2021 Newroz haftasına girdik. Doğamız yönünü bahara çevirdi. Hüzünlü kış günleri geride kaldı. Kış bir yanıyla doğanın uykuya daldığı, dinlendiği zaman olurken bir yanıyla da tüm canlılar için zorluğun, hatta ölümün kapıda beklediği bir zamandır. Bahar ise uyanış, bolluk ve bereketin çoğaldığı vakittir. Kışın ölüme yakın yaşarken bahar ise yaşama açılımdır. Yaşam coşkusu önce doğada başlar ardı sıra başta insan olmak üzere bütün canlıları sarar. Doğa ve canlıların yaşam coşkusu birbirine katılarak, harmanlanarak akar. Akan özgürlük umududur.
21 Mart salt baharın gelişi, yaşama yeni bir başlangıç yapma değildir. Aynı zamanda başta Kürt toplumu olmak üzere Ortadoğu halklarının özgür yaşam için diriliş ve direnişinin başlangıcı da olmaktadır. Tarihte Demirci Kawa önderliğinde Medler’in merkezde olduğu bölge halklarının Asur despotizmini tarihe gömme günü Newroz olarak kayıtlarında yerini alır. 2633 yıl önce gerçekleşen tarihsel gerçekleşme halkların belleğinde; edebiyat, sanat ve kültürlerinde yer edindi. Bir yaşama dönüştü.
Her Newroz yeniden diriliş ve doğuştur. 2633 yıldır Newroz ateşi zaman zaman çok zayıf yakılsa da tarihin akışında hep var olageldi. Newroz ateşini söndürmek için nice iblis geldi geçti, fakat onu tam söndürmeyi başaramadılar.
70’lerle başlayan yeni süreçte üstü küllenmeye başlayan Newroz ateşi yeniden ve daha bilinçli harlanmaya başlandı. 90’larda politik karakterini yenileyerek halk serhildanları şeklinde milyonların sokaklara, meydanlara aktığı; yeniden diriliş ve direnişin simgesi olan Newroz, içeriği daha da zenginleşerek akışını sürdürüyor.
Kürt tarihi bir anlamda Newroz ateşinin devinimidir. Ateşin pozisyonuna göre tarihin karakteri belirlenmektedir. Bu anlamda Kürt tarihini ateş tarihi olarak isimlendirmek, halkı da ateş halkı olarak tanımlamak gerçek olandır. Ateş, Kürt bilinci, ruhu ve yaşamında derin bir anlam katmıştır. Kürtlerin yukarı Mezopotamya’da toplumsallaşmaya başlaması ateş çevresinde vücut bulur. O yüzden toplumsallaşmanın kökeninde ateş başat rol oynar.
Kürt yaşam şekline bakıldığında ayrıntılarda bile ateşin varlığı gözlemlenir. Örneğin Kürt dilanda (halay) kadın-erkek kol kola girme kolektifliği yansıtırken, halka şeklinde dönüş ise ateş etrafında dönüştür. Yine gür yanan alevlerin içinde kırmızı, sarı ve yeşil renkler vardır. O renkler yani kırmızı, sarı ve yeşil Kürt renkleridir. O yüzden Kürtler “ateşin ve güneşin çocukları”dir. Kürtler ateşi gördüklerinde coşarlar ve çok hoş duygular yaşarlar ve dilana dururlar.
Kürt tarihi Newroz etrafında şekillenir adeta. Newroz coşku düzeyinde kutlanabiliyorsa Kürt özgürlüğe akıyor, zayıf kutlanıyorsa özgürlük yitimi ve köleliğe gidişe işarettir.
Med Organizasyonu’nun yıkılması ile başlayan yeni dönem Newroz kutlamaları zayıflamaya başlar, 70’lere doru gelindiğinde Newroz ateşi sönüktür.
Bu zaman içinde çok sayıda yabancı güç Kürdistan’ı işgal ve istila edecektir. 1. Dünya Savaşı sonrası ise Kürt’ün ülkesi dörde parçalanır, kimliği ret ve inkar edilir. Yoğun bir Türkleştirme, Araplaştırma ve Farslaştırma dönemine girilir. Yine Kürtlerin içinde çok sayıda işbirlikçi, hain ve kalleş türeyecektir. Kürt toplumu iç bünyesinde zayıflar.
İnkar ve imha sonucu Kürtler Newroz’dan da uzaklaşır. Kürt tarihi baş aşağı, yok oluşa doğru köklü bir inişe geçer. Varlık yokluk sorunu yaşanır. Çünkü artık Kürt’te kimliğini ağırlıklı ret etme aşamasına gelmiştir. Mezara gömme aşamasıdır bu! Buna tarihin dip noktasına doğru yürüyüş denilebilir.
Tarihin yeniden ana doğrultusuna girmesi bu momentte başlar. “Kürt var mıdır, yok mudur?” tartışmasını geride bırakan; tartışmasız Kürt varlığını esas alan ve içinde bulunan koşulları da gözeten ve Kürt tarihindeki direnişe dayanan çıkış, Newroz’un yeniden dirilişi olarak başlangıç yapacaktır. Baş aşağı gidişi tersine çeviren, yönünü dirilişe, var olmaya odaklayan yürüyüş başlar. Çıkış, bir Newroz zamanında yapılacaktır. Aslında sönmeye yüz tutmuş Newroz ateşinin yeniden bilinçle harlanmasıdır başlangıç.
Önce bilinç, anlam ve kavram gelir. Bu anlamsal ve kavramsal diriliş oluyor. Diriliş önce zihniyette ve onun esaslarında oluştu. Zira anlam ve kavram birliği oluşmazsa yürüyüş esasları belirlenemez. Böylece Newroz ateşi bilinçle yakılarak bu günlere gelindi. Demokratik Kürt uluslaşması 90’larda gerçekleşti. Günümüz, 3. Dünya Savaşı koşullarında demokratik ve özgür yaşam eşiğine ulaşıldı.
Kürt değerlerini ve kazanımlarını yok etmeye çalışan epey çevre ve güç olsa da başarı şansları kalmamıştır. Ahmed Arif’in değişiyle; “Havva anan daha dünkü çocuktur.” Newroz ateşine göre de çağdaş “Dehaklar” daha dünkü çocuktur. Tarihi, Kürt tarihini yok etmeleri için cüsseleri küçük, yaşları yetmiyor. 2021 Newroz ateşi daha gür ve özgürlüğe daha yakın yükseliyor.