PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kalkması için 8 Kasım’dan bu yana süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemine başlayan Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı (DTK) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in eylemini sahiplenme giderek artıyor. Cezaevlerinde tutukluların başlattığı açlık grevleri sürerken birçok ilde baskın ve gözaltılara rağmen açlık grevi eylemleri yeni gruplar tarafından devralınıyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde Kürtler ve dostları Güven’in taleplerini sahiplenip açlık grevleri başlatırken, Öcalan’a yönelik tecrid İsviçreli parlamenterlerin gündemine taşındı. Almanya’da ise milletvekili Andrej Hunko açlık grevini ziyaret ederek eylemcilere destek verdi. İsviçre’nin Bern kentindeki Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nde açlık grevine devam edenlerden bir heyet, İsviçre Parlamentosu’ndan 3 farklı siyasi partinin milletvekilleriyle bir dizi görüşme gerçekleştirerek, Öcalan’ın durumuna dikkat çekip, yaşanan duruma sessiz kalınmaması talebinde bulundular. Yeşiller, İsviçre Sosyalist Parti ve İsviçre Radikal Liberal Parti, Ulusal Parlamento milletvekilleri ile ayrı ayrı görüşen heyet, Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecride dikkat çekerek Türk devletinin tutumuna karşı harekete geçilmesi gerektiğini ifade ettiler. Leyla Güven’in eylemini hatırlatan eylemciler, Leyla Güven’in talebinin bugün milyonlarca Kürd’ün talebi olduğunu belirterek, CPT ve Avrupa’nın yaklaşımının Türk devletinin elini güçlendirdiğini ve buna karşı İsviçre’nin sessiz kalmaması gerektiğini talep ettiler.
Parlamentoya taşıyacaklar
Yeşillerle yapılan görüşmede söz alan Milletvekili, Balthasat Glatli, Öcalan’ın düşüncelerini yakından takip ettiğini ifade ederek, tecride dikkat çekmek için İsviçre Parlamentosu’na gensoru vereceğini dile getirdi. Heyet Sosyalist Parti (SP) Milletvekilleri Carlo Sommaruga, Margret Kiener Nellen, Fabian Molina, ve dış ilişkiler sekreteri Peter Hug’la da görüşerek taleplerini dile getirdi. Görüşmede söz alan aynı zamanda İsviçre Parlamentosu Kürt Dostluk Grubu başkanı olan parlamenter Carlo Sommaruga, Öcalan üzerindeki tecridin daha öncede SP tarafından gündeme getirildiğini söyledi. Açlık grevi eylemini ve eylemcilerin taleplerini önemsediklerini ifade eden Sommaruga, konunun yakından takipçisi olacağını söyledi. Eylemciler aynı zamanda İsviçre Radikal Liberal Parti Milletvekili Christa Markwalder ile de bir görüşme gerçekleştirdi.
Alman vekil: Güven’in talebi talebimizdir
Almanya Federal Parlamentosu Milletvekili Andrej Hunko, Berlin kentindeki NAV-DEM Derneği’nde açlık grevinde olanları ziyaret etti. Berlin NAV-DEM Derneği’ndeki eylemi ziyaret eden Hunko, “Eylemcilerin talepleri bizim de talebimizdir. Amacınızı ve eyleminizi sahipleniyoruz, sonuna kadar desteklemeye devam edeceğiz” dedi. Başta Öcalan olmak üzere, siyasi tutsakların serbest bırakılması gerektiğini de dile getiren Hunko, “Demirtaş ile ilgili AHİM kararına uyulmasını istiyoruz. Türkiye ayak diriyor, sabote etmeye çalışıyor ama sonunda uymak zorunda kalıyor. Bu sürekli bir durum olarak tekrarlanıyor. Mahkemenin vereceği son karara uymak zorunda kalacaktır, prosedür budur” dedi. Tüm baskılara rağmen, şu anda dünyada Öcalan ve Güven’in etrafında yüzbinlerin kenetlendiğini de belirten Hunko, “Bu daha da devam edecektir ve genel özgürlük mücadelesi açısından da bize umut vermektedir” dedi.
