Tekçiliği ve erkek egemenliğini merkezine alan ulus devlet modelinin aksine demokratik ulus sistemini esas alan Rojava’da bugün dünya kadınlarına ilham olan devrim nasıl örgütlendi ve kadınlar öncülüğünde nasıl işliyor…
Yeni Yaşam Kadın Eki
Kürt siyasetinin esas aldığı Demokratik Ulus sistemi, iktidar hastalığını, milliyetçiliği ve cinsiyetçiliği reddeden bir model olarak tanımlanıyor. Model tek dil, tek kültür, tek din, tek bayrak üzerin kurulu ulus-devlet sisteminin aksine çok dilliliği, çok kültürlülüğü ve kadın özgürlüğünü esas alarak demokratik bir sistemi içinde barındırıyor ve ulus-devlet sistemine alternatif bir model olarak örgütleniyor. Bu model yine ‘insan’ merkezli ve rant üzerine kurulu ulus-devlet sisteminin aksine ekolojik yaşamı esas alıyor.
PKK lideri Abdullah Öcalan bu modeli, “Demokratik Ulus ekonomik krizden kurtulmak için yerel ve küresel modelleri birlikte geliştiren en doğru siyasi ve ahlaki yoldur” sözleri ile tarifliyor.
Rojava Devrimi’ne bir diğer adıyla Kadın Devrimi’ne ilham olan bu sistem bugün Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde kadın öncülüğünde Kürt, Arap, Ermeni ve daha birçok halk tarafından inşa ediliyor/geliştiriliyor. Peki inşası devam eden demokratik ulus sisteminin nüveleri Rojava’da ilk olarak nasıl atıldı, devrim nasıl başladı ve bu sistem kadınlar öncülüğünde bugün nasıl işliyor?
İlk kıvılcım
15 Mart 2011’de Arap coğrafyasında yaşanan ve ‘Arap baharı’ olarak adlandırılan ayaklanmaların yansıması Suriye’de de yaşandı. Bu ayaklanma içinde Rojava halkı ‘üçüncü yol’ olarak tariflediği bir siyaseti esas aldı ve özerk devrimin hazırlıklarına başladı. Kobanê’de fitili ateşlenen özerk yönetimin adımları 19 Temmuz 2012’de ilan edilmesiyle zirveye ulaştı ve Kürtler, adına ‘Demokratik ulus sistemi’ dediği yeni bir sistemi inşa etmeye başladı.
Özerk Yönetimler
Devrimin ilk yıllarında – 2012’den 2014 yılına kadar – Rojava, komiteler ve halk meclisleri şeklinde yönetildi. Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) çatısı altında çeşitli yönetim komiteleri kurulmuştu. İki yıl içinde Rojava ve Suriye’de birçok siyasi ve toplumsal gelişmenin yaşanmasıyla artık komiteler ve halk meclisleri yeterli gelmemeye başladı. Bu yüzden kurulan yönetim şeklinin genişletilmesi ve daha somut hale getirilmesi gerekiyordu ve Özerk Yönetimler ilan edildi.
21 Ocak 2014’te ilk olarak Cizîr bölgesinde Demokratik Özerk Yönetim ilan edildi. Daha sonra 27 Ocak’ta Kobanê ve 29 Ocak’ta Efrîn bölgesinde ilan edildi.
Özerk Yönetim çatısı altında coğrafyanın genişlemesiyle birlikte kanton sistemi de artık yeterli değildi. O süreçte Demokratik Suriye Güçleri (DSG), Minbic’ten Dêrezor’a kadar birçok bölgeyi IŞİD’in işgalinden temizledi ve bu bölgelerde sivil yönetim sistemleri kuruldu. Mevcut 7 yönetim arasında koordinasyon sağlanmasına karar verildi ve Demokratik Suriye Meclisi’nin üçüncü konferansında tüm taraflar arasında koordinasyonun sağlanması için Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kurulmasına karar verildi. Her bölge kendi özgünlüğü ve özelliklerine göre kendi sistemini yönetti.
Tüm yönetimlerde eşbaşkanlık esas
Kadın öncülüğünü ve özgürlüğünü esas alan, kadının kamusal alandaki varlığını görünür kılmayı hedefleyen bu sistemin tüm süreçlerinde eşbaşkanlık uygulamaya konuldu. Ayrıca bölgedeki tüm bileşenlerin, kendi rengi ve kimliği ile tüm meclis, kurul ve bürolarda eşit ve demokratik bir şekilde temsili için çalışmalar yürütüldü. Komünal ekonomi ile kooperatifler kuruldu.
