Ahmet Güneş/ İstanbul
Bazı sesler vardır tarzını yaratır. Ciwan Haco da öyle bir müzisyen. Hangi şarkısını dinlerseniz sıkılmazsınız. İsyan, aşk, savaş, göç ve hatta düello bile müziğine dahildir. Avrupa’da, Türkiye’de, Kürdistan’da her zaman ilgiyle takip edildi. Şairlerden besteler de yaptı. İki Kürt bir araya gelip müzik dinlese Ciwan Haco tercih edilir. Bir Kürt aşık olsa yine Ciwan dinlenilir.
Sadece müzik değil mevzu. Ciwan Haco aynı zamanda Kürtlerin durumu hakkında eylemler de düzenledi. Kürt halkının hakları için çağrılarda da bulundu. Misalen geçtiğimiz günlerde Kuzey ve Doğu Suriye’ye başlatılan saldırıya karşı dünyaca ünlü sanatçılara çağrıda bulundu. Meydanlarda, alanlarda çağrılar yaptı. Biz de Ciwan Haco ile müziğini, geçmişi, Kürt halkının içinde bulunduğu durumu konuştuk.
Öncelikle çalışmalarınızdan başlayalım. Var mı yeni çalışmalarınız?
Artık dijital çağdayız. Çalışmalarımı da ona göre yürütüyorum. Bir karar aldık. 3-4 ayda bir yeni bir çalışmayı dinleyiciye sunacağız. Son dönemde yeni kayıt yaptık. Yılbaşında ya da yeni yılın ilk ayında çıkacak.
Eski albümlerinizi hatta neredeyse tamamını yeniden düzenlediniz. Dinleyicilerinizden nasıl tepkiler geldi?
Güzel tepkiler geldi. Daha önce biraz karışıklık vardı. Dijital platform ilk başladığında şüpheyle karşıladım. Sonra baktık ki öyle değil. Kimsenin hakkı kaybolmuyor. YouTube, Spotfy gibi platformlarda ne kadar dinleniyor, hayranlar vs. sayılar net olarak çıkıyor. Eskisi gibi karışıklıklar yok. Her şey belli yani. Tüm albümlerimi bir araya getirdim. Sadece iki albümüm yanımda yok. Bilura Min ve Off albümlerim yanımda yok. Bir tek bunlar kaldı. Red Müzikle anlaştım, 14 albümüm oraya geçti. Sadece iki albümüm kaldı, onları da önceki şirketlerden alırsam tamamlanmış olacak. Onlar elime geçerse onları da dijital ortama aktaracağız. Buradan da söylemek istiyorum. Bana ulaştırmalarını bekliyorum. Sorunsuz, problemsiz ulaşmasını bekliyorum. Kısa sürede elime geçerse sevinirim.
Buradan da bu iki albümünüz için çağrıda bulunmuş olalım o zaman.
Evet. Bilura Mın ve Off albümlerinin elime geçmesini istiyorum. Misal 14 albümüm yanımda ama bu ikisi yanımda yok. Bu şirketlerden bu albümleri bekliyorum.
YouTube, Spotfy gibi platformlar var dediğiniz gibi. Eskiden kasetler, CD’ler satılıyordu. Tabi yasaklar da bunda etkili oluyordu ama genel olarak Kürt müzisyenler ekonomik bir gelir elde edemiyor. Sizce bunun nedeni neler?
Eksik olan şey kontroldü. Biz kontrol edemiyorduk. Sadece benim için geçerli bir şey değil. Bütün müzisyenlerimiz için öyle. Bir de kopya satılıyordu. El altından, çoğaltılarak oluyordu. Dijital platformlar ise bir devrimdir müzisyenler için. Hiçbir şey çalınmıyor ve eksik sayılmıyor. Kürtlerin durumu zaten ortada. Yaşadıkları sorunlar, ülke durumu vs. Önümüzdeki dönemlerde dijital platformlar daha iyi olacak diye düşünüyorum. Bir müzisyen emek verdi mi karşılığını alabilmeli. Bu her şey için geçerli. Sadece kendim için demiyorum. Sonuçta ben bir yaşa kadar geldim. Bir ömür bitirdim neredeyse. Bence müzisyenler de haklarına sahip çıkmalı. Bunun faydasıyla yeni üretimler yapabilirler. Yani bu tür gelişmeler motivasyon da oluyor.
