Cezaevlerindeki açlık grevleri 17. gününde. Siyasi parti temsilcileri, yaptıkları çağrılarla tutukluların en temel insani taleplerinin karşılanması gerektiğini vurguladı
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri devam ediyor. 27 Kasım’da başlayan eylemler 4. grup ile 17. gününde. Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Mehmet Aslan’a konuyan siyasi parti temsilcileri, cezaevlerinde kötü bir şey olmadan tutukluların taleplerinin karşılanması çağrısında bulundu. Abdullah Öcalan’a 20 yılı aşkın süredir uygulanan tecridin ne yerel ne de uluslararası hukukta herhangi bir karşılığının olmadığını ifade eden Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eşbaşkanı Canan Yüce, tecridin baştan sona hukuksuz olduğunu belirtti. Egemen güçlerin isteği doğrultusunda tecridin devam ettiğine dikkat çeken Yüce, “AB’den ABD’ye, Rusya’dan Suriye’ye tüm devletler Öcalan’ın tecrit sürecinin oluşturulmasının ortağıdır. Öcalan’a tecrit konusunda anlaşabilmelerinin ve aynı tarafta olmalarının sebebi, Öcalan ve Kürt özgürlük hareketinin bütün bu kapitalist, emperyalist güçler dışında halkların eşit, özgür, adil ve barış içerisinde yaşayacağı bir sistem öneriyor ve bunun için mücadele ediyor olmalarıdır” dedi. Yüce, tutukluların taleplerinin en temel insani talepler olduğunu söyledi.
Mücadele gelişmeli
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eşbaşkanı Özlem Gümüştaş, “Bir halk önderinin böyle tecrit edilmesi Türkiye demokrasisine de bir saldırıdır. Aynı zamanda durum, Kürdistan’ı işgal etme politikasının karakterize halidir” diye belirtti. Salgınla tutukluların iletişim, sosyal ve benzeri haklardan yoksun bırakıldığını dile getiren Gümüştaş, bununla Öcalan’a uygulanan tecridin bir benzerinin tüm cezaevlerinde ortaya çıktığını belirtti. Gümüştaş, bu nedenle açlık grevlerinin başladığını ifade ederek, Öcalan’ın ve tutuklularının haklarının sağlanması için hukuki ve siyasi mücadele perspektifinin gelişmesi gerektiğini vurguladı. Gümüştaş, içinde siyasi partilerin, hukukçuların, sivil toplum örgütlerinin de olduğu bir mücadeleyle tecride karşı çıkılması gerektiğini söyledi.
Topluma yayıldı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü Eşbaşkanı Elif Bulut da, ülke kanunlarına ve uluslararası kanunlara göre durumun suç olduğunu ifade etti. Öcalan’a uygulanan tecridin tüm topluma dalga dalga yayılmaya başladığına işaret eden Bulut, şöyle dedi: “Bu durumun değişebilmesi için muhalefetin çok net bir şekilde ‘tecrit insanlık suçudur, hiç kimseye uygulanamaz’ demesi gerekiyor. Demokrasi güçleri, demokrasi mücadelesi verdiğini söyleyen herkesin eşit derecede hem açlık grevlerinde bulunanların taleplerini karşılama hem de tecridi kırmanın yollarını araması gerekiyor.”
Rutin bir uygulama oldu
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşbaşkanı Sinan Tutal, Öcalan’a uygulanan tecritle toplumun ve muhalefetin teslim alınmaya çalışıldığını belirterek “Tecrit, cezaevine giren herkese uygulanmaya çalışılan rutin bir uygulama haline geldi. Kime yapılırsa yapılsın tecrit bir insanlık ayıbıdır. İçeride ve dışarıda hiçbir şart altında tecrit altında bırakılmamalıdır. Tutukluların grev başlatarak dile getirdikleri sorunları kamuoyuna duyurmak, sorunların çözülmesini sağlamak tüm demokratik muhalefetin görevlerinden biri olmalıdır” dedi. Tarihe geçecek bir dayanışma Öcalan’a uygulanan tecridin Kürt halkına yönelik bir tavır olduğu tespitinde bulunan Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun da, bu şekilde halkın yalnızlaştırılmak istendiğini kaydetti. Tutukluların tüm topluma sirayet eden tecridin kaldırılması için açlık grevine başladığını ifade eden Torun, “İçerde ölüme terk etme durumu yaşanıyor. Dışarıda ise kadınlar, işçiler, halklar baskı altında tutuluyor. Tüm bunlara karşı bir açlık grevi başladı. Çünkü Öcalan ve Kürt halkına uygulanan tecrit artık genele de sıçradı. Tabii, bu greve dışarıdan ses vererek beslemek zorundayız. Tarihe geçecek bir dayanışma ile tüm toplum ses vermeli” diye konuştu.
‘Cezaevi önünde çadır kurarız’
Kayseri Bünyan 2 No’lu T Tipi Cezaevi’ndeki Murat Pehlivan’ın (29) annesi Garip Pehlivan, tutuklu yakınları olarak cezaevinde başlatılan açlık grevleri eylemlerine sahip çıkacalarını, çocuklarının mücadelesini büyüteceklerini söyledi. Taleplerin karşılanması için gerekirse cezaevleri önünde çadır kuracaklarını ifade eden Pehlivan, “Eyleme biz de dahil oluruz. Çocuklarımıza destek olalım ki talepleri yerine getirilsin ve tecrit kırılsın. Talepler yerine getirilmediği taktirde, çocuklarımız açlık grevlerinden vazgeçmeyecek” diye konuştu. Pehlivan, kamuoyunun tutuklularla, tutuklu yakınlarıyla dayanışma içerisinde olması çağrısında bulundu. Oğlunun tecride karşı 8 Kasım 2018’de başlatılan açlık grevi eylemlerine de katıldığını anımsatan Pehlivan, “Tüm ailelere sesleniyorum: Gelin el ele verelim ve çocuklarımıza sahip çıkalım” dedi. Adalet Bakanlığı’na seslenen anne Pehlivan, “Adalet Bakanı geçen sene bize verdiği sözü yerine getirmedi. Bakan, açlık grevleri son bulunca tecrit kaldırılacak demişti. Hani tecrit kaldırıldı mı? Kaldırılmadı” dedi.
HABER MERKEZİ