Türkiye’nin devam eden saldırılarına ve bölgedeki DAİŞ tehlikesine dikkat çeken Avukat Heyfa Mahmut, ‘DAİŞ ve Türkiye bölgede işlediği suçlardan dolayı uluslararası mahkemelerde yargılanmalı’ dedi
Türkiye, günlerdir Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırıyor. Bölgeye yapılan bombardımanlarda sivil yerleşim yerleri, altyapı, hizmet merkezleri ve temel yaşam ihtiyaçların bulunduğu alanlar hedef alınıyor. Türkiye’nin saldırılarında aralarında çocukların da olduğu en az 17 kişi yaşamını yitirdi, 50 yakın kişi ise yaralandı. Bölgenin güvenliğini tehdit eden saldırılar, DAİŞ’in bölgede yeniden canlanmasına zemin hazırladığı belirtiliyor.
Türkiye’nin saldırılarına ve bölgedeki DAİŞ tehlikesine ilişkin Avukat Heyfa Mahmut, değerlendirmelerde bulundu.
‘Uluslararası güçler ikiyüzlü’
Heyfa Mahmut, çetelerin 2013’ten bu yana Suriye’nin birçok yerinde halka ve kadınlara yönelik suçlar işlediklerini belirterek, “Türk devleti hem askeri hem de lojistik alanda destek verdiği için günümüzde DAİŞ tehlikesi sürüyor. İşgal edilen Efrin, Serêkaniyê ve Girê Spî de ayrıca Idlib, Ezaz û Cerablûs’ta net bir biçimde kendini göstermektedir. Avrupa ve bütün dünyada toplanan, Ortadoğu’ya özellikle de Irak ve Suriye’ye geçen çeteler, şüphesiz Türk devletinin sınırlarından geçmektedir. Özerk Yönetim’e kapılarını kapatan ve bölgeyi çevreleyenler, terör gruplarına kapılarını açıyor. Uluslararası güçlerin Doğu ve Kuzey Suriye’ye karşı ikiyüzlülüğü var” dedi.
Savaş suçu
Heyfa Mahmut, insan hakları örgütleri ve uluslararası kadın örgütlerinin sessizliği ve tepkisizliğini eleştirerek sözlerine devam etti: “Savaş suçları işleniyor, kadınlar katlediliyor, pazarlarda satılıp tecavüze uğruyorlar, işgal edilmiş yerlerde kaçırılıyor, akıbetleri bilinmiyor ve kaybediliyorlar. Burada hukuk örgütleri, insan hakları örgütleri ve kadın örgütleri sessizler, bu davaya etki edecek gerekli ve güçlü tepkiler gösterilmiyor, yetersiz kalıyor. Kürdistan doğasının talan edilmesi de bu politikayla yapılıyor. Konu sadece bir ağacın kesilmesi ve ormanın yakılması değildir. Kürdistan coğrafyası talan ediliyor ve demografisi değiştiriliyor, kadim medeniyeti ve tarihi eserleri çalınıyor. Kürdistan şehirleri ve toprakları yeniden tasarlanarak çehresinin değiştirilmesi isteniyor, yerli halk yerine çetelerin aileleri yerleştiriliyor. Bu da Kuveyt, Katar ve Filistin’in ortaklıklarıyla işgalci Türk devleti tarafından Efrin’de inşa ettiği evlerle gerçekleştiriliyor.”
‘Suçlar cezasız kalmamalıdır’
Saldırıların savaş suçları kapsamına girdiğini söyleyen Heyfa Mahmut, Türkiye’nin Lahey Adalet Divanı’nda yargılanması gerektiğini söyleyerek, “Türk devletinin Kürt halkına ve bölgesine karşı yaptığı suçlar savaş suçudur. Türk devleti, çeteleri ve babaları Erdoğan’ın Uluslararası Lahey Adalet Divanı’nda yargılanması gereklidir. Ormanların yakılması, bir buçuk milyon insanın suyunun kesilmesi, soykırım yapılması, kadınların satılması ve tecavüze uğraması, yapılan bütün bu suçlar karşılıksız kalmamalı. Çünkü bunlar uluslararası hukukun çiğnenmesidir ve insani kanunlara aykırıdır. Türk devletine ve çetelerine karşı da dava açılmalı. Adalet sağlanmalıdır. Uluslararası bir mahkemenin kurulması, suçlu ve çetelerin bölgemizde insanlık dışı faaliyetlerinin cezalandırılması acil bir ihtiyaçtır” şeklinde konuştu.
Kaynak: Sorgul Şêxo / NUJINHA