Yeni kuşak müzisyenleri nasıl görüyorsunuz? Kürt müziği ne durumda? Takip ettiğiniz kimler var?
Ben Kürt müziğini iyi buluyorum. Bir halk olarak hakkımız, hukukumuz yok sonuçta. Eksiklerle beraber başarılı. Sonuçta devletimiz yok. Devletimiz yok ki haklarımıza sahip çıksın. Başur Kürdistanı’ndakilerin durumu daha iyi sonuçta. İyi çalışmalar da çıkıyor orada. Başur Kürt yönetiminde olduğu için fırsatlar daha çok. Kürtlerin devleti olmadığı için Kürt müzisyenler haklarını alamıyor. Türk müzisyenler gibi değil. Bence Bakur’dakiler de her şeye rağmen, içinde bulunduğu duruma rağmen iyi üretimler çıkarıyor. Güzel sesler, iyi müzisyenler çıkıyor.
Peki isim verebilir misiniz?
Yani açıkçası söylemek istemiyorum. Çünkü eksik saydığım veya unuttuklarımın kalbi kırılabilir. Mesela Bakur ve Başur’dan bahsettik. Rojava’da da savaş var ve yine de üretim oluyor. Rojhilat’ta da güzel şeyler çıkıyor. Yani Kürtlerin içinde olduğu duruma göre iyi üretimler çıkıyor. Dijital platform meselesinden sonra daha da iyi olacaktır bence.
Siz şarkılarınızda Kürt edebiyatını hep takip ettiniz. Besteliyorsunuz da. Yeni kuşak Kürt müzisyenler bu konuda eleştiriliyor. Edebiyattan beslenmiyorlar diye. Siz ne düşünüyorsunuz?
Bu bir gerçektir. Bilinen, tanınan şairleri besteledim ben. Ahmed Arif’in 33 Kurşun’u, Mehmet Uzun’un Destana Egîdekî, Rojen Barnas’tan Qedri Can’a kadar. İyi de oldu. O dönem böyle bir gereksinim vardı. Arıyordum böyle şeyleri. Sevdiğim şairlerin şiirlerini besteliyordum. Çok mutluyum bunun için. Keşke daha fazla da yapsaydım. Evet, yeni kuşak maalesef bu konuda pek yapmıyor. Her jenerasyon farklı olabiliyor. Bizim dönemimizde besteliyorduk. Yeni kuşak ise kendi bestelerini yapıyor. Yadırgamıyorum da. O da iyi ama daha iyi olmalı. Ritme önem veren de aşka önem veren de var. Her kuşağın bir müziği var bence. Bir yönelim farkı olabiliyor. Bu da olumlu bir şey tabi. Tabiki daha iyi olmalı.
Kürt müziğinin daha fazla tanınması için neler yapılmalı sizce?
Ben hep diyorum. Tüm renkler müziğimizde olmalı. Yani folklor, modern, pop, blues, rock, flamenko güzel, bunlar da olmalı. Zenginliktir sonuçta. Biz Kürtler de birçok renklere açık olmalıyız. Hip Hop, klasik, caz, opera hepsi güzel. Bence bunların hepsi müziğimizde olmalı. Eksikler de olsa yine de ben Kürt müziğinde iyi bir enerji, olumlu gelişmeler görüyorum.
Geçtiğimiz günlerde İron Maiden’den Joan Baez’e kadar birçok sanatçıya çağrınız oldu Kuzey ve Doğu Suriye için. Bir gelişme yaşandı mı?
