Baraj suları altında bırakılacak tarihi Hasankeyf’te yıkım sürerken, 518 kişiye yeni yerleşkede konut verilmedi. Evsiz kalan bu yurttaşlar, mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor
Ilısu Barajı nedeniyle 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf’te devam eden yıkım çalışmaları ile eşgüdümlü olarak ilçe sakinleri zorunlu göçe tabi tutulmuş durumda. Tarihi kente 3 kilometre uzaklıktaki Raman Dağı eteklerinde inşa edilen yeni yerleşkede su, elektrik şebekeleri ile alt ve üstyapı sorunları henüz tamamlanmamasına rağmen yurttaşlar buraya yerleşmek zorunda bırakıldı. Dayatılan bu zorunlu göçle birlikte ilçede sadece evsiz olanlar kaldı.
Yeni yerleşkede inşa edilen 698 evin kura çekimi 2 Nisan’da gerçekleştirilerek sahiplerine teslim edildi. Ancak 35 yaş üstü olup tek başına yaşayan 92 kişi, 79’u iskan ilanından (27.07.2016) önce, 101’i de sonrasında olmak üzere 180 aile, ilçe merkezinde konutu olmasına rağmen gerekli ikamet şartlarını tamamlamayan 236 kişi ile sağlık sorunları nedeniyle ikametleri farklı yerlerde bulunan 10 kişi olmak üzere toplam 518 kişiye konut verilmedi. Yeni yerleşkede bu gerekçelerle ev verilmeyenlerin yanı sıra yine iş yeri verilmeyen esnaflar da var.
Gelen tepkiler üzerine AKP’li Hasankeyf Belediyesi’nin yaptığı saha çalışması ile evsiz kalanlarının sayısının belirlendiğini ifade eden yurttaşlar, mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyor. Konutları olmadığı için bazı yurttaşlar farklı kentlere göç ederken, bazı yurttaşlar ise sık sık elektrik kesintileri yanı sıra günde bir saat verilen suyla eski kentte yaşamını sürdürme çabasında.
‘Gidecek yerim yok’
Kalle Mahalllesi’nde ikamet eden ve mağdur edildiğini söyleyenlerden Yaşar İdil (25), geçen yıl evlendiğini, hamile eşiyle birlikte zor koşullarda yaşamaya çalıştığını dile getirdi. İdil, havaların soğumaya başlamasıyla birlikte eşinin büyük zorluklar çektiğini anlattı. İdil, “Bugün kazı alanında çalışıyorum. Yarın kazılar bitince işsiz kalacağım. Ev verilmez ise gidecek bir yerim yok” diyerek, kendisi gibi birçok kişinin mağdur olduğunu ifade etti.
Muhatap yok
Belediye başkanından Kaymakamlığa kadar mağduriyetlerini birçok yetkiliye ilettiklerini dile getiren İdil, “Bu kente günde bir saat su veriliyor. Ne duş alabiliyoruz ne de lavaboya gidiyoruz. Karşı yerleşke de bizim gibi, suları içilmiyor. Halen oradan buraya su almaya gelen kişiler var. Bu bir insanlık meselesi. Nasıl ki İsrail, Filistin’e zulüm ediyorsa bizim de yaşadığımız sorunlar buna benziyor” diye konuştu. Yetkililerin sorunu üstlenmediğini ifade eden İdil, “DSİ, belediyeye; belediye ise topu başkasına atıyor. Bu şekilde sorunun çözümü için muhatap bulamıyoruz. Her kuruma gittik, bizi oyalamadan başka bir şey bulamadık” dedi.
Dededen toruna mağduriyet
Ne yapacaklarını bilmediklerini dile getiren İdil, şunları söyledi: “Dedelerimizi, babalarımızı ilk yerleşim yerlerinden 60 yıl önce çıkardılar. Dedem mağdur, babam mağdur, ben mağdur, doğacak çocuğum mağdur. Böyle bir mağduriyet zincirlemesi gidecek. Acilen bir çözüm gerekiyor. Bu iş siyasi parti meselesi değil, vicdan meselesidir.”
Hasankeyf Çarşısı’nda yaklaşık 10 yıldır esnaflık yapan Mehmet Ali Kılıçaslan da, kendisine işyeri verilmediği için çarşının yıkılışı sırasında protesto amacıyla eşyalarını yakması ile gündeme gelen bir isim. Yeni yerleşimde kendisi gibi birçok kişinin mağdur edildiğini söyleyen Kılıçaslan, “Ben bedava bir şey istemiyorum. Herkes gibi hakkım olanı talep ediyorum” dedi. Yine yeni yerleşkede hak sahipliği başvurularının yapıldığı tarihte bekar olan, ancak daha sonra evlendiği için konut verilmeyenlerden biri de Salih Ağalday (30). “Kamulaştırma yapıldığı dönemde evli olmadığım için benim gibi birçok insana ev verilmedi.
Şahsım adına bir şey talep etmiyorum, mağdur olan herkes adına talep ediyorum” diyen Ağalday, geçmiş seçim dönemlerinde kendilerine kimi sözler verildiğini, ancak seçimlerin bitmesiyle unutulduklarını söyledi.
Ne işyeri ne konut
Hasankeyf’in tek kadın esnafı olan Nurten Kandemir’e ne konut ne de işyeri verildi. 13 yıldır burada esnaflık yaptığını anlatan Kandemir, “Birçok esnaftan da daha fazla zamandır burada çalışıyorum. Bana ne ev verildi ne de dükkan. Bütün arkadaşlarım kendi dükkanlarına geçerken, ben kiracı oldum. Ben de onlar gibi kendi dükkanıma geçebilirdim. Ama bekar olduğum için biz yok sayıldık. Bekar olmak suç mu diye sormak istiyorum. Kendi hakkımızı talep ediyoruz. Kimseden ücretsiz bir şey de talep etmiyoruz” diye konuştu.