Diyarbakır’da sivil toplum kuruluşları, İnsan Hakları Haftası nedeniyle 2019 yılına ilişkin hak ihlalleri raporunu açıkladı
İnsan Hakları Haftası (10-17 Aralık) dolayısıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Barosu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği, Hak İnisiyatifi Derneği Diyarbakır Temsilciliği ve Diyarbakır Tabip Odası (DTO) Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde ortak bir açıklama yaptı.
İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, 2015’te Dört Ayaklı minare önünde katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi anarak konuşmasına başladı. Zeytun, aradan 4 yıl geçmesine rağmen dosyada tek bir şüphelinin bile olmadığını hatırlattı.
10 Aralık’ın BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 71’inci yıl dönümü olduğunu söyleyen Zeytun, taraf devletleri yaşam hakkı ve işkence yasağı olmak üzere insan hakları ihlallerine karşı sözleşmenin yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırdı.
Türkiye’de 2019 yılında yaşam hakkı ve işkence yasağı başta olmak üzere birçok alanda hak ihlalleri yaşandığını ifade eden Zeytun, şu verileri paylaştı:
- TİHV’e 2019 yılının ilk 11 ayında işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla toplam 840 kişi başvurmuştur. İHD verilerine göre ise 2019 yılının ilk 11 ayında gözaltında ve gözaltı dışındaki yerlerde işkence ve diğer kötü muameleye uğradığını iddia eden kişi sayısı 830’dur.
- Toplanma ve gösteri hakkına yönelik müdahaleler, haksız gözaltı ve tutuklamalar, askeri operasyonlar nedeniyle meydana gelen ihlaller, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, konut dokunulmazlığı, kadına ve çocuklara yönelik şiddet, ekonomik ve sosyal haklardaki kayıplar mevcut durumda artış göstererek devam eden hak ihlalleridir.
- İşkencenin yaygın ve sistematik hak ihlalleri ile gündeme geldiği bir başka yer ise, cezaevleridir. Sürgünler, sağlık hakkı, işkence ve kötü muamele, disiplin soruşturmaları, tecrit etme, haberleşme, iletişim hakları gibi konularda, mahpusların hakları ihlal edilmektedir. Hapishanelerle ilgili bir diğer önemli konu ise, çeşitli vesilelerle vücut bulan mahpuslara yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulamalarıdır. Cezaevlerinde tecrit temel bir insan hakları ihlalidir.
- 2016 yılından bu yana DBP’li belediyelere yönelik başlayan görevden alma ve kayyım atamaları, 31 Mart 2019 tarihinde HDP’li belediyelere yönelik kendini tekrar etmesi, yerel yönetimlerde kayyım uygulamalarının kalıcı ve sistematik bir politikaya dönüştüğünün açık bir göstergesidir. 2019 yılında gerçekleşen yerel seçimlerde 3’ü büyükşehir olmak üzere 8 il 56 ilçe ve belde belediyesini kazanan HDP’ye yönelik, henüz seçim öncesinde İçişleri Bakanlığı ve hükümet yetkilileri tarafından kayyım tehdidi yapılmış, seçim sonrasında ise 6 belediye eş başkanlarının KHK’lı oldukları gerekçesiyle mazbataları verilmemiştir. Yine seçimlerden sonra bugüne değin 27 belediye eş başkanı haklarındaki soruşturmalar gerekçe gösterilerek görevden alınmış ve yerlerinde kayyım atanmıştır.
- 2019 yılında Kadınlara ve Çocuklara yönelik şiddet ve cinayetler de, artarak devam etmiştir. 2019 yılının ilk 11 ayında en az 305 kadın erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybetti. Aynı dönemde en az 556 kadın ise erkek şiddetine maruz kaldı.
- Çocuklar ise her geçen gün daha fazla istismara maruz kalmakta, Çatışmalı ortamların varlık gösterdiği bölgelerde, çocukların yaralanmalarına ve yaşamlarını yitirmektedir. Bölgemizde, Zırhlı askeri araçların çarpması sonucu ve askeri mühimmat ve savaş atıklarının yol açtığı çocuk ölümleri ve yaralanmalardaki artış durumun vahametini göstermektedir.
- Türkiye’de insan hakları ve demokratik değerlerin ihlal edilmesinin en önemli nedenlerinden biri Kürt meselesidir. Siyasi iktidarın Kürt meselesine yönelik müzakere ve çatışma çözümü yöntemini kullanmak yerine kayyum atamaları ile siyasetçilere yönelik keyfi ve muğlak tutuklama ve yargılamalar ile iç siyasetine yön verdiği, Suriye’nin kuzeyine yönelik sürdürdüğü politika ile dış siyasetine yön vermek gayesiyle hareket ettiğini göstermektedir. Kürt meselesinin çözümü şiddetle değil, haklar bakımından eşitliği içeren bir sivil demokratikleşme yaklaşımı ile mümkündür.
Kaynak: JinNews