Evet, cevaplar geldi. Şimdiki durumda Rojava’da savaşın şiddeti düştü. Umarım savaş devam etmez. Türkiye devletinin başlattığı Girê Spî ve Serekaniye’ye başlattığı savaş esnasında kadınların ve çocuklarını katledilmelerini görünce kahroldum. Oturdum ağladım da. Kim üzülmez ki? Dünyanın neresinde olursa olsun insan üzülür. O çağrıyı yapma ihtiyacı hissettim. Bence savaşın şiddeti devam etseydi farklı açıklamalar da olurdu. İyi ki biraz düzeldi. Umarım daha da düzelir. Tamamen durmadı savaş. Umarım tekrar başlamaz.
Hep diyorum, savaşla, kavgayla bir şey çözülmez. Barışçıl ve demokratik yollarla her şey çözülür. Rojava konusu çok canımı sıktı. Serekaniye’ye, Rojava’ya çok üzüldüm. Yüz yıldır diyoruz ki yeter artık. Biz 50 milyonluk bir halkız. Masada oturup çözmemiz gerekiyor. Umut ediyorum ki Kürtler de Türkiye devleti de bu konuyu demokratik yollarla çözer. Biz Kürtlerin en büyük sorunu Bakur’dadır. Bugün Bakur’da sorunlar hallolursa tüm parçalardaki Kürtlerin durumu değişir, iyileşir. Bunun için umutluyum. Umudumu koruyorum.
Devletlerin bunu anlaması gerekiyor. Bizi ortadan kaldıramazlar. Hakkımızı vermeliler. Doğal haklarımız var. Her halk gibi bizim halklarımız var. Eskisi gibi olmaz artık. Dilimizin, kültürümüzün hakkını istiyoruz. Eskisi gibi kimliği yasakla, dili inkar et gibi bir şey olamaz. Birkaç yıl önce başlayan çözüm süreci çok güzel bir hava oluşturmuştu. Türklerin de Kürtlerin de hoşuna gitmişti, sevinmişlerdi. Türkler de Kürtler de o yıllarda rahatlamıştı. Umarım o günlere tekrar döneriz. Hiçbir insanın ölmesini istemiyorum. Türk askerlerinin de ölmesini istemiyorum, Kürtlerin de. Videoda gördük. Serekaniye’de bir Kürt kadını katlettiler. Yeter artık. Barışmalıyız. Bizler komşuyuz. Hem de bin yıllık komşularız. Masada oturup sorunlarımızı çözmeliyiz.
Son dönemde Rojava’ya saldırıyla Kürt birliği tekrar gündeme geldi. Halk siyasetçilerin bir araya gelmesiyle birliğin sağlanmasını istiyor. Kürtler bir araya gelmeden haklarını alamazlar diyorlar. Siz Kürt birliği için ne düşünüyorsunuz?
Evet. Doğrudur. Bu konu hakkında bir Kürt sanatçı olarak her zaman söylüyorum. Konserlerde, sahnelerde, ortamlarda, cafelerde, söyleşilerde, restoranlarda bir araya geldiğimizde Kürtlerin birliği olmalı diyoruz, bunu konuşuyoruz. Birlik lazım. Birlik biraz zahmetlidir ama olmalı. Mesela işgalci devletlerin hepsi ittifak halinde. Biz bir milletiz. 50 milyonluk halkız. Ayrı düşünebiliriz. Örneğin biz ikimiz konuşuyoruz. Senin adın Ahmet, benim adım Ciwan. Kürdüz ikimizde. İkimizin düşüncesinin yüzde yüz aynı olması gerekmiyor. Bazı konularda sen ayrı ben ayrı düşünürüm. Yani farklı düşünebiliriz ikimiz de. Amaç ve hedef aynı olmalı. Oluşumlar, siyasi partiler bir araya gelmeli. Meşru haklarımız için mücadeleyi ortak yürütmeliyiz. Haklarımız için bir araya gelmeliyiz. Her halk gibi özgür bir şekilde toprağımızda konuşabilmeliyiz. Biz Kürtler Ankara’nın, Bağdat’ın, Şam’ın, Tahran’ın veya başkalarının toprağını istemedik. Biz kendi topraklarımızın davasını güdüyoruz. Bin yıldır topraklarımızdayız. Kamişlo’da, Van’da, Hewler’de, Sinê’de yaşıyoruz. Birliğimiz olmazsa zahmet çekeceğiz. Bir araya gelirsek yüzde yüz başarılı olacağız. Umuyorum ki Kürt partileri bu konu hakkında daha ciddi adımlar atar. Ancak biz de o zaman özgür bir şekilde yaşarız.
