Yaşamın her alanında zor geçen bir yılı geride bıraktık. 2019 yılına damgasını vuran yaşama dair konuları okurlarımız için özetledik. Birçok alanda üzücü olaylar yaşansa da bazı olumlu gelişmeler bir nebze olsun gönülleri rahatlattı. İşte aşağıda siz okurlarımız için hazırladığımız 2019 yaşam panoraması.
İstanbul deprem ‘kanalı’na girdi
İstanbul’da 26 Eylül 2019’da meydana gelen 5.8’lik deprem, kente yapılan ‘ihaneti’ bir kez daha gözler önüne serdi. 496 deprem toplanma yerinden en az 400’ü ve 74 milyar deprem vergisi yağmalandı, İstanbul beton kente çevrildi, binaların güvenliği yok. İstanbul’da yaşanan 5.8 şiddetindeki depremden sonrası yurttaşlar geceyi sokakta geçirdi. 19 Ağustos 1999 depreminden ders alınmadığı ortaya çıktı. Deprem, ‘kentsel dönüşüm’ adı altında ranta çevrildi. Uzmanlar, İstanbul’da olası bir depremin sonucunun çok ağır olacağının uyarısında bulundu. Ancak yetkililer yine üç maymunu oynadı; depremi de tetikleyeceği belirtilen Kanal İstanbul Projesi’ni sahaya sürdü.
İntiharlarla sarsıldık
İstanbul Fatih’te Cüneyt (48), Oya (54), Yaşar (56) ve Kamuran Yetişkin (60) kardeşlerin siyanürle toplu intiharı gündemi sarstı. 4 kardeşin geçim sıkıntısından yaşamına son vermesinin ardından geçim sıkıntısı çekenlerim ölüm haberleri de gelmeye devam etti. Kocaeli, Antalya, İstanbul-Bakırköy, Erzurum, Ankara, Sakarya, Konya, Denizli, Bartın, Çorum… Birçok yurttaş artık geçim sıkıntısından girdiği buhrandan çıkamayarak çareyi ölümde bulmuştu. İntiharlar; AKP’nin ülkeyi sürüklediği, ekonomik, sosyolojik, psikolojik ve siyasi vs. krizin acı sonuçlarından biri oldu.
Eğitim sisteminde çöküş
Büyük vaatlerle Milli Eğitim Bakanı olarak göreve başlayan Ziya Selçuk da eğitim sisteminde sınıfta kaldı. Bu yıl da başta Kürtler olmak üzere birçok kimlikten yurttaşın anadilde eğitim hakkı gözetilmedi. Kürtçe sadece seçmeli ders olarak listede yerini alsa da uygulamada ise öğretmen açığından uygulanmadı. Ayrıca yaklaşık bir milyon öğretmen atama beklerken, Selçuk, kadro ve insanca çalışma koşullarını isteyen öğretmenlere, 20 bin sözleşmeli öğretmen atamasını müjde gibi duyurmuştu. Aynı zamanda yapboza dönen sınav sisteminde de değişikliğe giden Selçuk, binlerce öğrencinin okula yerleşememesine neden oldu, öğrencileri tercih etmedikleri halde imam hatip okullarına gönderdi. Birçok eğitimci ise iktidarı tekçi, cinsiyetçi, milliyetçi, militarist politikalar ile toplumu kutuplaştıran, ayrıştıran eğitim sistemine karşı çıktı.