Yine bu esaslara dayanarak ulus-devlet sisteminde uygulanan ‘anayasa’ modeline karşı ‘Toplumsal Sözleşme’ modeli oluşturularak kadın özgürlüğü, çocuk hakları, ekolojik yaşam ve eşit haklar gibi temeller üzerinden bir hukuk modeli oluşturuldu.
İlkeler
Demokratik Ulus sistemini esas alan Rojava Devrimi’nde 9 ilke üzerinden örgütlenme esas alındı.
Bu 9 ilkeden ilki; Özgür birey-yurttaş ve demokratik komünal yaşam. Demokratik ulus olmanın ilk koşulu bireyin özgür olması ve bu özgürlüğünü bağlı olduğu komün veya toplulukla birlikte demokratik politika temelinde gerçekleştirmesi.
İkincisi; Siyasi hayat ve demokratik özerklik. Bir toplum devlete, otoriteye, sınıfa ihtiyaç duymadan var olabilir ama toplumu ayakta tutan ve varlığını kalıcı kılan şey siyasettir.
Üçüncüsü; Toplumsal yaşam. Demokratik ulus sisteminde, toplumun tüm bileşenleri arasında eşit ve özgür yaşam temelinde bir toplum inşa etmek önemli bir unsurdur. Ortadoğu halkları üzerinde uygulanan ırkçı politikalar milletler, dinler ve gruplar arasında düşmanlığa neden olmuştur. Demokratik ulus sistemi, bu ırkçı zihniyeti kırma temelinde örgütleniyor. Farklı millet, din ve inançlara sahip toplumlar, özgür ve eşit yaşam temelinde kendi öz örgütlenmelerini yürütüyorlar.
Dördüncüsü; Özgür olarak bir arada yaşam. Rojava Devrimi’yle hayata geçirilmek istenen Demokratik ulus sisteminde, özgürlük ve eşitliğin temelini kadın ve erkeğin özgürce bir arada yaşaması oluşturuyor. Devrimle birlikte erkek egemenliği ve ataerkil anlayışın aşılması çabaları ve eğitim faaliyetleri devrimin ilanı ile beraber tüm gücüyle devam etti. Devrimle birlikte eşbaşkanlık sistemi gibi gelişmeler de bunun en önemli somut adımlarından.
Beşincisi; Ekonomi. Demokratik ulus sisteminde ekonomi bağımsızdır ve kapitalist bilinçten uzaktır. 2012 yılında başlayan ve kadınların öncülüğünde gerçekleşen Rojava Devrimi, demokratik ulus sistemi temelinde yönetilmektedir. Bu devrimin ana ayağı komünal ekonomidir.
Altıncısı; Hukuk. Kuzey ve Doğu Suriye’de hukuk ve adaletin yapısı demokratik hukuk temeline oturtulmuştur. Kuzey ve Doğu Suriye halkı, ulus-devlet hukuk sistemine alternatif olarak etik ve siyaset yasalarını kullanıyor.
Yedincisi; Kültür. Demokratik ulus sistemi içinde yaşayan her ulusun ve inancın kimliğinin tanımı olan kültürün korunması tek varoluş nedenidir.
Sekizincisi; Savunma. Toplumun varlığını koruyabilmesi için savunma sistemi kaçınılmaz bir olgudur. Demokratik ulusta savunma teknikleri sadece silahla olmamaktadır. Örneğin kültürün korunması, hukukun korunması, ahlaki-politikanın korunması bunların hepsi savunma alanına giriyor. 19 Temmuz devriminde her ne kadar silahlı savunma ön planda olsa da ahlaki-politik savunma toplumun değerlerinin korunması açısından silahlı savunma ile birlikte ilerlemiştir.
Dokuzuncusu; Diplomasi. Diplomasi, aynı şekilde, toplumun ahlaki-politik değerlerine dayalı olarak ve ulus-devletin toplumları bölme ve yönetme politikalarına karşı toplumun ihtiyaçlarına dayalı olarak korunmasını içerir.
