Doğa yağması aralıksız olarak sürerken, ihale edecek şirket bulamayan AKP tekrar ihaleler yapıyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), hukuki durumları sona erdiği belirtilen 699 adet maden sahasını aramalara açmak üzere, kapalı teklif-açık arttırma usulüyle, ikinci kez ihale yapacağı duyuruldu. 72 il coğrafyasında ‘hukuki durumları sona eren’ ve ‘ihalelerine müracaat olmayan’ 699 adet maden sahası olarak 475 bin 358,67 hektar doğal alan için ihale yapılacak. Bu ihaleyle birlikte Türkiye’de son yıllarda ihaleye konu olan yaklaşık 2 milyon hektar doğal alan yağmalanmaya devam edilecek. İkinci kez ihaleye çıkılıyor olması ise AKP iktidarının büyük bir sıkışmışlık ve acz içinde olduğunu, ihale süreçlerine yönelik belirtilen ayrıntılar içinde görmek mümkün.
İhale ayrıntılarındaki acz!
İkinci defa ihalesi yapılacak olan alanlar için müracaat olmayan sahalar 21.06.2022-21.07.2022 tarih aralığında 1 ay süre ile MAPEG Web sitesinde ilan edilecek. 21.06.2022-21.07.2022 tarih aralığında ilan edilen sahalara yine müracaatlar olmaması halinde sahalar 26.07.2022 tarihi itibarıyla müracaatlar serbest hale getirilecek. 21.06.2022-21.07.2022 tarih aralığında ilan edilen sahaya müracaat edilmek istenmesi durumunda 21.06.2022-21.07.2022 tarihleri arasında ekinde güncel işletme ruhsat taban bedeli tutarındaki ihale istek bedelinin yatırıldığını gösterir makbuzla başvuru yapılacak. İhale açıklamalarındaki ‘başvuru olmazsa-olursa-birkez daha olmazsa’ gibi vurgular ihaleleler de doğal yaşamın üçe beşe satılacağını gösterirken maden ihalelerindeki ısrar iktidarın acizlik içinde bu süreci devam ettirdiğini gösteriyor.
10 ilde 249 bin hektar!
Yapılacağı duyurulan ihalelerde en büyük doğal alanı içeren 3 il coğrafyasında Çorum 48 bin 442,40 hektar alanla başı çekerken, Çankırı 46 bin 434,58 hektarla ikinci, Yozgat ise 31 bin 936,09 hektarla üçüncü sırada yer aldı. Bu illerinde içinde bulunduğu ilk 10 il coğrafyasının toplamında 248 bin 937,37 hektar doğal yaşam maden yağması altına alınmak isteniyor. İlk 3 ili takip eden Sivas’ta 30 bin 239,08 hektar, Erzurum’da 29 bin 213,64 hektar, Malatya’da 14 bin 186,31 hektar, Konya’da 13 bin 545,70 hektar, Ordu’da 12 bin 961,47 hektar, Eskişehir’de 11 bin 164,87 hektar ve Isparta’da 10 bin 813,23 hektar alan şirketlerin yağması için ihale gününü bekliyor.
Yağma çok büyük
Diğer yandan Türkiye’nin 24 il coğrafyasında yaklaşık 20 bin adet maden ruhsatılanması hazırlandı. Bu ruhsatların; ormanlar, milli park, sit alanları, meralar vb. ile tarım alanları ve kültür varlıklarını kapsadığıyla ilgili incelemeyi içeren raporda dikkat çekici detaylar var. Muğla, Tekirdağ, Kırklareli, Afyon, Kütahya, Uşak, Zonguldak, Bartın, Eskişehir, Karaman, Maraş, Erzincan, Dersim, Ordu, Tokat, Artvin, Erzurum, Bayburt, Şırnak, Siirt, Batman ve Sivas illerinin ortalama yüzde 63’ü madenler için ruhsatlandı. Ruhsatların büyük bölümünde ihale edilmeyi bekleyen ruhsat sayısı 14.967 olurken, bu ruhsatların 2.158 işletme ruhsatları. Arama safhasındaki ruhsat sayısı ise 1.871 adet.
Türkiye’nin yüzde 63’ü yağmaya hazır
24 ilin ortalama oranı yüzde 63’e ulaşan illerin yüz ölçümlerinin yarısından fazlası madenlere ruhsatlanmış durumda. Bu illerde bulunan ormanların ortalama yüzde 60’ı, tarım alanlarının ortalama yüzde 57’si, meraların ortalama yüzde 55’i, korunan alanların ortalama yüzde 57’si, potansiyel koruma alanı olması gereken alanların ortalama yüzde 63’ü madenlere ruhsatlı. Bu sonuçlar ise Türkiye coğrafyasında doğal, ekonomik ve kültürel olarak her türlü değerin, madencilik faaliyetlerinde inisiyatifin-insafın şirketlere terk edilmek istendiğini açıkça ortaya koymakta.
MTA şirketler için var!
MTA verilerinde madenciliğin Türkiye GSYH içindeki payı 2009 yılında yüzde 1,12 olurken, 2017 yılında bu oran yüzde 0.87’e gerilemişti. 2017’de GSYH içinde ki payın gerilemiş olmasının nedeni olarak maden şirketlerinin verimsizliği vd. sorunlar gösterilirken, bu nedenle yurtdışında yatırımcı bulmak amacıyla MTA verileri uluslarası dolaşıma sokulmuş ve çok yüksek oranda teşvikler, bedava saha tahsisleri, enerji alt yapıları ve Karadeniz’de olduğu gibi Yeşil Yol vb. adımlarla alt yapı ihtiyaçları tamamen kamu eliyle karşılanmaya başlandı.
