34 yıldır cezaevinde tutulan Wenicke Korsakoff hastası Kemal Özelmalı’nın durumu her geçen gün ağırlaşıyor. 2000 yılında 10’a kadar sayabildiği için ATK tarafından sağlam raporu verilen Özelmalı’nın ailesi endişeli
Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde tutulan 58 yaşındaki Wernicke Korsakoff hastası Kemal Özelmalı, durumu ciddi olmasına rağmen tahliye edilmiyor. Tek başına yaşamını idame edemeyen Özelmalı’nın durumu giderek kötüleşiyor. Özelmalı’nın ağabeyi Alaattin Özelmalı, kardeşinin bir an önce tahliye edilmesini istedi.
1980 askeri darbe döneminde 16 yaşında gözaltına alınıp tutuklanan Özelmalı, 7 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 1987’de cezaevinden çıktı. Özelmalı, cezaevinden çıktıktan 6 yıl sonra 1993’te tekrardan tutuklanarak, cezaevine gönderildi. Cezaevlerindeki baskı politikalarına karşı 1999’da başlatılan “ölüm orucu” eylemlerine katılan Özelmalı, yaklaşık 300 gün sürdürdüğü grevin ardından Wernicke Korsakoff hastalığına yakalandı. Grevden sonra Özelmalı’nın beyninde büzülme, erime, hafıza kaybıyla birlikte görme ve duyma problemi, kalp çarpıntısı, böbreklerin işlevini görmemesi, kansızlık ve cezaevinde olduğunun farkına varamama durumu başladı.
İhtiyaçlarını karşılayamıyor
Wernicke Korsakoff hastalığından dolayı cezaevinde ağır ve zorlu süreçler yaşayan Özelmalı, söylediklerini unutmaya ve çevresindekileri tanımamaya başladı. Sol ayağı yaralanmadan kaynaklı sakat olan Özelmalı’nın ayrıca kol, boyun ve bacaklarında kramp oluşmasından dolaylı denge problemi yaşıyor. Cezaevinde günlük temel ihtiyaçlarını karşılayamayan Özelmalı, tutukluların desteğiyle ihtiyaçlarını karşılıyor.
İnfazı yakıldı
Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 2000’de af yetkisini kullanarak, “Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası” ile birlikte 22 Aralık 2000 tarihide tahliye edilen Özelmalı, “Cezaevinde yatamaz raporu” olmasına rağmen bu kez askere alınmak istendi. Yapılan muayenenin ardından “Askerliğe elverişli değildir” raporu verilen Özelmalı, polis karakoluna gidip imza atmadığı için yeniden gözaltına alındı ve hastalığına rağmen hakkında “Cezaevinde yatmasında hayati tehlikesi yoktur” raporu hazırlandı. 2 kez Ankara Adli Tıp Kurumu’na götürülen Özelmalı ile ilgili verilen sağlam raporu ise “Nerden geliyorsun?” sorusuna verdiği “Adana” cevabı ve 10’a kadar sayabilmesi gösterildi. Denetimli serbestlikle tahliye olan Özelmalı, 2002’te bir imzayı atmayı unuttuğu gerekçesiyle infazı yakıldı. Özelmalı, infazı yakıldıktan sonra 2002’de tekrar tutuklanıp, cezaevine gönderildi. Özelmalı, 1980’de 7 yıl olmak üzere toplan 34 yıldır cezaevinde tutuluyor.
Haksızlıklara karşı açık grevi
Cezaevinde de bakılara maruz kalan Özelmalı’ya birçok kez “pişmanlık” dayatıldı. Özelmalı, cezaevindeki bakılara karşı 2018’de açlık grevine başladı. Açlık grevin 55’inci gününde 45 kiloya düşen Özelmalı, 7 Aralık 2018’de grevin 72’nci gününde durumunun ağırlaşması üzerine Adana Şehir Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Özelmalı, hastanede 10 gün tedavi gördükten sonra tekrar geri cezaevine götürüldü.
Özelmalı, Wernicke Korsakoff hastalığı yanı sıra bağırsak ve böbrek sancısı, prostat, idrar tutamama, tat alamama, görmede ve duymada azalma, denge bozukluğu, kol ve bacaklarda uyuşma gibi pek çok farklı rahatsızlık bulunuyor. Yapılan tüm çağrılara rağmen Özelmalı tahliye edilmedi.
Özelmalı’nın ağabeyi Alaattin Özelmalı, kardeşinin durumunun kritik olduğun ve cezaevi koşullarında yaşamını idame edemediğini belirterek, kardeşi için tahliye çağrısında bulundu.
Geceleri uyuyamıyor
Özelmalı, kardeşinin uzun yıllar ilaç kullanımından ötürü vücudunun artık ilaç kabul etmediğini ve gün geçtikçe kilo kaybı yaşadığını söyledi. Kan dolaşımının yetersizliğinden dolayı kardeşinin geceleri boğulma tehlikesi geçirdiğini belirten Özelmalı, “ağız içi arama” dayatmasından ötürü tedavi hakkının engellendiğini ve tüm iç organlarının iflas ettiğini dile getirdi. Hak talep ettiğinde ise disiplin cezalarıyla karşılaştığını vurgulayan Özelmalı, en son 20 gün önce eşinin kardeşini gördüğünü ve durumunun gün geçtikçe daha da kötüye gittiğini kaydetti. Özelmalı, kardeşinin geceleri uyumadığını aktardı.
Cezanın sonu yok mu?
Cezaevlerinden çıkan her tabutun vicdanlarını sızlattığını belirten Özelmalı, “Bir gün dışarıda kardeşimi sağ olarak kucaklayabilecek miyim diye, umutla bekliyorum. Ortaçağ cezaevi hukuku uygulanıyor. İçerde mi onu infaz edecekler kaygısını taşıyoruz. Bu cezanın sonu yok mu? İnsan ona baktığında içi sızlıyor, kardeşimi serbest bıraksınlar” diye konuştu.
MA / Cemil Uğur- Hamdullah Yağız Kesen