Gözlemcilere göre, İran hükümeti ve destekçileri hiçbir dönemde halk ayaklanması karşısında şu andaki kadar zayıf olmadı. Ne tehditler ve saldırılar ne de medyada yaydıkları senaryolarla halkın güvenini kazanamadılar
İran İslam Cumhuriyeti, tarihi boyunca özellikle 2009 yılından bu yana sürekli protestolara sahne oldu. Ancak önceki protesto gösterilerinin hiçbiri 16 Eylül’de Jîna Emînî’nin (Mahsa Amini) ‘ahlak polisleri’ tarafından katledilmesinin ardından başlayan protestolar kadar yaygın ve dünyada böyle bir ses getirmiş değil.
RojNews haber ajansı, İran ve Kürdistan Eyaleti’ndeki mevcut ve daha önceki gösteriler arasındaki farkı beş başlıkta derledi.
‘Jin, jiyan, azadî’ sloganı
İran’da yaşanan önceki protestolarda atılan sloganlar siyasi ve ekonomik içerikliydi. Ancak İran ve Kürdistan Eyaleti’ndeki mevcut protestolarda tepkiler ve sloganlar, insan haklarına ve her şeyden önce kadın hakları ve eşitlik talebine yönelik.
Kaynağını Kürdistan Özgürlük Hareketi’nden alan ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganı, ilk defa Jîna Emînî’nin (Mahsa Amini) Kürdistan Eyaleti’nin Saqiz kentindeki cenaze töreninde atıldı. Ardından bu slogan hem İran içindeki hem de dışındaki protestoların ana sloganı oldu. İran’daki tüm otoritelere, liderlere ve yöneticilere yönelik sloganların aksine, bu protestolardaki talep ve sloganlar insan haklarına, eşit yurttaşlığa ve özellikle kadın haklarına yönelik. Mevcut sloganlar hiç kimseyi, hiçbir grubu veya partiyi destekler nitelikte değil.
Daha önceki tüm gösterilerde insan hakları, kadın hakları ve eşitliğe dair bazı sloganlar atılsa da bunlar hiçbir zaman gösterilerin ana talepleri olmamıştı.
Protestoların yaygınlığı
İslam Cumhuriyeti tarihinde son yaşanan protesto gösterilerinde ileri sürülen taleplerin başka bir örneği yok. Dünya genelinde de bu tarz eylemlerin örneği çok azdır.
İran’daki mevcut protestolara en çok benzeyen protestoların, korona virüsünün yayıldığı Amerika Birleşik Devletleri’nde George Floyd adlı bir kişinin polisler tarafından öldürülmesiyle başlayan ve dünya geneline yayılan protestolar örnek verilebilir. İran’daki son protestolar da Emînî’nin gözaltındayken polisler tarafından katledilmesiyle başladı ve yayıldı.
Ayrıca bu protestoların bir diğer farkı, erkeklerin de kadınların yanında durarak, kadın haklarını talep etmesidir.
İranlı kadınların direnişine diğer ülkelerden kadın ve kadın hareketlerinin desteği, en azından yayılma anlamında, önceki protestolardan önemli ölçüde farklıydı.
Gösterilerin süresi
İran’da daha önce yapılan hiçbir protesto gösterisi mevcut gösteriler kadar uzun sürmedi. Önceki protestolarda genellikle şunlar yaşanıyordu;
Hükümet protestolara hazırlıklı olsun ya da olmasın, göstericilere karşı güç ve şiddet kullanıyordu. Protesto gösterilerini ‘karışıklık çıkarma’ ya da ‘yoldan çıkma’ olarak tanımlıyordu ve göstericilere yönelik müdahalesini kamu mallarının ve özel malların zarar görmesini önlemek olarak meşrulaştırıyordu. Protestoların arkasında yabancı güçlerin, özellikle de Amerika ve İsrail’in olduğunu söylüyordu.
Bu sebeplerle güvenlik güçleri alanlarda güç kullanıyordu. Hamaney, birkaç günlük sessizliğin ardından (ancak bu seferki sessizliği daha da uzun sürdü) çıkıp protesto ve gösterilerin arkasında yabancı güçlerin olduğunu iddia ediyordu.
Ardından telefon ve internet ağları kesiliyor, tutuklamalar ve gözaltılar en yüksek düzeye ulaşıyordu. Gözaltına alınan ve tutuklanan kişilerin zorla ‘kandırıldık’ şeklinde ifadeleri alınarak televizyonda yayınlanıyordu.
Bir hafta sonra protestolar azalıyor, protestolarda katledilenler polis kuşatması eşliğinde sessizce gömülüyordu. Ardından hükümetten ‘komplo ve fitneler boşa düşürüldü’ şeklinde açıklamalar geliyordu. Ancak bu defa protestolar dört haftadan uzun süredir devam ediyor.
İran dışından verilen destek de, gerek gösterilerin 150’den fazla kente yayılması gerekse devamlılık ve katılanların sayısı açılarından çok daha yüksek.
1979’dan sonra ilk kez
Üniversiteler, İran tarihinde gösteri ve protestoların merkezi olmuştur. İran’daki son gösterilerde de öğrenciler en ön sıralarda yerlerini aldılar. 1979 devriminden sonra ilk kez liseli kadın öğrencilerin gösterilerde yer almasına dikkat çekmek gerekiyor. Kadın öğrenciler başörtülerini çıkararak, ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganını atıyor ve erkek okul yöneticilerini okullardan kovuyor.
Tarafsızlar ve aracıların olmaması
Önceki tüm protestolarda bazı yazar, sanatçı ve sporcular tarafsız kalarak arabulucu görevi üstleniyordu. Her iki tarafa da itidalli olma ve şiddetten uzak durma çağrısında bulunuyordu.
Ancak son protestolarda, protestoların yayılması ve Emînî’nin katledilme şekli nedeniyle arabuluculuk oldukça zorlaştı. Birçok sanatçı, sporcu ve akademisyen halkın yanında olarak, taleplerine destek veriyorlar ve iktidarın halka uyguladığı şiddeti kınıyorlar.
Gözlemcilere göre, İran hükümeti ve destekçileri hiçbir dönemde halk ayaklanması karşısında şu andaki kadar zayıf olmadı. Ne tehditler ve saldırılar ne de medyada yaydıkları söz ve senaryolarla halkın güvenini kazanamadı.
Devlete olan güvenin azalmasıyla verilen destek de azaldı. Protestoların başladığı ilk günlerde hükümet, taraftarlarını sokaklara çıkararak kendisini çoğunluk, protestocuları azınlık olarak göstermeye çalıştı. Ancak bunda da başarılı olamadı ve önceki dönemlere göre iktidar yanlılarının sayısı büyük oranda azaldı.
DIŞ HABERLER