Ağır hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan, kanser hastası Hüseyin Durmaz ve hasta tutuklu Cihan Yaşar için Ankara, İstanbul ve İzmir’den seslendiler: Hasta tutuklular serbest bırakılsın
Ankara, İstanbul ve İzmir’de hasta tutukluların drumuna dikkat çekilmek amacıyla eylemler düzenlendi.
İstanbul
İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta tutukluların durumuna dikkat çektikleri “F Oturumu” eyleminin 547’ncisini gerçekleştirdi. Dernek binası önünde yapılan bu haftaki eylemde, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde 84 yaşındaki ağır hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan’ın durumuna dikkat çekildi.
Özkan’ın sağlık sorunları
Bu haftaki açıklamayı İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi avukat Jiyan Tosun okudu. Ağır hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan’ın 26 yıldır cezaevinde tutuklu bulunduğunu ve ileri derecede kalp, KOAH, tansiyon, alzheimer hastası olduğunu belirten Tosun, yapılan tetkiklerde Özkan’ın beyninde kist tespit edildiğini söyledi. 10 yıl önce kalp damarlarına stend takılan, ileri derecede kemik erimesi sorunu yaşayan Özkan’ın, yürüyememekte, konuşamamakta, ileri derecede duyma ve görme problemleri yaşamakta olduğunu kaydeden Tosun, tutuklu olan oğlunun yardımı ile yaşamını sürdürdüğünü dile getirdi.
ATK kararları
Özkan’ın cezaevinde kaldığı süre içinde bugüne kadar 5 kez kalp krizi geçirdiğini vurgulayan Tosun, hastanenin verdiği “cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen ATK tarafından verilen raporların göz önünde bulundurularak tahliye edilmediğinin altını çizdi.
Yaşam hakkı tehdit altında
“Sağlığına kavuşması neredeyse imkansız hale gelmiş olan Özkan’ın serbest bırakılarak tedavi ve bakımının iyi koşullarda sürdürülmesi durumunda, daha uzun yaşaması ve son günlerini ailesiyle geçirmesi mümkün olacaktır” diyen Tosun, Özkan ve tüm hasta tutukluların serbest bırakılarak sağlık ve yaşam haklarının korunması için, yetkilileri göreve kamuoyunu duyarlılığa çağırdı.
İzmir
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için düzenlediği eylemin 257’nci haftasında Konak eski Sümerbank önünde bir araya geldi. İHD İzmir Şube Sekreteri Ali Aydın, Kırıklar Cezaevi’nde bulunan 53 yaşındaki Hüseyin Durmaz’ın durumunu kamuoyuyla paylaştı.
Kemoterapi tedavisi görüyor
19 yıldır cezaevinde olan ve 2021 yılı temmuz ayında sol kaburgasına yapışık bir kitlenin fark edildiğini ifade eden Aydın, koronavirüs önlemleri nedeniyle ancak 6 Ekim 2021’de ilk kez dahiliye uzmanı tarafından muayene edilebildiğini söyledi. Aydın, “Göğüs Cerrahisi, Ortopedi uzmanının muayene ve tetkiklerinden sonra 13 Haziran 2022’de PET çekimi yapıldığında, malign (kanser) şüphesi ortaya çıktı. Cezaevi gidiş gelişlerindeki sevk zincirinde uzamalar sonucu ve bir dizi tahlilden sonra bu tanı ancak 30 Haziran’da netleşti ve 9 Ağustos’ta ‘Multiple Miyelom’ ön tanısıyla kemik iliği biyopsileri yapıldı. Biyopsi sonucu tanı kesinleşti ve Hüseyin Durmaz Kemik İliği Kanseri tanısıyla 30 Ağustos’ta kemoterapi almaya başladı. 30 Ağustos 2, 6 ve 9 Eylül’de kemotreapi tedavisi görerek ilk kürlerini aldı. Şu anda 3 haftalık süreci kaldı. Her hafta birer kez ayakta kemoterapi alacak. Sonra gerekli tetkikler yapılıp tedavinin seyrine karar verilecek” diye belirtti.
Aydın, Durmaz’ın daha steril bir ortamda tedavi olması gerektiğini ancak diyet yemeklerine bile ulaşamadığını belirterek, “Bu da onun beslenmesinde sorun yarattığı için hastalığının ilerlemesine neden olacaktır” dedi.