‘Alîkariya Destpêkê’ çıktı
Kürtçe’ye yönelik tahammülsüzlüklerin ve ırkçı saldırıların ardı arkası kesilmedi. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gören eşi ile Kürtçe konuşan Ekrem Yaşlı,(74) hastanede bulunan başka bir hasta yakını tarafından ırkçı saldırıya uğrayarak yaralandı. Yine Adapazarı’nda Kürtçe konuştuğu için linç edilen otobüs muavini Şirin Tosun, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde Azat Kenan Çelik (17), Samet Şahin (16) ve Cevat Şahin (20) adlı Kürt gençleri linç edilmek istendi, ağır yaralandı. Hipokrat yeminini unutan ırkçı doktor Burcu Günay, hasta Kürt çocuklarına yüksek dozda ilaç vererek kalıcı hasar oluşmasına neden oldu, kaç çocuğun böyle sağlığını çaldığı ise araştırılmadı. Irkçılık bunlarla sınırlı kalmadı. Amedspor, Cizrespor ve Kızıltepe Belediyespor da kayyumların hedefi oldu. İçişleri Bakanı ve Kızıltepe Belediyesi kayyumu futbol takımlarını hedef gösterdi. Ancak tüm bunlara rağmen Kürtçe’nin yaşaması için asimilasyona karşı önemli adımlar atıldı. Kürtçe’nin eğitim dili ve resmi dil olması talebiyle bir araya gelen 9 Kürt partisinin oluşturduğu Kürt Dili Platformu, Kürtçe’nin eğitim dili olması için çalışma başlattı. Daha sonra bir araya gelen aydın, yazar, dilbilimcilerin de aralarında bulunduğu önemli isimler Dil Ağı’nı kurdu. Dr. Erdal Sîpan tarafından hazırlanan Kürtçe ilk yardım kitabı “Alîkariya Destpêkê” Sitav Yayınları’ndan çıktı. Aylık Kürtçe mizah dergisi Zring yayın hayatına başladı. Kürtçe haftalık gazete Xwebûn, güçlü kadrosuyla yayın hayatına başladı.
Alevilerin evleri işaretlendi
Alevilere yönelik ırkçı saldırılar devam etti. İzmir Gaziemir’de oturan bir ailenin duvarına “Defol Alevi” yazıldı. Ardından İstanbul Sultangazi ilçesinde 3 Alevi ailenin evinin girişine çarpı işareti konularak “Gebereceksin” yazısı yazıldı. Bu tehditleri ise devlet “çocuklar yapmış” diyerek olayın üstünü örtmeye çalıştı. Kars’ın Sarıkamış ilçesinde ‘Alevi köyü’ olarak bilinen Aşağısallıpınar köyüne cemevi yerine cami yapılmak istendi. Köylülerin talebine rağmen cemevi değil cami inşasına başlandı. Günlük Bir Yol Alevi gazetesi yayın hayatına başladı.
Engellilerin hakları var da yok!
Nüfusun yüzde 13’ünü oluşturan yaklaşık on milyonun üzerinde engelli yurttaş var. Ancak bu yıl da geçtiğimiz yıllar gibi engellilerin hakları olsa da uygulamalar konusunda büyük sıkıntı yaşanmaya devam etti. Sokakta, okulda ve iş yerlerinde yani yaşamın her alanında engelli yurttaşların hakkı gözetilmiyor. Bu yıla damgasını vuran olay ise Aksaray’da bulunan Merkez Mehmetçik İlkokulu’nda yaşandı. Bazı velilerin, okulda eğitim gören otizmli öğrencilerin sınıflarının kapatılmasını talep etmesi ve otizmli öğrencilerin maruz kaldığı ayrımcılık insanlığın bir kez daha sorgulanmasına neden oldu.
Mülteciler göç yolunda
2019’da da AKP hükümetinin mültecileri şantaj aracı yapması tepki çekti. İç politikada kan kaybeden AKP’nin milliyetçiliği tetikleyerek bu kan kaybını durdurma çabası sürdü. Mültecileri bir kez daha Avrupa ülkelerine şantaj aracı olarak kullanmak istedi. İktidar, Kuzey Suriye’ye karşı da demografik yapıyı değiştirme planlarını devreye koydu. İstanbul’da gözaltına alınan mültecilerin, “gönüllü” olarak Suriye’ye döndükleri yönünde zorla kağıt imzalatıldığı iddiaları artmasının ardından İngiliz Guardian gazetesi de konuyu doğrulayan haberlere imza attı. Türkiye’de yaşam koşulları sağlanmayan mültecilerden onlarcası yine göç yolunda Ege’de, Akdeniz’de ya da sınırda açlıktan veya donarak yaşamını yitirdi.