Komiteler
Özerk Yönetim, yaşamın her alanında meclisler, komiteler ve bürolar şeklinde örgütlendi. Bunlardan biri, anlaşmaları ve kararları onaylamak ve gerekçelendirmek için en yüksek komite olan Yasama Komitesi. Yürütme Komitesi, kararları ve yasaları yönetmek ve uygulamak için. Bu komite de 16 kuruldan oluşur; Belediyeler ve Ekoloji Komitesi, Dış İlişkiler Komitesi, Savunma Komitesi, İçişleri Komitesi, Şehit İşleri Komitesi, Kadınlar Komitesi, Kültür ve Sanat Komitesi, Turizm ve Sit Alanı Koruma Komitesi, Eğitim ve Öğretim Komitesi, Maliye Komitesi, Ekonomi Komitesi, Toplumsal İşler Komitesi, Sağlık Komitesi, Enerji Komitesi, Gençlik ve Spor Komitesi ve Adalet Komitesi. Bu komitelerin tamamında da önemli oranda kadın temsiliyeti bulunuyor.
Devrimden önce eşitlik yoktu
Kuzey ve Doğu Suriye Fırat Bölgesi Yasama Komitesi Eşbaşkanı Fawziya Ebdi, Rojava Devrimi’nden önceki sistemi şu sözlerle özetliyor: “Suriye’nin yaşamı ve sistemi halkının isteklerine göre değildi. Demokrasi ve eşitlik yoktu. Suriye anayasasında Kürt halkının hakları yoktu. Kadınlar olarak da anayasal bir hakkımız yoktu. Eğitim anadilde değildi. Rojava bölgeleri, Suriye rejiminin yanında daha geriydi. Hizmet ve iş imkanları yoktu.”
Hukuk sistemi
Fırat Bölgesi Toplumsal Adalet Meclis Üyesi Nesra Xelîl ise oluşturdukları hukuk sistemini ve ulus devlet sistemi ile arasındaki farkı şöyle anlatıyor:
“Ben bir kadın olarak hukukçu ve Toplumsal Adalet Meclis üyesiyim. 19 Temmuz devriminden sonra Suriye rejiminin yargısına alternatif olabilecek demokratik ulus modeline dayanan demokratik hukuk sistemini kurduk. İlk başta biz Sulh Komitelerinin örgütlemesine gittik. O dönemde daha bölgenin hukuksal ve yargısal sistemi çok iyi belirlenmemişti, o nedenle 2015 yıllında küçük bir Adalet Divanı kuruldu. Daha sonra da Toplumsal Adalet Meclisi tüzüğü hazırlandı ve buna göre kadroları da demokratik ulus akademilerinde eğitimini aldı ve profesyonel bir şekilde çalışmalara başlandı. Bu adımla birlikte 2017 yılında Toplumsal Adalet Meclisi’nin temeli atılmış oldu. Adalet Meclisi olarak sorun ve sıkıntıları sulh ile çözmeye çalışıyoruz. Yine Mala Jin Sulh Komitesi var. Bunun yanı sıra içinde Soruşturma Komisyonu, Adalet Divanı, temyiz ve uygulamaları barındıran Toplumsal Adalet Divanı var. Saydığımız tüm bu kurumlar Toplumsal Adalet Meclisi çatısı altındadır. Adalet Meclisi doğru yol ve yöntemlerin kullanımını bu kurumlara sunuyor. Aile, sivil ve kadın davaları Sulh Komitesi’nden, Mala Jin ve Adalet Divanı’ndan geçmeden meclis kuruluna gitmez. Tabi ki Adalet Divanı’na geçen tüm davalar Sulh Komitesi ve Mala Jin’e de açıktırlar. Bizde sadece tek bir bakış açısıyla davalara bakan ve karar alan bir mahkeme ve yargı yerine, Adalet Divanı ve onun komiteleri var. Bunun için kararlar toplu bir şekilde tüm divan üyeleri tarafından alınır. Çünkü karar sadece bir hakim tarafından alınırsa o karar kabul görülmüyor ve komite yeniden toplanıyor. Yani ulus devlet hukuku ile bizim hukuk sistemi arasındaki fark budur.”
Mala Jin’ler
Burada Mala Jin komiteleri için ayrı başlık açmak gerekiyor. Mala Jin’ler dünya kadınları tarafından da oldukça merak edilen ve aile içi şiddet veya kadına karşı suçlarda önemli bir misyona sahip olduğu gibi aynı zamanda hem kadınların hem de erkeklerin bilinç yükseltme çalışmalarında da ciddi çabalar harcıyor.
