MGK’nin 1996 tarihli toplantısında ‘Kürtlere 3’ten fazla çocuk yapma cezasına’ karşı çıkan eski bakan Salim Ensarioğlu, ‘Erdoğan’ın, Çevik Bir’lerin söylediğini 27 yıl sonra bugün sen söylüyorsun’ dedi
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 19 Ekim’de partisinin grup toplantısında “PKK’nın 5 tane, 10 tane, 15 tane var” sözleriyle Kürt düşmanlığını bir kez daha dışa vurdu. Erdoğan, AKP’ye katılan Mehmet Ali Çelebi’nin eşine “Çocuklar kaç tane?” diye sorduktan sonra, “Olmaz ya, bu işin kariyeri çocuk doğurmaktır. Çocuk çok önemli, Allah’tan isteyelim, devam. PKK’nın 5 tane, 10 tane, 15 tane var” ifadelerini sarf etti. Erdoğan’ın bu sözleri, “Kürtlere 3’ten fazla çocuk yapma cezası” kararının gündeme getirildiği 12 Aralık 1996 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısını hatırlattı.
MGK’nin 1996 raporu
MGK’nin 12 Aralık 1996 tarihli toplantısın sunulan ve “Kürtlerin sayısı Türkleri aşacak” tespitinin yer aldığı “Kürt Raporu”nda, “Üç çocuk cezalandırılsın” önerisi yer aldı. Raporda, ayrıca “Terörle mücadele” adı altında yapılması gerekenler bölümünde, Kürt nüfusunda yaşanan artış “tehlike” olarak görülmesi şöyle yer aldı: “Böyle giderse 2010 yılında nüfusun yüzde 40’ı, 2025 yılında ise yarısı Kürt olacak. 2025’ten sonra Kürtler Meclis’te anayasayı değiştirecek çoğunluğu da ele geçirecekler.”
Ensarioğlu karşı çıktı
Doğru Yol Partisi’nden (DYP) Devlet Bakanı olarak MGK’de yer alan Salim Ensarioğlu, “Devlet bölücülük yapıyor” diyerek, raporu onaylamayacağını söyledi. Ensarioğlu’nu haklı bulan dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, toplantı sonrası raporu MGK’ye iade etti. Ancak 1996’da MGK’de dışa vuran Kürt’e bakış, 26 yıldır değişmedi.
1996’yı anlattı
Dönemin Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu, 1996’da MGK’nin “Kürt Raporu” ve Erdoğan’ın açıklamalarını değerlendirdi. MGK’ye sunulan raporda Kürt nüfusunun tehlike oluşturduğu yönünde tespitlere yer verildiğini hatırlatarak, “O dönem MGK’de 6-7 Kürt bakan yer alıyorduk. Bütün Kürtler tehlike olarak gösteriliyor. Nüfus üzerinden konuşmak, çok ayıp bir şey. Ben kabul etmeyeceğimi söyledim. O dönem kim sızdırdı bilmiyorum ama birileri sızdırdı. Bana sordular, ‘evet böyle bir duruma karşı çıktım’ dedim. Tansu hanım o zaman İtalya’daydı. ‘Bu bakanı görevden alın’ diyenler oldu. Alıyorsanız alın ama onaylamam. Bölge valisini gönderdiler, ‘Cumhurbaşkanı rahatsız, kabul etmeni’ istiyorlar dedi. Ben de reddettim. İstifa ederim, yine yapmam” diye anlattı.
Kendisinin tehditler aldığını, şüpheli bir trafik kazası geçirdiğini dile getiren Ensarioğlu, “Pişman değilim, o gün ‘evet’ deseydim, Türkiye’de en az 10-15 milyon insan sıkıntıya girecekti. O zaman Türkiye’de ayrışma olurdu” dedi.
‘Açıklamaları çok çirkin’
Erdoğan’ın açıklamalarını “çok çirkin” bulan Ensarioğlu, “Bir kadına ‘kaç yaşındasın’ diye sormak, çocuk doğurmasını söylemesi, insan kendi evladına soramaz. 85 milyon canlı izliyor, bir kadına söylenenler çok çirkin bir şey. Arkasında kariyeri bırak, çocuk yap diyor. Kadının çalışmasını istemiyor. Üçüncüsü ise Kürt nüfusu üzerinden söylüyor” şeklinde konuştu.
‘Bütün Kürtleri söylüyor’
Erdoğan’ın PKK üzerinden Kürtleri hedef aldığını ifade eden Ensarioğlu, “Şimdiye kadar PKK evli çocuklu olduğunu duymadık. Kandil’de ya da bir yerde evli veya çocukları olduklarını duymadık. Ben duymadım, halk da duymadı. PKK üzerinden HDP’yi, bütün Kürtleri söylüyorsun. 27 yıl önce karşı çıktığım bir olay. Ama maalesef 27 yıl sonra o gün Çevik Bir’lerin söylediğini, bugün sen söylüyorsun tekrar. Kimse ahmak değil artık. Orada PKK evlidir, dağda çocuğu vardır diyebilir misin? Öyle bir şey duydunuz mu? Direk Kürtleri kastediyor bununla.”
‘Hiç kimse karışamaz’
“Ben Kürt’üm, Zazaca konuşuyorum” diyen Ensarioğlu, 11 çocuğunun olduğunu ve bir Kürt olarak Erdoğan’ın sarf ettiği sözlerden rahatsız olduğunu dile getirerek, “Benim çocuklarımın sayısına, inancıma, yaşantıma, özel hayatıma kimse müdahale edemez. Nasıl rahatsız olmayayım. Mehmet Ali Çelebi’nin hanımına, 85 milyonun canlı olarak izlediği sırada, ‘Kaç yaşındasın’, ‘Çocuk yapın’ demek doğru bir şey mi? Ben onun yerinde olmak istemem. Benim özel hayatıma değil Cumhurbaşkanı, dünyada hiç kimse karışamaz. 20 milyon insan bu sözlerden üzüntü duydu. Bütün Kürtlerde kırgınlık yarattı. Acaba kameranın kapalı olduğunu mu zannetti, sanmıyorum.”
Özgür Paksoy / Diyarbakır-MA