Dargeçit’te bir mağarada toplu mezarın bulunması üzerine, 1995’te kaybedilen babası ve akrabalarının akıbetleri için ‘umutlanan’ Mehmet Ali Atuğ, bir an önce DNA sonuçlarının açıklanmasını istiyor
Mardin’in Dargeçit ilçesi Akyol (Derêca) kırsal mahallesine bağlı Libka Kaniya mezrasında bir mağarada 40 kişiye ait kafatası ve kemiklerin bulunmasının ardından, 1990’lı yıllarda yakınları kaybedilen aileler, İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) kemikler ile ilgili gelecek sonuçları beklemeye başladı.
14 Mayıs 1995 tarihinde Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Budaklı (Kerşam/Kefer Şamo) kırsal mahallesinde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen ve kendilerinden bir daha haber alınamayan Mehmet Emin Atuğ, Hizni Bilmen, Abdulkadir Demir ve Şakir Demir’in yakınları da bu ailelerden.
Babası Mehmet Emin Atuğ ile birlikte 3 akrabası kaybedilen, Mehmet Ali Atuğ, ortaya çıkan kemiklerin DNA incelemelerinin bir an önce tamamlanarak, ailelere bilgi verilmesini istiyor.
‘Bir daha haber alamadık’
Mehmet Ali Atuğ’un anlatımına göre baba Atuğ, Midyat Jandarma Merkez Karakoluna aralarında muhtarın da olduğu 8 kişi birlikte çağrılır. Ardından muhtar ve 3 köy sakinin bırakılır ancak diğer köylüler akşama kadar karakolda tutulur ve akşam üstü serbest bırakılır. Oğul Altuğ’un görgü tanıklarının anlatımına dayandırdığına göre, baba ve diğer 3 akrabası köye giderken önleri askeri araç ile kesilir.
Daha sonra babası ve akrabalarından bir daha haber alamadıklarını anlatan oğul Atuğ, 4 kişinin kaybedilmesinden bir gün sonra mahallenin askerler tarafından ablukaya alındığını, herkesin darp edildiğini, evlerin kullanılamaz hale getirildiğini anlatıyor.
Babasının kaybedildiği karakola çağrılıyor
Sonrasında yakınlarının akıbetlerini sormak için verdikleri dilekçenin savcılar tarafından kabul dahi edilmediğini ifade eden Atuğ, İnsan Hakları Derneği (İHD) ile irtibata geçmeleri ile birlikte kaybedilen yakınları için mücadelelerin başladığını söylüyor.
Kendisinin de sürekli gözaltı ve baskılara maruz kaldığını, sık sık karakola çağrıldığını ve her defasında kendisine 90’lı yıllarda PKK’ye katılan kız kardeşinin sorulduğunu kaydeden Atuğ, çağrıldığı karakolun da babasının ile akrabalarının kaybedildiği karakol olduğuna dikkati çekiyor ve ekliyor: “Hep kız kardeşimi soruyorlar, baban nerede diye niye sormuyorlar.”
25 yıldır bu acıyı yaşıyorum
“25 yıldır ben hep bu acıyı yaşıyorum” diyen Atuğ, Dargeçit’te bulunan kemiklerin kendileri için bir ‘umut’ olduğunu ifade ediyor. Atuğ, “Ben o günden bu güne umudum var. Bu kadar insanın kafataslarının olması nedeniyle umudum var. DNA örneklerimiz var zaten. Geç olmadan DNA sonucun açıklanmasını istiyoruz. En azından kemiklerimizi alırsak, bir mezarımız olur gider bir Fatiha okuruz” diyor.
Kaynak: MA / Ahmet Kanbal