Rojava’da kadınlar 2004 yılında Yekitiya Star öncülüğünde örgütlenmeye giderken, 19 Temmuz devriminden sonra ise bu çalışmaları daha da geliştirerek, çok sayıda kurum, kuruluş ve örgüt kurdu. Bu kurumlardan biri zorluklarla karşı karşıya kalan kadınların sesi olmayı başaran Mala Jin oldu. Mala Jin ilk 20 Mart 2011 tarihinde Qamişlo kentinde örgütlendi.
Zamanla Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok bölgesinde şubelerini açtı. Bilinçlendirme amacıyla çalışmalarını yürüten Mala Jin, eşit toplum felsefesi, demokratik aile kültürü ve özgür eş yaşam bilinci ile kadın ve çocuklara yönelik yaşanan insanlık dışı uygulamalara karşı durmayı amaçlıyor. Aile içi şiddet ve kadınların toplum içinde yaşadığı sorunları komiteler yoluyla çözüme kavuşturmayı hedefleyen Mala Jin, özerk yönetimin tüm sivil kurumlarında ve yargısında temsil ediliyor.
62 şubesi bulunuyor
Meclis şeklinde örgütlenen Mala Jin, Sulh Meclisi, Eğitim Komitesi, Adalet Meclisi, Arşiv ve Basın Komitesi şeklinde bölümlere ayrılıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de 62 Mala Jin şubesi bulunuyor. Mala Jin, Kongra Star örgütü çatısı altında örgütleniyor.
Mala Jin’in kurucularından Îlham Omer, çalışmaları ve misyonlarını şu sözlerle özetliyor: “Meclis kuruldu ve tüm dünyada duyarlılık yaratmaya başladı. Dünyanın dört bir yanından binlerce kişi kurulan bu sistemimizi merak ederek ziyaret etmeye başladı. İlk başlarda biz toplum içinde kabul görülmüyorduk. Kabul görülmemiz için toplumda Mala Jin’de eşitlik ve adaletin olduğu yönünde bir bakış açısını yaratmayı başardık. Biz Mala Jin’de hem kadınları hem de erkekleri bilinçlendiriyoruz. Amacımız sadece acıları sarmak değil aynı zamanda kadınların bilinçlendirilmesidir de. Mala Jin Fransa’da bir ödül de aldı. Dünya ülkelerinden birçok kadın geldi, sistemimizi tanıdılar ve çok etkilendiler. Çeşit çeşit sorunlar elimizin altına geliyor. 2014 yılında kadın yasasının çıkmasıyla bazı şeyler daha da netleşti. Ancak hâlihazırda zorlandığımız sorunların başında küçük yaşta evlilik ve çok eşliliklerdir. Biz bu sorunlar karşısında büyük mücadele yürütüyor ve kadın yasasına göre yaklaşıyoruz. Bu eksiklikleri en aza indirmek için daha çok eğitime ağırlık veriyoruz.”
Kadın Adalet Meclisi
Mala Jin, sorunları önce kendi içinde çözmeye çalışıyor. Çözülemeyen davalar Kadın Adalet Meclisi’ne raporlanıyor. Toplum içinde önemli bir rol oynayan Kadın Adalet Meclisi, kendisi ve toplum için eşitlik ve demokrasi yolunu temel alıyor. Kadın Adalet Meclisi, 2021’de Mala Jin’in kendisine raporladığı bin 169 davayı çözdü.
Yekîtiya Star’dan Henîfe Mihemed Kadın Adaleti ve Mala Jin’leri şu sözlerle anlatıyor: “Devrim yaşandığında toplumsal adaleti tesis etme ihtiyacı doğdu. Kadınların adalet sorunu ve zorluklarını çözebilmek için Kadın Adalet Meclisi’ni kurduk. Savaşın yaşandığı her yerde en çok kadınlar zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Bu yüzden ilk olarak kadın sorunlarını çözmek için Mala Jin’i kurduk. Daha sonra kadınların haklarını koruyacak yasalar için 2016’da Kadın Adalet Meclisi kuruldu. Şuan Kadın Adalet Meclisi bağımsız bir şekilde toplumsal adalet içerisinde yerini alıyor. Şuan kadınlar Kadın Adalet Meclisi içinde karar sahibi. Kendi kendini yönetiyor ve yaşadığı sorunlara çözüm oluyor. Mala Jin adaletin bir parçasıdır. Mala Jin, Kadın Adalet Meclisi ve Barış Meclisi ile birlikte çalışmalarını yürütüyor. Mala Jin, Kadın Adalet Meclisi ve Barış Meclisi birlikte bir meclistir diyebiliriz. Ancak çözülmeyen ve mahkemede çözülmesi gereken bazı sorunlar Kadın Adalet Meclisi’nin önüne geliyor. Mala Jin her türlü olayı rapor ediyor ve Kadın Adalet Meclisi’ne sunuyor. Bu olay ve sorunlar ise Kadın Adalet Meclisi tarafından çözülüyor. Şimdiye kadar binlerce sorunu çözdük ve onlarca kadını ölümden kurtardık. Eğer bir kadın büyük sorun yaşarsa ve kadın hareketi onu sığınma yerine götürürse Mala Jin o kadının korumasını da yapıyor.”
