Kadınların mücadelesinin daha da yükseldiği bir yıl yaşadık. Cinayet, şiddet, taciz, tecavüz ve hak gasplarına karşı anında tepki gösterip sokaklara çıkmaları kadınların öz örgütlülüklerinin güçlendiğinin de önemli bir göstergesi oldu. 2019’u geride bırakırken, kadınların iz bırakan olay ve gelişmelerini derledik. Feminist yazar Ayşe Düzkan ise kadınların 2019’unu Yeni Yaşam için değerlendirdi
Danslı protestolar: ‘Suçlu polis, hakim, devlet ve başkan’
Şili’de kadın örgütü Las Tesis tarafından başlatılan ve tüm dünyaya yayılan kadına yönelik şiddete karşı danslı protestolar Türkiyeli kadınlar tarafından birçok kentte gerçekleştirildi. İstanbul, Ankara, İzmir ve Balıkesir’de yapılan danslı protestolar, kamuoyunda büyük ilgi gördü. Şarkıda yer alan, “Suç bende değil, suçlu sizsiniz. Katil polisler, hakimler, devlet ve başkan” sözlerine tahammül edemeyen iktidar ve polis, kadınlara saldırıp ters kelepçe ile gözaltına aldı. Fakat bu saldırılara rağmen kadınlar geri adım atmadı. Kadınların danslı protestolarına saldırılmasına çok geniş kesimler tarafından da tepki yağdı.
Kürt kadınlarının IŞİD zaferi
Bu yılın mart ayında IŞİD’in tamamen bitirildiğinin açıklanmasından sonra gözler IŞİD’le savaşan Kürt kadınlarına çevrildi. Büyük bir cesaretle IŞİD’in etkisizleştirilmesinde en önde mücadele veren Kürt kadınlarının hakkında dünyanın birçok ülkesinde haberler gündemden hiç düşmedi ve belgeseller ile filmlere konu edildi.
Cinayetler önlenmedi, kadınlar korunmadı
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun açıkladığı verilere göre; 2019 yılının 11 ayında 430 kadın öldürüldü. Verilerin ayrıntılarında ise kadınların en çok evlerinde öldürüldüğü, öldürülme yöntemlerinde en çok ateşli silah kullanıldığı ve kadınların defalarca suç duyurusunda bulunmalarına rağmen koruma sağlanmadığı bilgileri yer aldı.
‘Ölmek istemiyoruz’ sloganlaştı
Kırıkkale’de 18 Ağustos’ta, Fedai Varan isimli erkek kendisinden boşanan Emine Bulut’u çocuğunun gözü önünde bıçaklayarak katletti. Bütün Türkiye’de infiale yol açan cinayete karşı kadınlar sokaklara döküldü. Emine Bulut’un ölmeden önce sarf ettiği “Ölmek istemiyorum” çığlığı kadınların eylemlerinin baş sloganı oldu. Bu eylemler haftalarca devam etti. Tasarlayarak ve canavarca hisle öldürme’ suçundan dava açılan sanık Fedai Varan’a kasten öldürmeden müebbet ceza verildi.
25 Kasım: Kadınlar yasağı kaldırttı
Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde alanlara çıktı. İstanbul’da 25 Kasım Kadın Platformu’nun çağrısıyla binlerce kadın Taksim Tünel Meydanı’nda bir araya geldi. “Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok” pankartının arkasında toplanan kadınlar, “Hayatımızı Savunuyoruz”, “Erkek şiddetine son” dövizleriyle birlikte katledilen kadınların isimlerini taşıdı. Yürüyüşe geçen kadınlara polis plastik mermi, biber gazı ve coplarla saldırarak şiddetin en başta devlet eliyle yapıldığını bir kez daha kanıtladı.
8 Mart: Haklarımızda ısrarcıyız
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde bu yıl da kadınlar tüm Türkiye’de sokaklara çıktı. Hafta boyunca onlarca etkinlik ve eylemler yapılırken, kadınlar taleplerini ısrarla yeniden dile getirdi. Her yıl final olarak görülen 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü için ise kadınlar Taksim’deki Fransız Kültür Merkezi’nin önünde toplandı. Binlerce kadının İstiklal Caddesi’nden Tünel’e yürümesine izin vermeyen polis, kadınların önünde barikat kurdu. Biber gazı ve plastik mermilerle yürüyüşe saldıran polisin gücü kadınları dağıtmaya yetmedi. Kadınlar bütün gece evlerine girmedi.
