Suriye konulu dörtlü zirveyi değerlendiren Yazar Hamide yiğit, zirvedeki esas gündemin ‘Cihatçıların evlerine geri dönüşü’ olduğunu ve bunun da Avrupa’yı dehşete düşürdüğünü belirtti.
Türkiye’nin ev sahipliğinde, Rusya, Almanya ve Fransa’nın katılımıyla dün İstanbul’da Suriye zirvesi gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in katıldığı dörtlü zirvenin ana gündemi, sahadaki gelişmeler, Soçi mutabakatının ardından İdlib’deki durum, mültecilerin ülkelerine geri dönüşü meselesi ve Astana ile Cenevre platformlarında sürdürülen siyasi çözüm süreci doldu.
Ortadoğu ve Arap coğrafyasına dair çalışmalarıyla tanınan Yazar Hamide Yiğit, toplanan zirveye ilişkin Mezopotamya ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu.
‘Halkın direnişini önemsiyorum’
”Geldiğimiz noktada Suriye’de kazanan, direniştir” diyen Hamide Yiğit, Bu direnişte devletin resmi ordusuyla yürüttüğü savaştan öte halkların, mahallelerde, köşe başlarında kurduğu halk komiteleri ve gerçekten YPG-YPJ gibi halk savunma birliklerinin direnişlerinin etkisini daha çok önemsediğine vurgu yaptı.
Suriye’de olan biten şimdiye kadar bir vekâlet savaşı ve emperyalist güçlerin kendi aralarındaki hegemonya krizinden kaynaklandığını belirten Yiğit, ”İki kutuplu bir küresel güç mücadelesi söz konusuydu” dedi.
‘Vekalet savaşıydı’
Suriye’de yürütülen vekâlet savaşının Suriye cihadı için dünyanın dört bir yanından toplanan El Kaide’ci savaşçılar üzerinden yürütüldüğünü söyleyen Yiğit, ”Doğrudan simetrik bir savaşa girilmeyip, asimetrik bir savaş yönetme biçiminde gerçekleşti vekil savaşçılar üzerinden. Bütün o militanlar bir cihat yapmak üzere gittiler Suriye’ye. Bu cihat da, emperyalist güçler adına yapılıyor aslında. Gönderilen bu bütün cihatçı militanların geriye dönüşleri söz konusu artık” sözlerini kaydetti.
Avrupa’yı dehşete düşüren en büyük kaygının ”cihatçıların geri dönüşleri” olduğunu belirten Yiğit, ”İkincisi ise, Suriye’ye müdahalenin gerekçesi yaptıkları mültecilik, şimdi can yakan önemli bir mesele haline geldi” dedi.
Yiğit, ”Doğalgaz havzalarına erişim ve pazarına nüfuz etme üzerinden yürütülen kavga, bir süre devam edecektir elbette” diyerek, sözlerin şöyle devam etti: ”Yani hiçbir küresel güç, ‘Ben yenildim’ diye kenara çekilmez, havlu atmaz. Kırıntılar üzerinden de olsa savaşı sürdürmeye çalışacaktır. Fakat ne kadar uzatılırsa uzatılsın Suriye’deki savaşta artık bir çözülme oldu. Bu çözülmede kırkın üzerinden cephede savaşan militanlar İdlib’de toplandılar. Küresel güçlerin pozisyonu da bu mevziler üzerinden yürüyor.”
Avrupa’yı kaygılandıran mülteci tehdidi
Suriye’deki savaşın sona doğru gelmesiyle selefi güçler içinde yer alan kişilerin mülteciler ile Avrupa ülkelerine geçebilmesinin Avrupa’yı çok kaygılandırdığını belirten Yiğit, dörtlü zirvenin esas amaçlarından bir tanesinin de bu kaygıyı gidermek olduğunu söyledi. Yiğit, Türkiye’nin zaman zaman ”kapıları açarız” yönünde sözler söyleyerek, Avrupa’ya ”Bu yükümlülüğü eşit düzeyde üzerinize almadınız. Bu mültecilere kapıları açtık, geçenlerin arasında mülteci mi, militan mı olduğunu nerden bilelim?” mesajını verdiğini belirtti.
‘İki Avrupa ülkesi neden dahil oldu?’
Yiğit, devamla şunları söyledi: ”İki Avrupa ülkesi bu toplantıya niye dahil oldu? Esas olarak bunu konuşacaklar bana göre. Çünkü bunların İdlib’de bir etkisi yok. Rusya süreci yöneten bir aktör, ama kaygısı olanları el sıkışmaya getiriyor. Demek ki mülteci ve cihatçı akışı konusunda en çok kaygı duyan Fansa ve Almanya.”
Rusya’nın amacı Türkiye’yi ABD’den uzaklaştırmak
Türkiye’nin mevcut tabloda arkadan iş çevirebilecek güvene sahip durumda olduğunu belirten Yiğit, ”Çünkü her ne yaparsa yapsın ABD’nin müttefiklikten vazgeçmeyeceğini biliyor. NATO’dan da çıkmayacak. Avrasya tarafına ne kadar yanaşırsa NATO’dan o kadar uzaklaşır diye bir şey yok” dedi.
Rusya’nın Türkiye’yi ABD ve NATO’dan uzaklaştırmak için Türkiye’nin önünü açtığını belirten Yiğit, ”Aslında bu geçici bir şey. Geçiciliği de şurada; Suriye’deki krizin baş müsebbiplerinden biridir Türkiye. Çünkü 800 km üzerindeki sınırını tamamen cihatçı akışına açtı” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Türkiye ile iş yapma isteğinin Suriye’deki cihatçıları Türkiye’nin üzerine yıkmaktan öte olmadığının altını çizen Yiğit, şunları dile getirdi: ”Bakın 40’ın üzerinde cephede savaşan Suriye ordusunun elini rahatlatan bir müdahalesi oldu Rusya’nın. Bütün cepheler tahliye edildi, Türkiye’nin sorumluluğuna devredildi. Garantör olan Türkiye, Suriye’deki çözüm sürecinin baş aktörü değil. Yarattığı sorunun çözücüsü durumdadır. Ancak hala bu sorunu çözmediği için bir takım tavizler verme biçimindeki bu ilişki devam edecek.”
Asıl savaş İdlib’de yaşanacak
”Bana göre final İdlib olacak” diyen Yiğit, sözlerini şöyle tamamladı: ”Ama oraya gelene kadar erteleme olur, başka cepheler açılır belki ama sonuç olarak savaşların anası İdlib’de yaşanacak ve Türkiye orada kararını verecek. Ya kapılarını açıp, bu cihatçıları içeri alacak ya da garantörü olduğu bu silahlı grupları silahsızlandırıp, teslim olmalarını sağlayacak.”