Hastaneler hasta ediyor
Hastaneler devlet eliyle sermayeye devredildi. Devlet hastaneleri dahi ticarethane gibi çalışır oldu. Şehir hastaneleri rant kapısı oldu. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet katlanarak arttı. TTB sağlıkta şiddetin önüne geçilmesi için Meclis’e öneriler sundu. Ancak AKP ve MHP bu önerileri kendi lehine çevirmeyi başardı ve hekimlerin hekimlik hakkını elinden alan düzenlemeye imza attı. Hekimler nöbet eylemleri ile bir nebze de olsa hükümete geri adım arttırmayı başardı.
Bu da iktidarın adaleti
Torba yasa teklifi içindeki ‘sağlık’ maddesi: Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar ve ailelerine ömür boyu ücretsiz sağlık hizmeti verilecek ama yoksula sağlık hizmeti ücretli olacak. Bu da iktidarın sağlık adaleti.
Bölgede uyuşturucu
Bölge kentlerinde özellikle Kürt ve Alevi çocukların uyuşturucu tuzağına düşürülmesi gündem oldu. Başta Şırnak, Diyarbakır, Mardin ve Van’da uyuşturucu satıcılarına devlet güçlerinin seyirci kalmasına HDP Gençlik Meclisi, ‘Bağımlı olma özgür ol’ diyerek sessiz kalmadı. HDP’li gençler bölge kentlerinde uyuşturucu ve fuhuşa karşı mücadele kampanyaları düzenledi. Bu kampanyalara halk büyük destek verirken, polis gençlerin yozlaşmaya karşı yaptığı etkinlikleri yasakladı. Ancak yine uyuşturucu ticareti yapanlara göz yumuldu. Nitekim Diyarbakır Lice’de İlçe Jandarma Karakol Komutanı ile 3 askeri yetkili uyuşturucu kaçırmaya çalışırken yakalanmış ve ardından şebekenin içinde üst düzey askerlerin olduğu ortaya çıkmıştı.
Çocuklar…
Türkiye ve bölge kentlerinde yaşamın çocuklar için zor ve adaletsiz olduğunu söylemek çok uç olmasa gerek. İhmal sonucu ölen çocuklar bu yıl da yürek yaktı. Yılın ilk ayında Urfa Viranşehir’den ailesi ile birlikte çalışmak için Antalya’da bulunan 13 yaşındaki Berivan Karakeçili, çalıştığı sırada çıkan hortumun savurduğu çatı sacının çarpmasından yaşamını yitirdi. Baba ise çocuğunun ölümünden “Yağmur da yağsa, taş da yağsa çalışacaksınız” diyen patronu sorumlu tuttu. Berivan, ihmal sonucu ölen çocuklardan sadece biriydi. 5 yaşındaki Efe Tektekin de zırhlı polis aracının ezmesi sonucu can verdi. Çocuklar, okulda, evde, işte, sokakta, yaşamın her alanında haklarından mahrum kaldı. Cezaevlerinde 0-6 yaş arası yaklaşık 700 çocuk yeni yılı zindanda karşılıyor. Ayrıca suça itilen binlerce 13-17 yaş arası çocuk tutuklu bulunuyor.
Öykü Arin sağlığa koşuyor
İzmir’de geçen yıl kasım ayında Juvenil Miyelomonositik Lösemi (JMML) teşhisi koyulan Öykü Arin Yazıcı, Antalya’da tedavi oldu. Çok sayıda kişi Arin’e derman olmak için başvuruda bulundu. Son olarak babasından yapılan yarı uyumlu iliğin tutmasından sonra Öykü Arin’in yaşama tutunması herkesi mutlu etti.
Tahir Elçi çocuklara umut oldu
Rengarenk Umutlar Derneği, 28 Kasım 2015 tarihinde Diyarbakır’ın Sur ilçesinde öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi adına oyuncak kütüphanesi kurdu. Tahir Elçi Kütüphanesi çocuklara umut oldu.
Derleyen: Gülcan Dereli