Suruç Katliamı ve başlatılan adalet mücadelesinin üzerinden 5 yıl geçti. Aileler, çocuklarının Kobanê’ye insanlık için gittiğini belirterek, katillerin yargılanmadığına dikkat çekti
Urfa’nın Suruç ilçesinde Amara Kültür Merkezi’nde 20 Temmuz 2015 yılında biraraya gelen ortak duygulara sahip bir grup insan, Kaymakamlık’tan Kobanê’ye geçiş izni çıkmasını beklerken, yaptıkları basın açıklaması sırasında DAİŞ’in bombalı saldırısına uğradı. Saldırıda farklı coğrafyalardan farklı hikayelere sahip 33 insan hayatını kaybederken, 100’den fazla kişi yaralandı.
Üzerinden 5 yıl geçen Suruç Katliamı’nda hayatını kaybeden Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) üyesi Uğur Özkan’ın babası Mehmet Özkan ve Birleşik Anarşist Atak üyesi Vatan Budak’ın babası Murat Budak 5 yıldır yaşadıklarını ve verdikleri adalet mücadelelerini Mezopotamya Ajansı’ndan Mehmet Aslan ve Ferhat Çelik’e anlattı.
İnsanlık adına gittiler
Özkan’ın babası Mehmet Özkan, oğlunun insanlık adına oraya gittiğini söyledi. Oğlundan sürekli ihtiyacı olan insanlarla dayanışma içinde olan biri olarak söz eden baba Özkan, oğlunun kendi ayakları üstünde durmayı bilen yurtsever bir kişilik olduğunu vurguladı. Yolla çıkmadan önce annesinden bayram şekeri ve birkaç çift çorap istediğini aktaran Özkan, “DAİŞ’in saldırılarını yoğunlaştırdığı dönemde de Kobanê’ye gitmişti. Gelip orada kimsesiz kalan çocukların durumundan, ışık saçan gözlerden söz ediyordu. Tabii biz tekrardan oraya gideceğini bilmiyorduk. Yaptıktan sonra gelir en güzel tarafından tutup anlatırdı. Attığı her adımını insanlık adına atardı” dedi.
‘Herkeste bir fotoğrafı vardı’
Oğlunun orada olduğunu bilmediğini ve gelen bir telefon üzerine CNN Türk’ü açıp oğulun cansız bedenini gördüğünü ifade eden Özkan, “Daha sonra onu alıp memleketimiz Cizre’ye defnetmek için yolla çıktık. Cenaze sırasında on binlerce kişi fotoğrafıyla bizi karşıladı. Biz de doğru düzgün fotoğrafı yoktu ama herkeste bir fotoğrafı vardı. Uğur onların arkadaşıydı. Cenaze sırasında da dedim şimdi de demek istiyorum; bu halk için ne kadar bedel verirsen azdır, yıllardır zulüm altında olan bu halka her şey laiktir. Onun davası bizim davamızdır, sahip çıkıyoruz” diye konuştu.
‘Eğer devlet yapmadıysa neden önlemedi?’
5 yıldır devam eden mahkeme sürecinde “Görevi kötüye kullanma ve ihmal” suçlamasıyla yargılanan polisin ifadelerini hatırlatan Özkan, “Eğer devlet yapmadıysa neden önlemedi?” diye sordu. Öte yandan canlı bomba Abdurahman Alagöz’ün ailesinin savcıya oğulları canlı bomba olacağına dair dilekçe verdiğini ancak buna rağmen bir önlemin alınmadığını dile getiren Özkan, “Bu katliamın önünü almak MİT’in görevi değil miydi? Ayrıca patlama öncesi ve sonrası 5 saatlik kaybedilmiş görüntü var. Bunun yanı sıra Suriye’de yakalanan DAİŞ’li İlyas Aydın’ın ‘Türk istihbaratının büyük bir yönlendirmesi oldu’ konuşması bunu açıkça gösteriyor ki bu işte bir iş var. Bütün bunları bir tarafa bıraktığımızda bu sefer dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun o dönem için ‘Defterler açılırsa birçok insan, insan içine çıkamaz’ ifadeleri var. Bu ifadeler de açıkça gösteriyor ki katliam planlı bir şekilde gerçekleşmiş” diye belirtti.
‘O yolda ölsem dahi…’
Açık ve planlı bir vahşettin yaşatıldığını vurgulayan Özkan, “Herkese sesleniyorum. Bu üzerimizde açık açık olan vahşeti görün. Bu şu an olan dünya da hiçbir kavimin üzerinde olmamıştır. Bu kadar acı yaşamamıza rağmen hala adalet diyoruz. Bir kedileri ölüyor savcıları hakimleri başında toplanıyor. Bizim 33 insanımızın bir kedi kadar değeri yok mu? Hepsi öğrenci okumuş insanlardı. Ne zararları vardı. Sadece insanlık namına mağdur olan çocuklara yardıma gidiyorlardı. Bu gün aynı şey olursa, ben de kendim giderim. O yolda ölsem dahi insanlık namına giderim” ifadelerinde bulundu.
‘Katiller belli’
Oğlu Budak’tan “iyi bir yoldaşımızdı” diye söz eden baba Murat Budak da oğlunun zulme uğrayan çocuklar için o gün orada olduğunu ve katledildiğini söyledi. “Katiler aslında belli” diyen baba Budak, “Bu kendini patlatanların hepsi bir piyon. Asıl sorumluları bütün dünya biliyor” vurgusunda bulundu.
‘Asıl sorumlular yargılanmadı’
Yapılan saldırının göz göre yapıldığını vurgulayan Budak, şöyle devam etti: “Saldırıyı yapan katil daha önce Urfa da yakalanıyor. Üç gün gözaltında kalıyor. Buna rağmen salıyorlar. Üç gün sonra ise saldırıyı gerçekleştiriyor. Suruç katliamını yapan ile Ankara Katliamını yapan kardeşler ellerini salaya salaya gidip katliamı yaptılar. Ancak onların arkasındaki asıl sorumlular yargılanmadı. Onlar yargılanana kadar mücadele etmeyi sürdüreceğiz.”
Samanlıkta iğne aramak Türkiye’de adalet aramaktan daha kolay
Suruç katliamının üzerinden geçen 5 yılla rağmen adaletin hala sağlanmadığına dikkati çeken Budak, Türkiye’deki adalet sistemine işarette bulundu. Durumu, “Samanlıkta iğne aramak Türkiye’de adalet aramaktan daha kolay” olarak nitelendiren Budak, ancak ne olursa olsun adalet mücadelelerini sürdüreceklerinin altını çizdi. Budak, sözlerini şöyle tamamladı: “Onların korkulu rüyaları olmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim çocuklarımız bizim gururumuz, onurumuz. ‘33 düş yolcusunun’ bize bıraktığı onur çok büyük. Her gün sokaklarda mücadelelerini yaşatıyoruz, yaşatacağız. Bize de düşen onların bize bıraktığı bayrağı taşımak.”
İSTANBUL