Efrin operasyonunu eleştirdikleri için yargılanan siyasetçilerin duruşmasında savunma yapan ESP Genel Başkanvekili Fadime Çelebi, siyasi iktidarın isteği üzerine yargılandıklarını belirterek, 5 yıl değil 5 bin yıl da verilse barış demeye devam edeceğini söyledi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü ve Barış Akademisyeni Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanvekili Fadime Çelebi’nin tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşmasında yargılananlar savunma yapmaya başladı.
Kimlik tespitinin ardından avukat Pınar Aydemir tutuksuz yargılanan Gülistan Kılıç Koçyiğit, Musa Piroğlu, Serpil Kemalbay ve Tülay Hatimoğulları’nın milletvekili seçilen isimlerin yargılanmasının durdurulmasını istedi. Mahkeme heyeti talebin daha sonra değerlendirilmesine karar verdi.
Duruşmada ilk olarak tutuklu yargılanan Fadime Çelebi savunma yaptı.
‘Barış halkların geleceğidir’
Çelebi, yarın üçüncü yılını geride bırakacak Suruç katliamının yıldönümü olduğunu anımsatarak, patlamada yaşamını yitirenleri anarak savunmasına başladı. Çelebi, 9 Şubat’tan bu yana 5,5 aydır tutuklu bulunduğunu anımsatarak, “Özellikle yaptığımız basın açıklaması yıllardır yaptığımız açıklamalardır. Ben yıllardır ESP’de siyaset yapıyorum. Genel başkan yardımcısıyım, yıllardır kadına dönük her türlü saldırıya karşı sokakta oldum. Gelinen noktada siyasi iktidarın intikam alma duygusu güttüğünü söyleyebilirim. Davaya konu olan açıklamayı savaşa karşı olduğumuz için yaptık. Efrin operasyonu, kadınların öldürülmesi, çocukların öldürülmesidir. Ben de bir anneyim. Tarih savaşın acısını yazmıştır. Bugün Efrin halkı ile Türkiye halkları arasında herhangi bir sorun yoktur. Yaptığımız basın toplantısının içeriği barışa, halkların kardeşliğine dair bir metindi. Ancak siyasi iktidarın bu operasyonla bir dizi rant elde etmiş olduğunu da gördük. Her gün televizyonlarda rakam vererek, terörist öldürdük diyen fikirler yargılanmıyor ama halkların bir arada ortak yaşama çağrısı yaptığımız bir toplantı nedeniyle yargılanıyoruz. Bir birey olarak da bunu söylemeye devam edeceğim. Barış halkların geleceğidir, kadınların ölmemesidir, çocukların özgür yaşamasıdır. 5 yıl değil 5 bin yıl da verilse bunu söylemeye devam edeceğim. Bunun suç olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Çelebi, Türkiye’deki siyasi gelişmelere bağlı olarak yaptıkları açıklamaların delil olarak gösterildiğini belirterek, “Siyasi partilerin gerçek anlamda siyaset yapma hakkı nerede kalıyor. Bugün tek partili sisteme mi geçmiş durumdayız. Sadece siyasi iktidar mı çalışmasını yürütecek. Bu davanın gerçek anlamda bir hükmü yok. Siyasi iktidar istediği için bugün buradayız. Bu davanın derhal düşmesini söylemek istiyorum” diyerek, savunmasını tamamladı.
‘Barıştan yana duruş sergiliyoruz’
Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Eşsözcüsü Kezban Konukçu Kok savunmasında SODAP olarak Türkiye’nin üçüncü büyük partisi olan HDP’nin bir bileşeni olduklarını ve açıklamanın da HDP’nin büyük kongresi öncesinde yapıldığını anımsattı. Kok, “Suç işlediğimizi kabul etmiyoruz” dedi ve ekledi: “Kongre öncesinde yaptığımız tartışmalarda ülkemizde yaşanan süreçle ilgili fikirlerimizi açıklama özgürlüğünü kullanarak bir açıklama yaptık. Açıklamanın içeriği tamamen barış yanlısıydı. Sivillerin, kadınların çocukların ölmemesine dönüktü. Bu anlamda düşüncemizi açıklama hakkımızı kullandık. Bu nedenle suçlamayı kabul etmiyorum.”
Kok, suçlamaya konu yapılan “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme”ye katılmadığına vurgu yaparak, “Savaş çağrısı ya da insanlara ayrımcı bir dil kullanılmamıştır. Bu dili kullanan siyasi yapı zaten bilinmektedir. HDP olarak her zaman barıştan yana duruş sergilemişizdir. Yine dosyada işgal kavramı üzerinde durulmuş. Bir ülkenin başka bir ülkenin sınırlarını işgal etmesi evrensel hukukta işgal olarak tanımlanmaktadır” savunması yaptı.
‘Bu topluma karşı yapılmış bir saldırıdır’
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşsözcüsü Naci Sönmez, kendisinin de 12 Eylül askeri darbesinin ardından 3 yıl boyunca tutuklu kaldığını hatırlatarak, gözaltına alınışının 12 Eylül’ü aratamayan bir gözaltı süreci olduğunu belirtti.
“Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olarak AKP hangi yasa ile kurulmuşsa biz de aynı yasalarla kurulan bir siyasi partiyiz” diyen Sönmez, şöyle devam etti: “Bizim gözaltına alınmamız şahsımızla alakalı değil bu aynı zamanda bütün topluma karşı yapılmış bir saldırıdır. Burada demokrasi, barış yargılanıyor. Savaşa karşı olmak gibi bir suç olabilir mi? Bu bir siyasi davadır. İddianamede hukukla ilgili zerre bir şey bulamadım. 12 Eylül’de 3 yıl tutuklu kaldım. O zaman bile ceza verecekleri sanığın belli bir hukuka göre ceza almasını sağlamaya çalıştılar. Ama bugün yaşadıklarımıza bakın. Savaşı mı savunacağız. Bir yurttaş olarak bunu kabul etmiyorum. Burada hüküm de verilse 17 yaşında nasıl boyun eğmediysem bugün de eğmem. Siyasi hayatımız barıştan, demokrasiden, insan haklarından yana geçti. Nasıl bir şiddet yanlısı olabiliriz. Bugün bu ülkede AKP hangi hakka sahipse benim partimde buna sahiptir. Bunu siyasi operasyonlarla gerçekçi olmaktan çıkarmak mümkün değildir.”
Duruşma Hamzaoğlu’nun savunması ile devam ediyor.
HABER MERKEZİ