Mücadeleyle Şule Çet için gerçek adalet
Ankara’da bir plazanın 20. katından atılarak katledilen Şule Çet, kadınların hak arama mücadelesinde bir mihenk taşı oldu. İntihar denilerek üstü kapatılmak istenen Çet cinayeti, kadınların ısrarlı eylemleri ile ailenin kararlı duruşu sayesinde aydınlatıldı. Büyük uğraşlar sonucu sanık Çağatay Aksu ile Berk Akand’ın hapis cezası alması sağlanırken, kadınların ‘Erkek adalet değil gerçek adalet’ talepleri bu dava ile ete kemiğe büründü.
Kürt siyasetçi Hevrin Xelef katledildi
Türkiye ve ona bağlı grupların Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırısında Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrin Xelef katledildi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) tarafından duyurulan cinayete tüm dünyadan tepki yağdı. Uluslararası Af Örgütü, Hevrin Xelef’in katledilmesinin de yer aldığı bir rapor yayımladı ve açıklamada, “Türkiye savaş suçu işlemiştir” dedi.
Eşbaşkanlık mor çizgimizdir
31 Mart yerel seçimlerinden sonra, AKP iktidarı Kürt illerindeki birçok HDP’li belediyeye kayyum atayarak halkın iradesini gasp etti. Kayyumların atanmasıyla ilgili olarak eşbaşkanlık sistemi hedef alındı. Başta Kürt kadınları olmak üzere Türkiye genelinde feministler ile hak savunucusu kadınlar eşbaşkanlığın hedef alınmasına büyük tepki gösterdi ve çeşitli eylemlerle saldırıları protesto etti.
TJA ‘Sen de ayağa kalk’ dedi
Tevgera Jinên Azad (TJA), “Değişim ve Özgürlük İçin Sen de Ayağa Kalk” sloganıyla 6 aylık kampanya başlattı. Kampanyada, erkeklerin dönüşmesi kadınların özgürleşmesi amacıyla onlarca etkinlik ve eylem gerçekleştirildi. Trafikteki erkek şiddetine dikkat çeken Mor Konvoy ile erkeklerin dönüşüm atölyeleri en etkili eylemler olarak iz bıraktı.
bizden iyilik, sağlık siz de iyisinizdir inşallah*
her yılın sonunda “allah beterini göstermesin!” demek bir gelenek halini almaya başladı. nitekim geçen sene de zordu, sadece muhalifler için değil, sarayın çevresine kümelenmiş bir avuç insan dışında, türkiye cumhuriyeti topraklarında yaşayan herkes için. biliyoruz, bir ülkede yaşanan her sıkıntıyı, her derdi kadınlar daha ağır yaşar. ekonomik krizin sırtlarına bindirdiği yük de daha ağır oldu. tuik’in raporuna göre genç kadın işsizliği en yüksek işsizlik türlerinin arasında. genç kadın işsizliği geçen yıl yüzde 25,6’dan yüzde 33,3’e, tarım dışı genç kadın işsizliği yüzde 32,3’ten yüzde 41,2’ye yükseldi. her 100 genç kadından 33’ü işsizken, kentsel alanlarda her 100 kadının 41’i işsiz. bu, genç kadınların yarısına yakın bir kısmının tarımda ve evde ücretsiz çalışması anlamına geliyor. ücretsiz çalışmanın kadınları aile reisinin insafına teslim etmek anlamına geldiğini eklemeye gerek yok. siyaset alanında bu yıl kadınlara yönelik en önemli müdahale, siyasi temsilin çok önemli bir enstrümanı olan eşbaşkanlık sistemine yapılan saldırı oldu. malum, belediyelere kayyum atanırken gösterilen gerekçelerden biri eşbaşkanlık sistemiydi. ancak, kayyum mücadelesinde de yer yer kadın eşbaşkanların öne çıkarılmadığına şahit olduk, maalesef. hukuk alanındaysa, istanbul sözleşmesi’ni yıpratma çabaları ve nafaka hakkına yönelik, “sivil” erkeklerin örgütlü bir biçimde parçası olduğu saldırı belirleyiciydi. kadınların, ikisine yönelik mücadelesi 2020’ye de taşınacaktır. erkek şiddeti durmadı, yargının suç ortaklığı bitmedi. ama kadınların yürüyüşü devam etti. erkekler evlere kapatmaya çalışsa da kadınlar alanlarını genişletmeyi sürdürüyor. kadınların en fazla dışlandığı bir alandan, spordan