Salgınla birlikte iş yüklerinin artığını dile getiren sağlık emekçileri, Mart ayından bu yana maddi ve manevi olarak hak kaybına uğradıklarını belirterek, 2021 yılında dinlenmek istediklerini söyledi
Toplumdaki bir bireye oranla salgına yakalanma riski yüzde 10 fazla olan sağlık emekçileri,yaklaşık 10 aydır büyük bir özveriyle salgınla mücadelede ön safda yer alıyor. Geride bırakılan bir yılda, özlük hakları ve çalışma koşullarında iyileştirme, emeklerinin karşılığı olan ücret, 3600 ek gösterge, güvencesiz çalıştırılmaya son verilmesi, sağlıkta şiddetin önlenmesi, yıpranma payı ve kreş gibi temel taleplerinden sadece “caydırıcılığı olmayan” sağlıkta şiddet yasası yürürlüğe girdi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi Kadın Sekreteri Meryem Gönbe, asistan hekim Laleş Tunç, hemşire Nurullah Sivlim, Aile Hekimliği Uzmanı Ümit Yaşar Öztoprak ve idari personel Altan Tayih, salgınla birlikte sağlık sisteminde yaşanılan sorunlara değinerek, 2021’den beklentilerini Mezopotamya Ajansı’ndan Emrullah Acar’a anlattı.
Sağlıkçılar yoruldu
Sağlık emekçilerinin 2020’de sağlıksız koşullarda çalıştıklarına değinen SES Ankara Şubesi Kadın Sekreteri Meryem Gönbe, kadın emeğinin toplumun her alanında olduğu gibi sağlık alanında da yok sayıldığının altını çizerek, cinsiyet temelli eşitsizliklerin salgında daha da arttığını vurguladı.
Ücretli doğum izin sürelerinin arttırılarak en az 6 ay olması gerektiğine dikkati çeken Gönbe, 2021 yılından beklentilerini şu şekilde sıraladı: “Alandaki sağlık emekçisi açığı güvenceli kadrolu istihdamla gerçekleştirilmelidir. Bütün sağlık emekçilerinin meslek tanımları yapılarak angarya işlerden kurtarılmalıdır. Sağlık emekçileri yoruldu, dinlenmeleri gerekir. Merkezi bütçede toplumsal cinsiyet eşitliğinin esas alınmasını, kadınlara yönelik ayrımcı politikaların son bulmalı.”
‘2021’de dinlenmek istiyoruz’
Asistan hekimlerin 2020’de “Covid-19 ile uyuyup Covid-19 ile uyandığına” vurgu yapan Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Laleş Tunç, salgınla birlikte asistan hekimlerin yükünün ağırlaştığına dikkati çekti.
Olumsuzluklara rağmen asistan hekimlerin planlamalara dahil edilemediğini ifade eden Tunç, devamında şunları söyledi: “Nöbet günlerimiz ve yerlerimiz akşamdan sabaha değiştirilip tarafımıza bildiriliyor, hal böyle olunca sosyal hayatımızda da stres arttı. 2021’den beklentimiz; iş yükünün adil dağıtıldığı, programlama yapılırken fikrimizin sorulduğu, eğitim faaliyetlerimizin ikinci plana atılmadığı, dinlenebileceğimiz bir yıl olması.”
‘Yemek gibi yemek istiyoruz’
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi’nde sözleşmeli olarak yaklaşık 2 yıldır çalışan hemşire Nurullah Sivlim, salgınla birlikte iş yüklerinin arttığını vurguladı. Salgının başlamasıyla birlikte koruyucu ekipman sıkıntısının ortaya çıktığını anımsatan Sivlim, “İlk başta bizden tulumun iki defa giyilmesi istendi. Bizde salgına karşı eğitimli olmadığımız için yönetimin söylediklerini yaptık” ifadelerini kullandı.
Sağlık emekçilerine kendi talepleri olmayan ek ödemeler verilerek “çalışma barışlarının” bozulmaya çalışıldığını dile getiren Sivlim, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Yemek gibi yemek istiyoruz. Örneğin; makarna çıkarılıyorsa lezzetinde yemek istiyoruz. Şirketlerin para karşılığı verdiği yemekleri yiyemiyoruz. 2021’de yemek yemek istiyoruz, 4/b çalışanların kadroya alınmasını, haklarımızın bize iade edilmesini talep ediyoruz. İdari izinlerimizi kullanamıyoruz artık yorulduk ve dinlenmek istiyoruz.”
KHK’lılar geri dönmeli
Salgınla birlikte birinci basamak sağlık sisteminin öneminin anlaşıldığının altını çizen ATO Yönetim Kurulu Üyesi ve Aile Hekimliği Uzmanı Ümit Yaşar Öztoprak da, iş yüklerinin arttığını belirterek, 2021’de dinlenmek istediklerini ifade etti. sağlık emekçilerinin 3 kişinin işini yaptığını söyleyerek OHAL’den sonrasında ihraç edilen KHK’lıların geri alınması gerektiğini belirtti.
Bilkent Şehir Hastanesi’nde idari personel olarak çalışan Altan Tayih ise, 2020’nin sağlık emekçileri açısından kötü bir yıl olduğu dile getirdi. Sağlık emekçilerinin özlük haklarının ellerinden alındığını anımsatan Tayih, salgında birçok sağlık emekçisinin hayatını kaybettiğini vurgulayarak, maddi ve manevi hak kaybına uğradıklarını belirtti.
Toplumda bulunan bir yurttaşa oranla salgına yakalanma oranlarının yüzde 10 daha fazla olduğuna işaret eden Tayih, “Son 10 aydır doğru dinlenemedik, bu da bizi psikolojik olarak etkiliyor. Aşı geldikten sonra ne olacak onu bilemiyoruz ancak dinlenmek istiyoruz. Yorulduk artık” ifadelerini kullandı.
ANKARA