Bitlis kırsalında çıkan çatışmada yaşamını yitiren Mehmet Mazlum Ateş’in cenazesi, biyolojik teşhise rağmen “DNA testi” gerekçesiyle 21 aydır kimsesizler mezarlığında bekletiliyor. 5 başvurudan da sonuç alamayan anne Rindê Ateş, “Oğlum kimsesiz değil” dedi.
Bölgede 24 Temmuz 2015’den sonra başlayan çatışmalı süreçle birlikte kentlerde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında ve kırsal alanlarda yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren yüzlerce kişinin cenazesi, ailelerine verilmeyerek kimsesizler mezarlıklarında defnedildi. İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından toplanan verilere göre, 16 Ağustos 2015 tarihinden 1 Haziran 2017’ye kadar Diyarbakır’da 127, Mardin’de 32, Hakkâri’de 20, Şırnak’ta 13, Bitlis’te 8, Batman’da 3, Muş’ta 4, Bingöl’de 5, Dersim’de 5 ve Elazığ’da 1 kez olmak üzere toplam 10 il ve en az 43 ilçede resmi olarak tespit edilebilen 218 kez süresiz ve gün boyu sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
442 cenaze kimsesizler mezarlığında
Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEYA-DER) raporlarına göre, Diyarbakır Yeniköy Mezarlığı’nda 23, Urfa’da 27, Elazığ’da 1, Antep’te 7, Cizre’de 33, Silopi’de 17, Şırnak’ta 42, Erzurum’da 54, Trabzon’da 6, Van’da 6, Siirt’te 10, Bitlis’te 25 ve Malatya’da 191 cenaze “DNA testinin sonuçlanmaması” gerekçesiyle bekletiliyor.
Bitlis merkeze bağlı Yukarı Ölek köyünde yer alan Garzan Mezarlığı’ndan “DNA testi” gerekçe gösterilerek 19 Aralık 2017’de çıkarılan 267 cenazeden 265’inin akıbeti ise bilinmiyor.
21 ayda 5 başvuru
Bitlis kırsalında 13 Ocak 2017’de yaşanan çatışmada yaşamını yitiren HPG’li Mehmet Mazlum Ateş’in cenazesi de ailesinin defalarca başvuru yapmasına rağmen 21 aydır kimsesizler mezarlığında bekletiliyor. Anne Rindê Ateş, oğlunun ölüm haberini alması üzerine cenazeyi alabilmek için Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduklarını söyledi. İlk başvuruda cenazenin otopsi sırasında çekilen görüntülerinden teşhis ettiklerini belirterek, ikinci başvuruda tekrar izlediği görüntülerden biyolojik olarak oğlu Mazlum Ateş’i teşhis ettiğini kaydetti.
Oğlunun cenazesini biyolojik olarak teşhis etmesine rağmen kendilerine verilmediğini ve DNA örneği alındığını vurgulayan anne Ateş, “21 aydır 5 kez başvuruda bulundum. Savcılıkta bulunan dosyasında adı, soyadı, baba adı, ana adı hepsi yazılı. Buna rağmen DNA testi istediler. Ama DNA örneği çıkmadığı gerekçesiyle oğlumun cenazesini vermiyorlar” dedi.
‘Oğlum kimsesiz değil’
Cenazelerinin kimsesizler mezarlığında defnedilmesiyle “yaşadıkları acının sürdürülmek” istendiğini ifade eden anne Ateş, “Bu zulümdür, hakarettir. Kimse sahipsiz değil. Oğlumun cenazesini alıp, Diyarbakır’da defnetmek istiyorum. Tek isteğim oğlumun bir mezarı olsun. Oğlum kimsesiz değil, niye kimsesizler mezarlığında defnediliyor” diyerek tepki gösterdi.
Kaynak: MA / Özgür Paksoy