İlk duruşması yarın görülecek olan tutsak gazeteci Dicle Müftüoğlu’nun 43 sayfalık iddianamesinin 41’inde kendisine dair tek bir satır bulunmuyor. Savcıya göre, Müftüoğlu sosyal yaşantısını ‘örgüt üyeliğine’ kılıf olarak kullanıyor
Mezopotamya Ajansı’nın (MA) tutsak editörlerinden Abdurrahman Gök, dün görülen ikinci duruşmasında tahliye edildi. MA editörü ve aynı zamanda Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu’nun ilk duruşması ise 7 Aralık’ta (yarın) Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yarın görülecek.
Müftüoğlu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 29 Nisan’da MA editörü Sedat Yılmaz ile birlikte Amed’te gözaltına alınmış ve 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde Yılmaz ile birlikte, gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanmıştı.
43 sayfalık iddianamenin 41 sayfasında ismi yok
Müftüoğlu hakkında “örgüte üye olmak” ve “örgüt kurmak ve yönetmek” iddialarıyla hazırlanan ve 6 Eylül’de kabul edilen iddianame 43 sayfadan oluştu. Söz konusu iddianamenin 41 sayfası, “PKK ve KCK’nin genel yapısı ve işleyişi” ile gizli ve açık tanıkların bu işleyişe dair ifadelerinden oluşurken bu sayfalarda Müftüoğlu’nun ismi geçmedi.
Bu tanıklar arasında Halkların Demokratik Partisi (HDP) hakkında açılan kapatma davası ve Kobanê Davası’nda yer alan Kerem Gökalp, Sami Baran ve Ulaş gibi isimler de yer aldı. Yine Ankara merkezli soruşturmada tutuklanan ve sonrasında ilk duruşmada tahliye edilen MA ve JINNEWS muhabirleri hakkında beyanlarda bulunan “K8Ç4B3L1T5” adlı gizli tanık ifadeleri yer aldı.
Açık tanık Gökalp’ın iddiasına göre, Müftüoğlu 2014’te Hinerê alanında bir aylık ideolojik eğitim gördü. “K8Ç4B3L1T5” gizli tanığın iddiasına göre ise, Müftüoğlu Amed’te kadın örgütleri ile “içli dışlı”. Her iki tanık da Müftüoğlu’yu “PKK kadrosu” olmakla suçluyor.
Müftüoğlu’nun meslektaşları ve haber kaynakları olan siyasetçi ve insan hakları savunucularıyla yaptığı telefon görüşmeler iddianamede suç sayıldı. Bu durum savcı tarafından “örgütsel faaliyet” olarak lanse edildi.
İddianamede, söz konusu görüşmelerle “örgütsel faaliyetlerin düzenlenmesi, eylem ve faaliyetlere katılım yapılmasının amaçlandığı” ileri sürüldü.
Tarih çarpıtıldı
İddianamede dikkat çeken bir diğer husus, Müftüoğlu’nun yurt dışına yaptığı ziyaretler. Tanık Kerem Gökalp’ın Müftüoğlu’nun 2014 yılında Federe Kurdistan Bölgesi’ne çıktığını dair iddiası iddianamede yer aldı. Ancak Müftüoğlu’nun yurt dışına çıkış tarihi 2017.
Müftüoğlu’nün Federe Kurdistan Bölgesi’ndeki bağımsızlık referandumunu takip etmek için 2017 yılında yaptığı yurt dışı gezisi, iddianamede 2014 yılı olarak lanse edildi.
İddianamede Müftüoğlu’nun para alışverişi “örgüt üyesi olmak” iddiasına gerekçe yapıldı. Devamında ise sosyal yaşantısını “örgüt üyeliğine” kılıf yaptığı iddia edildi.
İddianamede, şu ifadelere yer verildi: “Şüpheli hakkında tespit edilen deliller bir bütün olarak ele alındığında şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün İdeolojik Alan Merkezi içerisinde terör örgütünün ideolojisi ve talimatları doğrultusunda aktif olarak sosyal yaşantısını da kendisine kılıf olarak kullanarak gizliliğe riayet ederek faaliyet yürüttüğü (…)”
HABER MERKEZİ