Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı’nın açıkladığı kadına yönelik şiddet raporuna göre, kadına yönelik şiddeti iktidarın söylem ve politikaları besliyor
Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, son 5 aylık kadına yönelik şiddet raporunu ve 25 Kasım’da yapılan çalıştayının sonuç bildirgesini açıkladı. İHD Diyarbakır Şubesi’nde yapılan açıklamada okunan raporda, 1 Temmuz ile 10 Aralık 2019 tarihleri arasında kentte 838 kadının şiddet gördüğü belirtildi.
720 kişiye psikolojik şiddet
Açıklamayı yapan ağ avukatlarından Öykü Çakmak, kendilerine 5 ay içerisinde Diyarbakır ve ilçelerinden 838 kadının başvurduğunu, bunlardan 720 kadının psikolojik, 422 kadın fiziksel, 392 kadın ekonomik, 321 kadın dijital şiddet ve ısrarlı takip yoluyla, 198 kadının ise sosyal şiddete maruz kaldığını söyledi.
Hem aile hem de toplum
Çakmak, şiddet uygulayan erkeklerin büyük çoğunluğunun kadınların evli olduğu erkekler olduğunu söyleyerek, başvuru yapan her kadının, birden çok şiddet türüne maruz kaldığını kaydetti. Kadınların yüzde 85’inin sistematik olarak psikolojik şiddet gördüğünü vurgulayan Çakmak, kadınların hem aile içinde hem de toplumsal yapı içerisinde sosyal şiddete maruz kaldıklarını ifade etti.
İntiharlar araştırılmalı
Sonuçlarına dâhil etmedikleri ve cinsel ilişkiye maruz kalan 97 çocuğun (15-18 yaş arası çocuk) adli işlem gördüğünü söyledi. Son 5 ayda kentte 3 kadının katledildiğini belirten Çakmak, kentte yaşanan intihar vakalarının da yüksek olduğunu ifade ederek, “Kadın intihar vakalarının hem adli hem de sosyolojik boyutuyla derinlikli olarak incelenmesi gerekmektedir” dedi.
‘Dayanışma sürecek’
Çakmak, kurum olarak sosyal medya aracılığıyla Türkiye’nin diğer kentlerinden son 5 ayda 62 başvuru aldıklarını belirterek, farklı kentlerdeki kadınlarla bu konuda işbirliği yaparak destek sunduklarını kaydetti. Çakmak son olarak, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin, çocuk yaşta evliliklerin ve intihar cinayetlerinin yoğun yaşandığı bir dönemden geçildiğini belirterek, tüm toplumu saran şiddet sorunun en çok kadını vurduğunu kaydetti. Çakmak, kadına yönelik şiddetle mücadelede işbirliği, dayanışmayı kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi.
‘Kadın şiddetini erkek iktidar besliyor’
“Kadınlar şiddetsiz bir yaşamı konuşuyor” adlı çalıştayın sonuç bildirgesinde ise, savaş ve çatışmalarda genellikle kadınların etkilendiği belirtilerek, “Kadınlar bağlı oldukları etnik ya da dini gruplardan dolayı kırıma maruz bırakılmış, istismar edilmiş ya da fuhuşa zorlanmışlardır” denildi. Kadın cinayetlerinde artışın sebebinin cezasızlık politikası olduğu belirtilen açıklamada, “Erkek egemen iktidar, şiddeti yeniden üretmekte ve bu durum kadına yönelik şiddeti beslemektedir” denildi. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması gerektiği vurgulanan bildirgede, “Sözleşme, yürürlüğe girdiği tarihten günümüze kadar etkili bir biçimde uygulanmamıştır. Bu tutum, Ayşe Tuba Aslan’ın 23 kez başvuru yapmış olmasına rağmen yaşam hakkının korunamadığı bir zemin yaratmıştır” denildi.
‘Kadın kazanımlarına saldırı’
Bölgede kadına yönelik şiddetin artmasının sebebinin OHAL olduğu vurgulanan açıklamada, “OHAL dönemi ve kayyum atamalarıyla birlikte kadın dernekleri ve kadın dayanışma merkezlerinin kapatılmış olmasıdır. Kadın dernekleri ve dayanışma merkezlerinin kapatılmış olmaları sonuç vermemiş, kadının direngen doğası farklı mücadele yöntemleri geliştirmiştir” denildi. ‘Özsavunmamız var’ Bildirge şu sözlerle son buldu: “Erkek egemen sistem biz kadınları tarihsiz, hafızasız bırakmak istemektedir. Kadınlar olarak bu gidişe tarih boyunca birçok ülkede, farklı yöntemlerle defalarca itiraz ettik. Bu itirazlar sayesinde elde edilen kadın kazanımlarının birer özsavunma unsuru olduğu unutulmamalıdır. Kadınlar bu kazanımlarından vazgeçmemektedir. Bu tavır kadın dayanışmasını güçlendirmektedir.”
DİYARBAKIR