20 yıl sonra Abdulhamit Döner’in cenazesine kavuşan aile, Garzan Merzarlığının yıkılmasıyla tekrar cenaze aradı. 2 yıldır DNA eşleşmesi bekleyen aile, Kilyos’ta kaldırıma gömülen cenaze için “Bu acının tarifi yok” dedi
Bitlis merkeze bağlı Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyünde bulunan Garzan Mezarlığı 19 Aralık 2017’de yıkılarak, 282 cenaze ailelerinden habersiz çıkarıldı. Önce İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) götürülen cenazeler, ardından plastik kaplara konularak Kilyos Mezarlığı’nda kaldırıma gömüldü. Ailelerin uzun süren çabalarından sonra 21 cenazenin DNA eşleşmesi yapılarak teslim edildi. Kaldırıma gömülen cenazelerden biri PKK’li Abdulhamit Döner’e ait. Garzan Mezarlığı yıkıldığı zaman Bitlis’e giderek DNA örneği veren Döner ailesine bugüne kadar bir yanıt verilmedi.
20 yıl aradılar
Uzun yıllar kardeşinin cenazesini aradıklarını ifade eden Revşen Döner Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) İdris Sayılğan’a yaşadıklarını anlattı
Kardeşinin 1995 yılında yaşamını yitirdiği haberini almaları üzerine başladıkları cenaze arayışının 2014 yılında sonuç verdiğine değinen Döner, “20 yıl cenazesini aradık. Nerede toplu mezar varsa oraya gittik. Köyümüz yakıldıktan sonra 2 defa köye gittim. Şehit düştüğü bölgeye her gittiğimde oy havar dedim; senin kemiklerin nerede, hangi kayanın, hangi ağacın dibinde dedim. Şimdi yağmur, kar, soğuk altında mı dedim. Bu çok büyük bir acı. Bunu yaşayan bilir. Günlerce, yıllarca anlatsam da bitmez” dedi
‘Mezar yaramıza merhem olmuştu’
Kardeşinin cenazesini bulunduktan sonra “İçimiz rahaladı” diyen Döner, şöyle devam etti:
“Acımız biraz olsun azaldı. Ama cenazemizin Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılmasından beri böyle bir acı yaşamadık. Acı acı üstüne eklendi. Cenazelere ilişkin haberleri gördüğümde dayanamıyorum, kalbim duracak gibi oluyor. Yaşamımızda çok zorluklar gördük ama böylesi bir acıyı kimse görmedi.”
‘Hiçbir ilke tanımıyorlar’
Devletin cenazeleri korsanvari bir şekilde kaçırarak, “Ölülerinize mezarda bile rahat vermeyeceğiz” mesajını vermek istediğini belirten Döner, “ Bunu ne din, ne İslam, ne de 4 mukaddes kitap kabul eder. Tüm kutsal kitaplarda yaşamını yitirmiş bir insanın Allah’ın huzuruna çıkacağı yazar. Ama Kürtlerin düşmanları, hiçbir ilke tanımıyor” dedi
‘Bu acıyı tekrar yaşamayalım’
Döner, Kilyos’ta cenazesi bulunan tüm ailelere ve Kürt halkına çağrıda bulunarak, “Kürt halkının şeref ve namusudur, kırmızı çizgisidir. Tüm ailelere mahkemelere suç duyurusu yapmaları çağrısında bulunuyorum. O cenazeleri Kilyos’tan çıkaralım. Kimsesizler mezarlığında kaldırıma defnedilmişler ama 50 milyonluk halk bu cenazelerin sahibidir. Onlar Kürt halkının şeref ve onurudur.Bu acıyı tekrar tekrar yaşamayalım” diye konuştu.
Kilyos tanıklığı
Döner, akrabaları olan ve Kilyos’a defnedilen Ahmet ile Hüseyin Döner kardeşlerin, cenazelerin alındığı zaman tanık olduğu manzarayı ise şu sözleri anlattı: “Onların cenazelerini çıkardığımızda ilk defa oraya gittim. Cenazeleri plastik kutulara koyup, üst üste istiflemişler. 18-20 kutu üst üste konulmuş. Kanaldaki sular hep cenazelerin üzerine gelmişti. Cenazeleri çıkardığımızda kutuların içi su doluydu. Böylesi ağır bir manzara ile karşılaştık. Acımızı daha da büyüttü bu manzara.”
‘Düşmanlığın da bir sınırı var’
Tüm dinlerde cenazelere saygı gösterilmesi gerektiğinin yazıldığını kaydeden Döner, “Ama bunlar ne insanlıktan, ne Müslümanlıktan anlıyor. Bu acıyı bize yaşatanlara sesleniyorum. Bir gün kendilerini bizim yerimize koysunlar. Çocuklarının öyle kaldırım kenarında kutular içinde gömüldüğünü düşünsünler. Empati yapsınlar, Yaşadığımız acıyı anlarlar” diye tepki gösterdi.
İSTANBUL