Madımak Katliamı Hafıza Merkezi projesini hayata geçirenler arasında yer alan sanatçı Sena Şat, ‘Madımak Katliamı Hafıza Merkezi’nde dolaşın, yaptıklarını görün ve onların her birisinin aslında ne değeri temsil ettiğinin farkına varın’ dedi
Sêwaz (Sivas) merkezde bulunan Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993’te katledilen 33 aydın için hazırlanan Madımak Katliamı Hafıza Merkezi projesi geçen yıl hayata geçti.
Avrupa Alevi Dernekleri Konfederasyonu’nun (AADK) katliamda yaşamını yitirenleri unutturmamak ve toplumsal bir yüzleşme yolu açmak amacıyla hayata geçirdiği ‘Hafıza Merkezi’ projesi, belgesel, dijital kütüphane, sanal müze, sözlü tarih ve web belgesel alanında çalışmaları kapsıyor.
Yaşamını yitiren aydınlara dair sürekli bilgi, belge, dijital verinin eklenerek büyüyen projede, çizer/illüstratör olarak yer alan Sena Şat, katliamın 31’inci yıldönümünde katliamı ve projenin önemini Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
Kendisi için 2 Temmuz’un anlamının bu proje ile çok değiştiğini dile getiren Şat, “Öncelikle bugün aydınların kendilerini sorgulaması gerektiğini gördüm. Çünkü 2 Temmuz’da o otelin içerisinde olan herkes Türkiye ve dünya genelinde de fark yaratabilecek aydınlar ve yazarlardı. Birçoğu kitap yazan, tartışmalara katılanlar olarak en ileri olanı temsil ediyordu. O açından onlara yönelik bir katliam gerçekleştirilmesi hiç tesadüf değil” ifadelerini kullandı.
‘Ne değeri temsil ettiğinin farkına varın‘
Hafıza Merkezi vesilesiyle katliamda kaybettiklerini birer sayı olmaktan çıkaracaklarını ve onların anılarını yaşatacaklarını belirten Şat, “Artık herkes için onlar Behçet, Asuman, Belkıs ve Karina ve onların bir hayatı var. Her birisinin yazdıkları, çizdikleri, söyledikleri var. Onları bu sanal müze ve genel olarak Hafıza Merkezi aracılığıyla görüp tanık olmuş olacaklar. O yüzden bu sergiye gezememiş olanlara da şunu söylemek isterim: Madımak Katliamı Hafıza Merkezi’nde sanal müzeye girip tek tek odaları dolaşın, hayatlarını okuyup yaptıklarını görün ve onların her birisinin aslında ne değeri temsil ettiğinin farkına varın” diye konuştu.
‘Proje Alevilerin bağışlarıyla yapıldı’
Projede yer almanın kendisi için onur ve gurur kaynağı olduğunu belirten Şat, “Ben projede çizim bölümünde yer aldım, ama aynı zamanda sanal müze, kütüphane, web belgeseli, sözlü tarih her birisi ayrı ayrı çalışılan konulardı. Hepsi günün sonunda 33 cana yakışır bir hafıza merkezini inşa etmemize vesile oldu. Bu projeyi hayata geçiren Avrupa Alevi Dernekleri Konfederasyonu çok önemli bir iş yaptı. Bu proje hiçbir yerden yardım almadan Avrupa’da ki Alevilerin bağışlarıyla yaptı. En önemli özelliklerinden birisi de buydu” şeklinde konuştu.
‘Mücadele hattı örülmeli’
Aleviler, Kürtler ve kadınlar başta olmak üzere farklı kesimlere yönelik her gün yeni bir katliamın yaşandığı bir coğrafyada yaşadıklarını ifade eden Şat, “O yüzden de aslında attığımız her adım da sadece nasıl bir ülkede yaşadığımız değil, bunun için ne yapmamız gerektiği üzerine olmalı. Çünkü biz böyle saldırı altındaki bir yaşamı hak etmiyoruz. Bu değerdeki insanları da bu toplum yarattı ve bunun daha iyisi bir yaşamı yaratabileceğimizi düşünüyoruz. O yüzden herhangi bir kesime dönük herhangi bir saldırı girişiminde de topyekûn bir mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Madımak böyle bir iz bıraktı bize, toplumun sadece bir kesiminin değil bütün bir dünyanın meselesi olarak görülmesi ve buna karşı bir mücadele hattının örülmesi gerekir diye düşünüyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.
HABER MERKEZİ