Hint Okyanusu’nda yaşayan “Coelacanth” adıyla bilinen ve 400 milyon yıldan beri türünü devam ettiren balık, açılan petrol kuyuları nedeniyle yok olma tehdidi altında. Gazeteduvar’da yer alan habere göre; Coelacanth balıklarının tarihçesi dinozorlardan da eskiye dayanıyor ve şu anda bu deniz canlılarından otuz tane kadarı Güney Afrika’nın doğu sahillerinde yaşıyor. Ancak son Coelacanthlar yeni açılan petrol kuyuları yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Coelacanth türünün 1938 yılına kadar yok olduğu düşünülüyordu. Bu tarihte hayatta kalmış nadir balıkların Hint Okyanusu’nun batı kıyılarında ve Endonezya’da yaşamaya devam ettiği ortaya çıktı. Şu anda ilk “alt tür” olan ve Endonezya’nın kuzeyinde yaşayan Latimeria Menadoensis’in 10 binden az nüfusunun kaldığı biliniyor. Sadece otuz tane kaldığı söylenen alt tür Latimeria Chalumnae ise, Güney Afrika, Madagaskar ve Mozambik bölgelerinde yaşıyor.
İtalyan şirket tehdidi
Bu balıklar ve diğer canlılar için tehdit oluşturansa İtalya merkezli Eni şirketinin Güney Afrika’nın Sodwana koyunda 400 km’lik bir hat boyunca sondaj yapmaya hazırlanması. Çevreciler özellikle o bölgede yer alan İsimangaliso Milli Parkı’ndaki vahşi yaşam için endişeleniyorlar. Doğa koruma kuruluşu Wildtrust’ın yönetim kurulu başkanı Dr. Andrew Venter, 2010 yılında Meksika’da meydana gelen faciayı hatırlatarak BP’ye ait Deepwater Horizon kuyusunda meydana gelen patlamadan sonra çok sayıda balık türünün yok olduğunu Güney Afrika’da da böyle bir afet yaşanırsa bunun Coelacanth türünün sonu anlamına geleceğini söylüyor. Şirket tehdit uyarılarını gerçekçi bulmasa da, uzmanlar tehlikenin büyüklüğü konusunda uyarısını sürdürüyor. Coelacanth türü üzerine uzman olan Mike Bruton ise, “Oksijen almalarına engel teşkil edecek herhangi bir müdahale türün tehlike altına girmesini sağlar” diyor. Bruton aynı zamanda kuyuların uzağında olduğu varsayılan Coelacanthların DDT ve PCB gibi kirletici maddelerin etkisinden muaf kalamadığına dikkat çekiyor. Bruton, bu maddelerin söz konusu balıkların kendi yiyeceklerine erişebilmesine de engel olduğunu ifade ediyor.
EKOLOJİ SERVİSİ