Şapatan’da iki yıl önce işkence ile gözaltına alınan köylüler, tüm belge ve beyanlara rağmen tek bir kişi hakkında dava açılmadığını söylüyor. O gece yaşananları anlatan köylüler, ‘işkence izlerini hala taşıdıklarını’ söylüyor
Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Şapatan köyünde 7 Ağustos 2017 gecesi Özel Harekat Polisleri evlere baskın yapmış, 100’ün üzerinde köylü ağır işkencelerden geçmişti. Olayla ilgili açılan soruşturma tüm belge ve beyanlara rağmen davaya dönüşmedi. Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılığı’na, 38 kişinin suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma, işkence yapan 6 polisin teşhis edilmesine rağmen ilerlemedi. Şikayetleri savcılıkta bekletilen köylüler, o gece yaşananları, Mezopotamya Ajansı’ndan Adnan Bilen’e anlattı.
‘Sırtımıza basarak geçtiler’
6 saat yere yatırılarak oğlu le birlikte işkenceye maruz kalan köylülerden Cafer Atabak, o gün yaşananları bir türlü unutamadığını ifade ediyor. Kapıyı kırarak içeri giren polislerin o gece yaşattıklarını Atabak şu sözlerle anlatıyor: “Beni yakaladıklarında salona kadar döverek götürdüler. Göğsüme dipçikle vurduklarında ben yere yığıldım. Sonra bana oğlumu sordular. O sırada oğlum da gelince ona da dipçiklerle vurdular. Oğluma vurduklarında kafası cama değdi ve tüm vücuduna cam parçaları saplandı. Her gelen polis bizim sırtımıza basarak geçti ve bize tekme attı. Emniyette de bize saat 09.00’a kadar işkence ettiler.”
‘Devlet suçlu’
Savcılığa çıkarıldıklarında savcının kendilerine ‘biz devlet olarak sizden özür diliyoruz. Size işkence yapıldığını biliyorum’ dediğini ancak bunca zamana rağmen dava ile ilgili hiçbir gelişme yaşanmadığını söyleyen Atabak, işkence izlerinin hala durduğunu söylüyor. Atabak, “Bu davadan bir şey çıkmayacağını geçen zaman gösteriyor zaten. Bu davanın açılmamasının tek nedeni devletin suçlu olmasıdır” diyor.
‘Asla unutamam’
Oğlu ve eşi gözleri önünde saatlerce işkenceye uğrayan anne Atiye Atabak ise o gece yaşananları şu sözlerle anlatıyor: “Odanın içerisinde sürekli; ‘Hewar e gundo werin tana me’ (Hawar köylüler imdadımıza yetişin) diye bağırdım. Ben, eşim ve çocuğumu öldüreceklerini düşündüm. Geceden sabaha kadar eşim ve oğlumu gözlerimin önünde dövdüler. Ben eşim ve çocuğumun yaralarını asla unutamam. Ölene kadar bu devletten davacıyım. Ben üç gün boyunca oğlumun yaralarına keçi derisi bağladım. O işkencelerden sonra psikolojim bozuldu ve şuan ilaç kullanıyorum.”
‘Oğlumu ve beni balkondan attılar’
90 yaşındaki Zekiye Çirgin ise o gecenin işkence izlerini hala vücudunda taşıyanlardan. O gece oğlunun kafasına dipçikle vurduklarını ve saatlerce işkence yaptıklarını söyleyen Çirgin, yaşananlara itiraz ettiği için 90 yaşına rağmen kendisinin de cop darbelerine maruz kaldığını ve kendisi ile birlikte oğlunu balkondan attıklarını anlatıyor: “Allah’ım sen kabul etme bu haksızlığı. O an kan içerisinde kaldık. Biz aileler olarak iki yıldır yalnız kaldık. Biz devletten davacıyız ama ne çıkacak ki bu davadan. Ben iki cihandan da devletten davacıyım ve bize yapılanları asla unutmayacağım.”
HABER MERKEZİ