Ankara Katliamı’na ilişkin protesto eylemlerinde annesinin kucağındayken polis kurşunu ile vurulan 3 yaşındaki Tevriz Dora’nın ölümüne dair 7 yıl sonra 3 polis hakkında dava açıldı
Adana’nın Seyhan ilçesinde, 11 Ekim 2015’te Ankara Katliamı yıl dönümü dolayısıyla gerçekleştirilen protesto eylemlerinde annesi Kamile Dora’nın kucağındayken vurulan 3 buçuk yaşındaki Tevriz Dora’nın ölümüne ilişkin polis memurları A.Ü., Ö.G. ve S.T. hakkında soruşturma tamamlandı.
MA’dan Hamdullah Yağız Kesen’in haberine göre soruşturma sonucu “Olası kastla adam öldürme” ve “yaralama” suçlamalarıyla hazırlanan iddianame, 7 sene sonra Adana 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Dosyada yaşananlar
Küçük Tevriz’in eylemler sırasında ara sokaklarda rasgele ateş açan polisler tarafından öldürülmesi sonrası Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açıldı. Dosyaya gizlilik kararı getirildi. Savcı, olayın yaşandığı yerde görev yapan polisler hakkında soruşturma açılması için Adana Valiliği’ne başvurdu. Valilik, polisler hakkında soruşturma izni vermedi.
AYM’den yaşam hakkı ihlali
Dora ailesinin avukatı Yasemin Dora Şeker, Konya Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Bunun üzerine polisler hakkında soruşturma izni verildi. Savcı, polisler hakkında “takipsizlik”, küçük Dora’nın ölümüne dair ise “daimi arama kararı” verdi. Av. Şeker, 2018’de dosyada etkili soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. AYM, 28 Aralık 2021’de yaşam hakkının ihlal edildiğine karar vererek, polisler hakkında etkili soruşturma yapılmasını istedi. Savcı, bunun üzerine 3 polis hakkında “olası kastla adam öldürme” ve “yaralama” suçlamalarıyla iddianame hazırladı.
ATK raporu
İddianamede, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) 28 Aralık 2015 tarihli ayrıntılı otopsi raporuna da yer verildi. Raporda, “Kimya İhtisas Dairesi’nin raporuna göre; kan ve göz sıvısında alkol (etanol ve metanol) bulunmadığı, kanda uyutucu-uyuşturucular dahil sistematik olarak aranan diğer maddelerin bulunmadığı, küçüğün vücudunda 1 (bir) adet ateşli silah ürünü giriş yarası saptanmış olup; oluşturduğu yaralanmanın müstakilen ölüm meydana getirir nitelikte olduğu, ateşli silah giriş yarası, cilt-cilt altı ve kemik doku bulgularına göre atışın uzak atış mesafesinden yapılmış olduğu, Küçüğün vücudundan ateşli silah ürünü elde edilmediği, Küçüğün ölümünün ateşli silah ürünü yaralanmasına bağlı kafa kemik kırıklarıyla birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana geldiği kanaatini bildirir rapordur” denildi.
Kamera faal değilmiş
Olay günü bölgede bulunan zırhlı araç kamerasının dair istenen yazılar da iddianame yer aldı. 01 A 0533 plakalı zırhlı aracın kamerasının 11 Ekim 2015 günü saat 00:45’te kendiliğinden kapandığı, açmaya çalışıldığı ancak faal duruma geçmediği, aracın kamera kayıt sisteminin gayri faal durumda olduğu, aracın 12 Ekim’de servise gönderildiği ve arıza hakkında bilgi verildiği belirtildi.
Polisler havaya ateş ettiğini söyledi
Polisler, verdikleri ifadede suçlamaları reddederek, “uyarı amaçlı olarak havaya ateş ettiklerini” savundu. Polislerden Ö.G., eylemci grubun dağılması için “havaya uyarı ateşi” açtığını ve inceleme yapılan kovanların, olay yerinde bulunan kovanların olduğunu düşündüğünü söyledi. Ö.G., “Ancak ben bu ateşleri havaya yaptım. Tevriz Dora isimli çocuğun ne şekilde öldüğünü bilmiyorum. Zaten öldüğü saatlerde benim öyle bir olayın meydana geldiğinden haberim yoktu. Yanlış hatırlamıyorsam çocuğun öldüğünü ertesi gün öğrendim. Bu çocuğun öldürüldüğü sokakta da bulunmadım” şeklinde kendini savundu.
Savcı ceza istedi
İddianamede, Kriminal Uzmanlık raporunda belirtilen tabancanın komiser yardımcısı Ö.G.’e ait olduğu, A.Ü.’nün zırhlı aracın kulesinden havaya doğru “uyarı atışı” yaptığını beyan ettiği, şüphelinin bu beyanlarının tanıklar M.G. ve A.K. isimli polis memurlarının beyanlarıyla da uyumlu olduğu kaydedildi.
Olay günü polisler dışında ateş eden farklı şahısların bulunamadığına dikkat çekilerek, “TCK’nın 37/1 maddesi kapsamında birlikte hareket ettikleri, şüphelilerin ateş etme dolayısıyla başkasının da vurulabileceğini öngördükleri halde ateş etme eylemini gerçekleştirmek suretiyle üzerlerine atılı çocuk Tevriz Dora’ya yönelik olası kastla adam öldürme ve Bedia Dora’ya yönelik olası kastla yaralama suçlarını işledikleri hususunda tüm dosya kapsamı ve Anayasa Mahkemesi kararı dikkate alındığında yeterli şüphenin bulunduğu anlaşılmakla, Şüphelilerin yargılamasının mahkemenizde yapılarak, eylemlerinin sübutu halinde yukarıda yazılı sevk maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmalarına” değerlendirmesine yer verildi.
ADANA