Avrupa’da Kürtler çok büyük eylemler yaptı. Farklı ülkelerden de birçok halk Kürtlerle dayanışma eylemleri düzenledi. Siz bu eylemleri nasıl görüyorsunuz?
Bu eylemleri çok olumlu görüyorum. Kürt halkını bu anlamda kutluyorum. Kürt halkına destek veren tüm dostları da kutluyor, teşekkür ediyorum. Kürtler ve destek veren halkların eylemleri savaşın durmasında etkili oldu. Bu eylemler devam etmeli. Kürtler hep ayakta olmalı. Bu tür barışçıl eylemler herkesin dikkatini ve ilgisini çekiyor. Bütün dünya bu eylemleri izledi. Yüz yıldır Kürtler savaşıyor. Şu kanıtlandı; Kürtler savaşmayı seven bir halk değildir, savaşmaya mecbur bırakılan bir halktır.
Kürtler de demokratik ve barışçıl eylemlerle haklarını savunmalı. Bu eylemler çoğalmalı. Bu eylemler çoğaldıkça haklarımıza daha da yakınlaşacağız. Türkiye’de de bu tür eylemler olmalı.
Almanya’da, Kanada’da, Amerika’da eylemler oldu. Geçen gün bir televizyon kanalında da söyledim. Biz Avrupadakiler organizasyonlar düzenliyoruz, özgürce yaşıyoruz. Özellikle Avrupa’daki eylemlerden bahsetmek istiyorum. Hep diyorum, modern ve barışçıl eylemler düzenlenmeli. Hiç kimse eylemlerde İsveçli veya Alman polislere taş atmamalı. Maalesef 80’li ve 90’lı yıllarda yanlışlar yaptık ve bunun zararını gördük. Barışçıl, demokratik ve modern eylemler yapmalıyız. Almanya’daysan onların yasalarına uymak gerekir. Onlar düşman değil sonuçta. Eksiklikleri var devletlerin ama eylemlerde onlara bir şey yapılmamalı. Avrupa bizim düşmanımız değil. Bugün Avrupa’da milyonlarız. Bu çok büyük bir güçtür. Kürtlerin lobileri olmalı ve güçlenmeli. Barışçıl yollar açmalıyız. Daha çok eylemler yapmalıyız. Kanunlar içinde eylemlerimizi yükseltmeliyiz. Caddelere çıkıp haklarımızı savunmalıyız. Davamızı iyi anlatmalıyız.
Avrupa’da eylemler düzenleniyor ama burada eylem yapılamıyor. Peki siz Kürt sanatçılar olarak bir girişimde bulundunuz mu Kürtlerin birliği için. Var mı böyle bir çalışma?
Biz her zaman diyoruz, birliğinizi sağlayın. Maalesef dinlemiyorlar. Partiler, oluşumlar bunu başarmalı. Kendi problemlerimizi bir kenara bırakmalıyız. Biz sanatçılar çağrılar yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz.
Mesela çözüm süreci başladığında Kürtlerin durumu iyileşmişti. Maalesef geriye gitti her şey. Eksiklikler oldu ama iyi bir süreçti. Türk devleti bu sorunu çözebilir. Yüz yıldır savaş var. Kürtler yüz yıldır savaşıyor. Artık durmalı bu. Bir Kürt olarak üzülüyorum. Biz diyoruz ki barışçıl yöntemlerle bu sorun çözülmeli. Aklıselim olmalı devlet. Kürtlerle masada oturmalı. Çözüm sürecinde hepimiz sevindik ölümler olmadı diye. Yine de umutluyum. Çünkü Kürtler ve Türkler mecbur buna. Sonuçta nereye kadar savaşacağız? Biz bir halkız, kimliğimizi istiyoruz. Talebimiz şudur: bizim bir dilimiz, kültürümüz, toprağımız var ve tanıyın bunu. Diyoruz ki buyurun demokratik bir şekilde oturalım ve sorunları konuşalım. Kimse ölmesin ve göç ettirilmesin.
