceza Hakimliklerinde, “Herkes ifade veriyordu. Bana da ver kurtar kendini” şeklinde beyanda bulunduğunu aktaran Şaraldı, “Serbest bırakılmak için ne söylenmesi gerekiyorsa önlerine ne konulmuşsa onları söylemişler” diye konuştu.
Yalanlarla insanlar tutuklanıyor
Savcı ve hakimlerin bu durumu görmezden geldiğine işaret eden Şaraldı, şöyle devam etti: “Çünkü onlar için gizli tanık, itirafçılık çok muteber. Yalan açıkça ortaya konulmasına rağmen yine de muteber görüyorlar. Bu yalanlarla onlarca insanı tutuklayabiliyorlar. Onlarca yıl hapis cezası verebiliyorlar. Nuriye Gülmen’e verilen hapis cezası böyle bir hapis cezasıdır. Sahte dijital materyallerle ve ‘İdil Kültür Merkezi’nde gördüm’ beyanları ile verilmiş bir hapis cezasıdır. Bu durumlar nedeniyle Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım ölüm orucuyla direniyorlar. Bir insanı tutuklamak 10 yıl hapis cezası vermek bir insana 46 yıl hapis cezası vermek bu kadar kolay olamaz. Örneğin Sibel Balaç bir hafıza kartı nedeniyle cezaevinde. Fakat bu hafıza kartının aslı ortada yok. Emniyet bulup da mahkemeye gönderemedi. Ellerinde yok” diye belirtti.
Sahte delil
İçişleri Bakanlığı ve emniyet tarafından sahte delil üretildiğini ve bunun sıkça başvurulan bir yöntem haline dönüştüğünü hatırlatan Şaraldı, “Komplo üretmek çokça sık karşılaştığımız bir yöntem. Kendi usullerine aykırı delil üretimi ve kabulü yapıyorlar. Delillerle ilgili kanun açık. Nasıl delil kabul edileceği açıktır. Mahkemeler bunu dikkat bile almıyor. Yargıtay da onaylıyor. Artık sosyalistlere, devrimcilere ve halka verilen hapis cezalarında ‘ne olursa olsun’ deniliyor. Usuller ve güvenceler yok sayılıyor. Adil yargılama hakkı yok sayılıyor” dedi.
İtirafçılık dayatılıyor
Ayrıca bu delil üretme durumunun cezaevlerinde de sürdüğüne vurgu yapan Şaraldı, birçok müvekkillerinin avukat görüşü bahanesiyle MİT mensuplarıyla görüştürüldüklerini söyledi. Şaraldı, “Gardiyan, avukat görüşü diyerek müvekkilleri avukat görüş kabinine götürüyor. Daha sonra kapıyı üstüne kapatıyor. Dikkati çekici bir husus ise bunu büromuz adına yapıyorlar. Bu şekilde itirafçılığa zorlanıyorlar. Bu konuda suç duyurusunda bulunduk. Kamera görüntülerini istedik. Ancak buna dair bir gelişme olmadı” diye konuştu.
Grup Yorum’un direnci de artıyor
Müvekkiline ve Grup Yorum üyelerine yönelik baskı, gözaltı ve tutuklama nedenine işaret eden Şaraldı, bunun Grup Yorum sanat anlayışından kaynaklandığını dile getirdi. Grup Yorum’un halk için sanat yaptığını ve üyelerinin de halkın sanatçısı olduğunu ifade eden Şaraldı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halkla birlikte yaşamak, halkın sanatını yapmak halkın derdinin, dermanını, acısını sevincini şarkılarında anlatabilmek anlayışı nedeniyle baskı ile tutuklamalar oluyor. Sadece müzik de yapmıyor. Çok yönlü sanat üretimi olan bir grup. Bütün üretimlerinde halkın sevinçlerini, acılarına anlatan halkın sorunlarını anlatan ve buna dair çözümler anlatan bir sanat yapıyorlar. Ancak baskı ve yasal zorbalık artıkça Grup Yorum’un direnci de artıyor.”
Konser yasakları
Grup Yorum’un 2015’ten beri konserlerinin yasaklandığını sözlerine ekleyen Şaraldı, sistematik hal alan bu duruma ilişkin tüm hukuki yolları tükettiklerini kaydetti. Şaraldı, sözlerini şöyle tamamladı: “Adının geçmesi dahi emniyet tarafından bir yasaklama gerekçesi yapılıyor. Bunda haklı olduklarını zannediyorlar ki mahkemelere böyle yanıtlar verebiliyor. Mahkemelere yaptığımız itirazların bu gülünç gerekçelere rağmen kabul edilmediğini görüyoruz. Bu durum sadece Grup Yorum ile sınırlı kalmadı. Diğer sanatçılara ve konserlerine de yayıldı. Grup Yorum bunu kabul etmedi. Buna dair İbrahim Gökçek ve Helin Bölek ölüm orucu yaptı. Bu ölüm orucunda hayatını kaybetti. Grup Yorum, bu yasaklara karşı elinden geleni yapacağını dile getiriyor. Biz de yasaklamalara karşı dava açıyoruz. İtirazlarımızı yapmaya devam ediyoruz.”
Şaraldı, Yüksel ve diğer tutuklulara ilişkin henüz iddianamenin hazırlanmadığını vurguladı.