Aydın, Durmaz’ın tedavi sürecinin tamamlanabilmesi için infazının ertelenmesi gerektiğini söyledi.
Ankara
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için gerçekleştirdikleri eylemlerin 419’uncu haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde bir araya geldi. İHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Sevil Turgut, Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutuklu Cihan Yaşar’ın durumuna değindi.
Yaşar’ın sağlık durumu
Yaşar’ın dernek şubelerine gönderdiği mektupla yaşadığı ihlalleri anlattığını dile getiren Turgut, 2012 yılında ateşli silah yaralanması sonucunda karın bölgesi ve sol bacağından yaralanması ardından tutuklandığı ve cezaevinde tedavisinin doğru yapılmadığını belirtti. Turgut, yaşanan ateşli silah yaralanması ardından iç kanama riski taşıyan Yaşar’ın karın bölgesinden hemen ameliyat edildiğini, üzerinden bir hafta dahi geçmeden dizinden ameliyat edildiğini aktardı. İki ameliyat ardından sol bacağından da ameliyat edilen Yaşar’ın ameliyat sırasında yapılan narkozun etkisinin kalktığını ve canlı canlı ameliyatın sürdürüldüğünü anlatan Turgut, “Bu ameliyattan sonra sakat kalmıştır. Ameliyattan sonra 2 yıl boyunca düzgün bir tedavi için Sağlık Bakanlığı dahil olmak üzere birçok kuruma yazdığını fakat bir yanıt alamadığını ifade etmektedir. Yaşadıklarından kaynaklı olarak yapmış olduğu suç duyuruları da sonuçsuz kalmıştır. Cezaevinde iken doktora çıkmış ve doktor tarafından ‘bacağındaki platinin ameliyattan bir yıl sonra çıkartılması gerektiği, çıkartılmadığı için sakat kaldığı’ söylenmiştir. Suç duyurusu yapabilmesi için hastaneden durumunun tespiti için 2 kez rapor istemiş ancak bu yönde bir rapor kendisine ulaşmamıştır” diye belirtti.
‘Raporu kayboldu’
Yaşar’ın 2014 yılında Muş Cezaevi’nde iken bağırsaklarındaki bazı şikayetler için doktora gittiğini ve Van’daki hastaneye sevki yapıldığına ifade eden Turgut, “Yaşar sevk gününde hastaneye geç götürüldüğü için ilk önce muayene edilmek istenmemiştir. Daha sonra kendisini kontrol eden doktor tarafından ‘Karın bölgendeki ameliyatta bağırsaklarının yerleştirilirken katlandığı’ belirtilmiştir. Nasıl düzeltileceğini sorduğunda ise ‘onu dert etme, dua et kanser olmayasın’ denilmiştir. Sonuçları beklerken sağlık dosyası kaybolmuştur. Yeniden raporların ve kontrol sonuçlarının temin edilmesi için yapmış olduğu tüm çabalar sonuçsuz kalmıştır” diye konuştu.
Hastane sevki
Yaşar’ın kalp, göz ve sırt bölgesi rahatsızlıklarının devam ettiğini söyleyen Turgut, şöyle devam etti: “Kalbindeki şiddetli sıkışmadan kaynaklı olarak 2 defa bayılmıştır. Sorunun ne olduğunu daha önce kaldığı Erzincan ve Muş Cezaevlerindeki sağlığa erişim sorunlarından kaynaklı olarak öğrenememiştir. 2014-2015 yıllarında tutulduğu Muş Cezaevinde iken Adli Tıp Kurumuna sevki yapılmış ancak burada yalnızca metre ile bacak boyları ölçülmüş, diğer hastalıkları dinlenmemiş ve tekrar cezaevine geri gönderilmiştir.”
Yaşar’ın henüz teşhisi konulmamış rahatsızlıkları için hastaneye sevk edilmesini isteyen Turgut, “Daha önce geçirdiği ameliyatlar ve tespit edilen hastalıklarına dair raporları tekrar düzenlenmeli, hasta hakları ve bilgilendirilmesi çerçevesinde kendisine teslim edilmelidir. Adli Tıp Kurumuna, detaylı ve tüm sağlık sorunların tespiti için tekrar sevki bir an önce yapılmalıdır” dedi.
HABER MERKEZİ