80’lerde savaş başladığından beri 10 milyon insan sürüldü. Nusaybin’den, Şırnak’tan, Tatvan’dan Hakkari’den çok sürgünler, ölümler oldu. Bir Kürdün daha ölmesini istemiyorum. Aynı zamanda bir Türkün de ölmesini istemiyorum. Savaş dönemi artık bitmeli. Nereye kadar sürecek? Nereye kadar katledebilirler? Biz 50 milyonuz. Artıyoruz ve azalmıyoruz. Hepimizi yok edemezler. Artık gerçek kardeş olalım. Sözde kardeş değil. Yok 50 milletvekili AKP’de, işte sorunlar bitti, Kürtler haklarını aldı gibi yalanlara tokuz. AKP içindeki Kürtler temsilcilerimiz değil. AKP içindekiler Kürt halkının sorunlarını çözseydi eyvallah derdik ama öyle değil. Kim bizi temsil ediyor? Kürtleri HDP temsil ediyor. Kürtleri temsil edenler de bugün hapishanelere atılıyor.
Kayyumlar da atanıyor.
Şimdi bu doğru bir şey mi? Örneğin Diyarbakır’ı ele alalım. Nasıl kayyum atarsınız? Selçuk başkanı ele alalım. O insanı neden içeri aldınız? Ahmet Türk’ten ne istediniz? Onlara sevgilerimi gönderiyorum. Bir de şunu söylemek istiyorum. Mesela Ahmet Altan gibi bir yazar. İnsan Ahmet Altan gibi bir yazarı nasıl hapse atar? Bir Türk ve tanınan bir yazar ve onu içeri atıyorlar. Kürtlere neler yapmazlar ki? Bu hükümet sürekli zulüm üretiyor. Sadece Kürtlere değil Türklere de zulmediyor. Ahmet Altan ne yaptı? Selahattin Demirtaş ne yaptı? Eşitlik ağzından düşmedi. Zulüm böyle devam etmez. Çözüm süreci umarım tekrardan başlar. Yine masada oturulur. Eşitlik, dostluk, gül çiçek olsun fişek değil. Mermi değil çiçek uzatalım birbirimize.
Peki Ciwan Haco olarak Kürtler üzerinde ağırlığı olan birisiniz. Bunun verdiği sorumluluk nasıl? Ne hissettiriyor?
Hep daha iyi şeyler yapmak istiyorum. Yeni çalışmalarım çıkacak yakında. İnsan olarak, Kürt olarak her yerde söylediğimi söylüyorum. Ben diyeceğimi dedim, diyorum da. Halkım için elimden geleni yapmaya çalıştım. Aşk için söyledim, ülkem için söyledim. Bir şiir, bir duygu, bir bakış, bir söz benim ilgimi çekiyor. Tüm dünyada savaşlar bitsin istiyorum. Biz de bu dünyanın içinde bir parça olalım. Halkımın üstündeki zulüm ve katliam bitsin istiyorum. Dostlar gibi oturup sorunu çözelim istiyorum.
Buradan dinleyicilerinize, okurlara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Tüm dinleyicilere, okurlara selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum. Şunu demek istiyorum: Birbirinizi sevin. Birbirinizi kucaklayın. Şu farklı düşünüyor o halde düşmanımdır diye düşünmeyin. İnsanlıktan güzel bir şey yoktur. Dilinizi koruyun, çocuklarınızla anadilinizle konuşun. Güzel Kürtçemizle. Her yerde haklarınıza sahip çıkın. İçinizi de ferah tutun. Kucaklayıcı olun. Teşekkür ederim.