Topluma bilinç yükseltme eğitimleri de veriliyor
Mala Jin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda eğitim çalışmalarını gönüllü yürüten Behiye Mûrad de çalışmalarında eğitimin önemini şu sözlerle ifade ediyor: “Özerk Yönetim kurum ve kuruluşlarında eğitim önemli bir rol almaktadır. Mala Jin olarak eğitim komitesi bizim sistemimizde de var. Hem kendimizi eğitiyoruz hem de eğitim veriyoruz. Mala Jin’e bir sorun geldiğinde bunu eğitim yolu ile çözüyoruz. Çözemediğimiz sorunları Kadın Adaleti’ne raporluyoruz. Biz Mala Jin olarak iki cins arasında eşit ve ortak bir yaşam kurmak istiyoruz. Toplumun karşı karşıya olduğu sorunları eğitim yoluyla çözdüğümüzü söyleyebiliriz. Kadın yasalarına önem veriyoruz ve toplumu bu yasalar hakkında eğitiyoruz. Akademilerimiz var. Kadının rolü, kadın hukuku, Mala Jin yönetmeliği hakkında akademilerde eğitim vermek de bizim görevimizdir. Eskiden kadınlar nasıldı? Bugün kadınlar nasıl? Kadınlar haklarını elde etmek için nasıl adımlar atmalı? Bunlar üzerine de eğitimler veriyoruz. Çocuk yaşta zorla evlendirme, çok eşlilik, berdel, şiddet ve zorla evlendirme gibi sorunlar var. Toplum bu konularda da eğitim veriliyor. Sadece kadınları eğitmek yanlış bir yol. Her iki cinsin eğitim görmesi gerekir.”
Kültür
Temel alınan ilkelerden kültüre dair çalışamları da Hesekê Kantonu Kültür Komitesi Eşbaşkanı Efaf Hasekê anlatıyor: “Suriye’de Kürtler, Araplar, Hristiyanlar ve Ermeniler gibi birçok millet yaşıyor. Ulus devlet sisteminde sadece Arap milleti kabul edilmiş, diğer milletler ise dışlanmıştır. Diğer milletlerin dili ve kültürü egemen kültürün baskısı altında kalarak adeta erimeye mahkum bırakılmıştır. Kadınlar, örf ve adet adı altında şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor. Tüm bunlarla toplum bir bunalım yaşadı ve artık kimse bu sistemi kabul etmiyor. Rojava Devrimi ile birlikte her millet tarihine, diline ve kültürüne sahip çıkma mücadelesi vermektedir. Bütün halklar kültürlerini geliştirebilir, tarihlerine ve kimliklerine sahip çıkabilirler. Özerk Yönetim Toplumsal Sözleşme taslağını yazmak için her milletten bir komite oluşturdu, bu anlaşma ile Rojava Devrimi’nin kazanımları korunacak. Bununla birlikte artık her millet kendi dilini ve kültürünü özerk yönetim okullarında öğretebiliyor.”
Ekonomi
Her devrimin önemli ayakların biri olan ekonomi, şüphesiz Rojava Devrimi’nin de önemli ayaklarından biri oldu. Rojava Devrimi, komünal ekonomiyi benimsedi. 2015 yılında kurulan Kongra Star Kadın Ekonomi Komitesi, ekonomi alanında kadınların katılımı için birçok önemli gelişmeye imza attı.