Açlık grevi değil saldırılar suç
HDP Diyarbakır İl Örgütü, tecridi protesto etmek için açlık grevine girenlerin gözaltına alınmasına ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan HDP MYK) Üyesi Zübeyde Zümrüt, Güven’in taleplerinin karşılanması için farklı illerde açlık grevine girenlerin gözaltına alınmasına tepki göstererek, yapılanların insanlık suçu olduğunu kaydetti. Açlık grevi eylemcilerinin yaptığı eylemin insani bir talep olduğunu dile getiren Zümrüt, “Ama Türkiye, bu insani talep ve hakkı kabul etmiyor” dedi. Açlık grevindekilerin, Güven’in taleplerini sahiplenmek için açlık grevine girdiklerini; ancak bu demokratik hakka şiddetle cevap verildiğini hatırlatan Zümrüt, “Açlık grevleri suç değildir. Açlık grevcilerine yapılan saldırılar suçtur” diye konuştu. HDP İzmir İl Örgütü de önce gün 30 kişinin göz atlına alınmasını basın açıklaması ile kınadı.
Kadınlar: Leyla’nın sesine ses olacağız
Almanya’nın Frankfurt kentindeki açlık grevi birinci haftayı geride bıraktı. Açlık grevine kadınların katılımı dikkat çekiyor. Hauptwache Rossmarkt’ta ikinci grupla devam eden açlık grevine kadınların katılımı dikkat çekiyor. Soğuk havaya rağmen eylemlerini kararlılıkla sürdüren kadınlar, “Leyla’nın sesine ses, umuduna umut olacağız” diyor. Songül Çelik adlı kadın tecridi kırmak için grevde olduklarını söyledi. Güven’in eylemine dikkat çeken Çelik, “Diyarbakır’ın bir yerinde; bir cezaevinde bir kelebek kanat çırptı. Biz de ona ortak olmak istiyoruz” dedi. Çelik, Güven’in sesine ses, umuduna umut olmak istediklerini söyledi. Yasemin Kayrak ise amacını “Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması” olarak dile getirdi. Açlık grevinde yer alan kadınlardan İranlı aktivist Maria da “Abdullah Öcalan’ın politik tutsaklığına ve tecridine karşı olduğum için bugün Kürt dostlarımın başlatmış olduğu açlık grevine destek veriyorum” dedi.
Güven ilaçlarını alamıyor
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in avukatlarından Şivan Cemil Özen, müvekkilinin sağlık durumuna ilişkin konuştu. Özen, cezaevi idaresinin, Güven’e B vitamininin verilmesini engellediğini söyledi. Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde bulunan Güven’in, eyleminin 30. gününden sonra kritik evreye girdiğini belirten Özen, TTB konuyla ilgili yaptığı açıklamaya göre 14. ve 30’lu günlerin Güven’in eylemi açısından önem arz eden günler olduğunu kaydetti. Kritik evreye girilmesi nedeniyle önümüzdeki günlerde tüm sağlık kuruluşlarına bir davette bulunacaklarını ifade eden Özen, şöyle dedi: “Bağımsız heyetler tarafından müvekkilimizin birinci dereceden sağlık kontrollerinin yapılmasını isteyeceğiz. Açlık grevinin 10. gününden sonra kan tahlillerinin alınması lazım. B vitamini de kompleks olarak veriliyor ama kemik ve kasların güçlü kalmasını sağlayan B1 vitamininin verilmesi engelleniyor. Açlık grevine başlayan birine ilk günlerden itibaren B vitaminin, özellikle de B1 vitamininin verilmesi gerekir. Ama şimdiye kadar girişimlerimize rağmen müvekkilimize halen B1 verilmemektedir.”
Güven’in daha önceki tutukluluk dönemlerinde beyninde oluşan tümörden dolayı halen rahatsızlık yaşadığını aktaran Özen, şöyle konuştu: “Bu tümörün sonuçta ilaçlarla ilerlemesi engelleniyor. Sayın Güven, açlık grevine girdikten sonra bu ilaçları da alamıyor. Dolayısıyla bu rahatsızlığı aktif olarak daha da belirginleşti. Bunun etkilerini çok derin bir şekilde görebiliyoruz.” Özen, Güven’in avukatları olarak tüm kamu kurum ve kuruluşlarına seslendiklerini söyleyerek, “Müvekkilimizin talebi, demokratik toplum düzeninin bir talebidir. Bu düzende hukuk herkese adil ve eşit bir şekilde uygulanması gerekir” dedi.
HABER MERKEZİ