örnekler vermek istiyorum. spor medyasındaki cinsiyetçiliğe karşı toplumsal cinsiyet odaklı habercilik yapan ve alan savunması sitesinden ali sefa korkut bu yıl sporda kadınlar açısından önemli olayları şöyle özetledi: -2012-2017 yılları arasında amedspor kadın futbol takımında oynayan zelal bal ve dilan bayoğlu, haziranda yapılan kongrede kulübün yönetimine girdi. -iş insanı berna gözbaşı, 7 aralık’ta gerçekleşen olağanüstü genel kurul sonucunda kayserispor’un yeni başkanı oldu. böylelikle gözbaşı, süper lig’de bir kulübün başkanlık koltuğuna oturan ilk kadın olarak tarihe geçti. -akdeniz nurçelikspor ile ozanlargücü sk kadın futbol takımları, kadınların stadyumda maç izlemelerinin yasak olduğu iran’da stadyumda maç izlediği tespit edilince yargılanan ve bunu protesto etmek için hayatına son veren sahar khodoyari anısına bir futbol maçı düzenledi. böyle bir maç, dünyada sadece türkiye’de düzenlendi. -paralimpik yüzücü sümeyye boyacı, londra’daki 2019 dünya paralimpik yüzme şampiyonası’nda dünya ikincisi oldu. -genç kadınlar kılıç dünya kupası’nda türkiye genç kadınlar kılıç milli takımı, üç sporcunun da (nisanur erbil, deniz selin ünlüdağ ve aylin çakır) madalya kazanmasıyla gençler dünya kupalarında altın madalya kazanan ilk takım oldu. -boksör buse naz çakıroğlu, rusya’da düzenlenen dünya kadınlar boks şampiyonası’nda 51 kiloda gümüş madalya kazanarak dünya ikincisi oldu. çakıroğlu, madrid’deki büyük kadınlar avrupa boks şampiyonası’nda avrupa şampiyonu oldu. ayrıca 31 ülkeden 200’den fazla sporcunun katıldığı “büyük kadınlar avrupa şampiyonası’nın en iyi boksörü ödülü”nü aldı. -ilkokulda köydeki erkeklerle futbol oynayarak başladığı kariyerinde türkiye a milli kadın futbol takımı’na kadar yükselen ece türkoğlu, 2019-2020 sezonu başında, karadeniz ereğlispor’dan abd kolej ligi takımı old dominion üniversitesi’nin kadın futbol takımına transfer oldu. gördüğünüz gibi kadınlar spor alanında gayet başarılı ama bu spor sayfalarına yansımıyor! bu görünmezlik aslında başka alanlarda da söz konusu ve önümüzdeki yıllarda uğraşmamız gereken meselelerden biri. bu yıl kadınların mücadelesinde üç önemli moment oldu; flormar direnişi, 8 mart feminist gece yürüyüşü, las tesis eylemleri. ağırlıklı olarak kadınların çalıştığı flormar fabrikasındaki direniş, uluslararası kadın dayanışmasıyla güçlendi ve sonucuyla ilgili farklı değerlendirmeler olsa da, enternasyonalizmin ve dayanışmanın önemini bir kere daha hatırlattı. iktidar odağının itibarsızlaştırma ihtiyacını duyduğu 8 mart gece yürüyüşü, bu ülkede feminizm tohumunun çiçek verdiğini bir kere daha dosta düşmana kanıtladı. şili’de başlayan ve dünyanın pek çok yerine yayılan las tesis eylemine şu ana kadar sadece türkiye’de şiddetle karşılık verilmişti. bu ülkede, sokakta, polis memurlarının huzurunda, kadın cinayetlerinin tüm sorumlularını adlı adınca telaffuz etme onuru, cesareti ve hep söz edilen, “dans edebildiğimiz devrimi”nin ilk adımlarını atma cüreti kadınların oldu. ayrıca khk’lara karşı, başta yüksel meydanı olmak üzere ülkenin pek çok yerinde sürdürülen direnişlerde kadınların ağırlıkta olduğunu gördük. ve tabii tecride karşı mücadelenin başını çekenin bir kadın, kendisini feminist olarak da tanımlayan bir siyasetçi, leyla güven olması da dikkate değerdi. kadınların kendileri için, sınıfları için, halkları için mücadele ettiği bir yıl geçti, kazanımların bol olduğu bir yeni yıl ve mücadeleden çok kutlamalarla uğraşacağımız bir gelecek umuduyla…
*ayşe düzkan analiz