Kongra Star Kadın Ekonomi Komitesi Başkanı Ermanc Mihemed ekonomi alanındaki çalışmaları ve kadınların ekonomiye katılımlarını şöyle anlatıyor: “Kadınların toplumsal baskıların etkisinden çıkıp bağımsız olmalarını istedik. Baas rejimi döneminde kadının toplumda hiçbir rolü yoktu, dolayısıyla bugün bir kadının kendi ekonomisine sahip olması kadında bir özgüven yaratıyor. Şüphesiz kadınlar devrimin lideri konumdalar. Bu devrimde kadınlar ekonomik devrimi istediler ve ilerletebildiler. İlk olarak tarımdan başladık. Ona göre tarım kooperatifleri kuruldu. Kadınlar toprağı ekip, biçip suluyor. Kooperatifleri yönetiyor. Mesleki alanda da kadınlar rol aldı. Şu anda Suriye’nin kuzey ve doğusunda 5 konserve fabrikası kuruldu. Ayrıca giysi imalatı için Lavin fabrikası açıldı ve bu fabrikaya bağlı 4 dükkân bulunmakta. Ayrıca Hasekê’nin Şedad ilçesinde de hayvancılık projeleri yapıldı. Kuzey ve Doğu Suriye’de tarım, hayvancılık, ticaret ve meslek kooperatiflerinin sayısı 62’ye ulaştı ve binlerce kadın bu kooperatiflere katılıp onları yönetiyor. Dêrazor’da 21 kadının çalıştığı büyük fırın projesi var ve aynı zamanda bir balık çiftliği var, çiftliği 4 kadın yönetiyor. Burada un da var. Ayrıca Rakka’da bir çanta fabrikası var. Kamu ekonomisi projelerinin çoğu kadınları da kapsıyor. Tek dileğimiz, önümüzdeki yıllarda daha fazla kadının ekonomik faaliyetlere isteyerek katılması.”
Diplomasi
Her alanda olduğu gibi Rojava Devrimi’nde diplomasi çalışmalarında da kadınlar önemli bir rol sahibi. Özellikle ‘Kadın Devrimi’ni dünyaya tanıtma açısından birçok çalışmayı kadınlar üstleniyor ve kendi devrimlerini dünya kadınlarına anlatıyor.
Diplomasi alanındaki çalışamları da Kongra Star Demokratik İttifak ve İlişkiler üyesi Rûkên Ehmed anlatıyor: “Toplumsal örgütler ve özgürlük isteyen demokratik toplumlarla daha fazla bağlantı kuruyoruz. Çünkü bu tür yapılanmalar daha çok halkın çıkarlarını düşünürler. Bu insanlara sunabileceğimiz stratejik hatlarımız var. Suriye’nin kuzeyi ve doğusundaki Rojava Devrimi’nde çok önemli bir rol oynayabilmek için diplomatik alanda çalışmalar yürütüyoruz. Kadınların öncülüğünde gerçekleşen Rojava Devrimi’nde kadın devriminin tanınmasıyla kadınlar hayatın her alanında yer alarak siyasi, askeri, diplomatik ve karar alma mekanizmalarında yer almıştır. Ancak bir komite olarak Kongra Star 2013 yılında kurulmuştur. Devrimle beraber ilk kadın örgütü olan Kongra Star diplomasinin kapılarını aralamayı başardı. Önceleri Kongra Star üzerinden herkes diplomasi yürütüyordu ama bu kurumların kurulmasından sonra diplomasi alanları da genişledi. Diplomasi olarak Özerk Yönetim, üniversite diplomasisi, belediye diplomasisi ve daha birçok alan kuruldu. Women Defend Rojava bugün 12 ülkede var ve 25 komite şeklinde örgütlü. Her zaman iletişim halindeyiz. Kongra Star Diplomasi Komitesi olarak Federe Kürdistan, Avrupa ve Lübnan’ı temsil eden komitelerimiz var. Diplomat olarak birçok uluslararası konferansa katılıyoruz. Rojava Devrimi’yle birlikte biz kadınlar birçok kazanım elde ettik. Bu, kadın mücadelesi alanında bir sembol haline geldi ve biz bu deneyimi bütün dünya halklarına mal etmek istiyoruz. Hem ittifaklar kuruyoruz hem birbirimizi destekliyoruz hem de destek istiyoruz.”
*Bu dosya hazırlanırken NuJinha’da yayınlanan Rojava Devrimi dosyasından yararlanılmıştır.
*Yeni Yaşam Kadın Eki’nde yer alan diğer yazıları okumak için tıklayınız