Veriler pazarlanıyor
AKP iktidarı milyonlarca hektar doğal alan içinde binlerce hektar büyüklükteki ihaleleri yapmak için talep oluşturma adımlarını sürdürürken, son dönem ilgi ve alakada bir azalma ve duraklamalar yaşandığı izleniyor. AKP iktidarının kamuya ait ne var ne yok satılması veya rehin verilmiş olması, doğal yaşam alanlarının sermayeye açılma sürecini hızlandırdı. Doğal yaşamı yağmaya açma amacıyla MTA tarafından yapılan binlerce sondajın verileri iktidar tarafından kurulan kurumlar eliyle tüm dünyaya pazarlandı. ABD, Kanada ve İngiltere deki sermaye için madencilik önemli bir sektör olarak öne çıkarken, dünyanın dört bir yanındaki coğrafyaları yerle bir edip zehirleyen ve halkları kölelik koşullarında çalıştıran bu ülkelerin tekel konumundaki 3-4 şirketi Türkiye’de madenciliği kontrol eder pozisyonda.
Talepte azalma yaşanıyor
Ortaya çıkarılan verilerle madencilik yatırımlarının artırılması için yabancı yatırımcılara yönelik İngilizce ve Çince ‘Maden Yatırım Rehberi’ hazırlanırken, Çinli sermaye içinde ön açma hazırlıkları başlatılmıştı. Yayınlanan bu rehberler eliyle uluslararası maden şirketleri için Türkiye coğrafyasındaki maden rezervleri ve yer bilgilerinin erişime açılmasıyla birlikte talep toplama işlemi hızlandırıldı. Son 3 yıldır oluşturulan taleplerle birçok doğal yaşam alanı maden şirketlerine satıldı. En son 72 il coğrafyasının 475 bin 358,67 hektar doğal alan için 699 noktada ihaleye hazırlanılırken, talep toplama işi aralıksız sürdürülmeye devam edilmek isteniyor. Uluslararası sermayenin AKP ile ortaya çıkan güven problemi nedeniyle Türkiye’ye gelme noktasında yavaş davrandığı gözleniyor.
7,9 milyon metre sondaj!
Hazine adına kayıtlı ya da belediyelerin uhdesinde olan her türden arazi, maden ve diğer varlıkların AKP’li Cumhurbaşkanı olan R.T. Erdoğan’ın tek patron olduğu ‘Türkiye Varlık Fonu’na devredilmesiyle birlikte, maden lisanslarının tamamını elinde toplanırken, MTA verileri üzerinden başta İngiltere, ABD, Kanada ve Avrupa ülkelerinde talep yaratma çalışmalarına başlandı. Türkiye coğrafyasının yüzölçümü olan 780 bin Km2 alanda veri toplayıp uluslararası pıyasada bu verileri paylaşmak amacıyla iktidar tarafından uydular yoluyla Jeofizik ve Jeokimya Haritaları hazırlandı. MTA; Metalik Maden, Endüstriyel Hammadde, Kömür, Uranyum, Petrol, Jeotermal, Soğuk su ve Diğer sondajlar olmak üzere 2021 yılı içerisinde 527.541,18 metre sondaj yaptı. AKP’nin iktidar olduğu 2003-2021 yılı Aralık ayı sonuna kadar toplam 7,9 milyon metre sondajın MTA eliyle gerçekleştirmiş olması yağmadaki ısrarı gösteriyor.
Şirketlerin yerlisi de yabancısı da bir!
Kaz Dağları’nda Kanadalı şirketin altın madeni için doğal yaşamı ve 200 bini aşkın ağacı katletmesi anti-emperyalizm üzerinden değerlendirilirken, benzer katliamların şirketlerin ya da patron ve yöneticilerin kötülüğünden kaynaklandığını gösterme propagandaları ile maden karşıtlığı örgütlenmeye çalışılmış ancak asıl şeyin üzerinden bilerek ya da bilmeyerek atlanmıştı. Yaşanan süreçlerin, patron veya şirket yöneticilerine yüklenen kötülüklerle ilişkili olmadığı gerçeğinin ise her nedense üstü sürekli örtülüyor. Oysa sorun, kimin iyi ya da kötü olduğu değildir ve bu durum kapitalizmin biricik işleyişidir. Doğa düşmanı şirket nitelemeleri içi boş nitelemelerken, Kaz Dağları’ndaki katliam için bazı çevreler Kanada Başbakanına ve şirketin merkezine yazılar yazıp madenin durdurulmasını istemeleri ise günahsız girişimler olamayacağı gibi hedef saptırma olarak işlev görmekte.
Tekellere sınırsız özgürlük
Emperyalist-kapitalizmin ürünü olan ‘finans-kapital’ ile egemenlik biçimi ‘finans-oligarşisi’ büyük bir sermaye yoğunlaşmasıyla birlikte ellerindeki devasa birikimleri yeniden değerlendirmek zorunda olması ve bu amaçla kapitalist üretimlerin hammadde deposu olarak gördüğü doğal yaşama her geçen gün daha fazla yönelmesine neden olmaktadır. Bugün dünya coğrafyasının doğası ve emekçi sınıfları sermayenin iki dudağı arasında can çekişirken, şirketlerin Türk, Alman, Amerikan ya da hangi ulustan olursa olsun hiçbir anlamı olmayacağı açık bir gerçekliktir. MAPEG’in madenler için ihale edilecek doğal yaşam yağmasında yeterince talep toplayamamış olması gelecek günlerde çok daha agresif bir tarzda uluslararası tekellerin doğal yaşamın yağmalanmasında ağırlıklı yer tutacaklarına ve bu amaçla iktidarın maden tekellerine sınırsız destek saağlayacağına işaret etmektedir.