Kitap/Kütüphane yakmak girişimleri tarihde en çok karşılaşılan olaylar arasında. En çok da 20. yüzyıla damgasını vurdu. Sadece Almanya’da Hitler yönetiminin şenlikler şeklinde düzenlediği kitap yakmalardan birinde 25 bin kitap birden imha edildi. Kitap yakmaya Türkiye de oldukça tanıdık. 12 Eylül döneminde de 39 bin dergi ve gazete yakıldı
Kitaplar da tıpkı insanlar gibi tarih boyunca soykırıma uğramış ancak asla teslim olmamıştır. Adolf Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels, binlerce kitap yakan bir grup rejim yanlısı gence hitaben, “Hitler döneminin, kitapların ve kütüphanelerin yok edildiği yepyeni bir sayfa olacağına yemin ediyoruz” diyordu. Bu ifadeler, “Yakılan Kitaplar ve Yıkılan Kütüphaneler: Radikal Şiddet ve Kültürel Yıkım” adlı kitapta yer alıyor. Rebecca Knuth tarafından kaleme alınan kitap, Hawaii Üniversitesi’nde Kütüphane Bilimi uzmanı Mısırlı araştırmacı Profesör Atıf Seyyid Osman tarafından Arapçaya tercüme edildi. Şarkul Awsat’tan Abdurrahman Mukallid, Kuveyt’te her ay bir kitabın yayınlandığı ‘Bilgi Dünyası’ adlı serinin bir parçası olarak da yayımlanan kitaba mercek tuttu. Kitapların yakılması ve kütüphanelerin yok edilmesini 20. yüzyılın en kanlı olaylarından biri olarak nitelendiren yazar Rebecca Knuth, çok sayıda trajik olayı okuyucularına aktarıyor. Knuth kitabında 20. yüzyıl boyunca yaşanan ölümlerin nedenlerinin başında sivillerin kitleler halinde katledilmesinin geldiğini, benzer toplu katliamlardan kültür ve uygarlığı temsil eden kitapların da nasibini aldığını belirtiyor. Rebecca Knuth’un kitabı bir yandan utanç verici ve pişmanlık dolu itirafları, diğer yandan da kitaplara bunu yapanların duydukları utanç ve af dilemelere yer veriyor. Yazar kitabında, siyasi rejimlerin eliyle kitapların ve kütüphanelerin ateşe verilerek ‘imha edilmesini’ tanımlamak için ‘soykırım’ ifadesini kullanıyor.İnsanlara yönelik soykırım ile kitapların yok edilmesi arasında bir bağ kuran yazar, insanlık mirası için kitapları insanlaştırıyor ve onlara birer bireymiş gibi davranıyor.
Katliam ile kitap imhası
İnsanoğlu, katliamlar ile mirasının ya da kitaplarının imha edilmesi arasında bir bağ kuruyor. Tıpkı şair John Milton’ın dediği gibi: “Bir kitabı yok etmek bir insanı öldürmek gibidir. Kim bir insanı öldürürse akıllı bir yaratığı öldürür; kim bir kitabı yok ederse aklı yok eder.” Başka bir şair Heinrich Heine de insanların kitapları yaktığında kendilerinin de yanacağını söylüyor. Bununla birlikte yazar Knuth, aynı zamanda soykırım gerçekleştiren siyasi rejimlerin kurban kültürünün, kitapların ve kütüphanelerin yok edilmesinin fiziksel meyvesi olduğunun altını çiziyor. Kitap, insanlara yönelik şiddetin kitaplara yönelik şiddetten kaynaklandığını belirterek, kitapların zorunlu olarak şiddete maruz kaldığını gösteren beş dönemden bahsediyor. Bunlar, Nazi Almanyası, Çin’in Kültür Devrimi, Tibet, Saddam’ın Kuveyt’i işgali ve Sırplarla yapılan Bosna Savaşı.
Kuveyt’te yüz bini aşkın kitap
Yazar Rebecca Knuth, bireysel liderlik adına kitaplara soykırım uygulanması konusunda Irak’ın eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgalini örnek gösteriyor; Kuveyt Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki 24 bin 410 kaynak kitap ve 5 milyondan fazla kitap, rapor, mektup, dergi ile görsel ve işitsel materyaller yok edildi.
Soykırım ve imha ilişkisi
Kitabı, Arapçaya çeviren Kütüphane Bilimi Profesörü Atıf Seyyid Osman da, kitapların ve kütüphanelerin yok edilmesini ‘milliyetçi, ideolojik, dini, askeri ve bireysel liderlik’ olarak soykırım ve imha arasındaki bağı temsil eden beş döneme indirgiyor. Bu dönemlerden biri de Hitler iktidarına ait. Nazi askeri el kitabındaki “Savaş sadece düşmanlara karşı mücadele değildir. Maddi ve entelektüel kaynakları da yok etmektir” vurgusunu hatırlatan Osman, Nazilerin pratiklerine örnek veriyor: “Napoli şehri sakinlerinin direnişini kırmak için, İtalya tarihinin en değerli hazinelerinden biri olan 200 bin kitabı imha ettiler. Almanlar ayrıca Belçika’daki Leuven Kütüphan