‘Hayata dönüş operasyonu’ katliamına ilişkin görülen dava ertelendi. Mahkeme 3 sanık hakkında yakalama kararı çıkararak o süreçte görevli askelerin yerlerinin öğrenilmesi talebini kabul etti
Bayrampaşa Cezaevi’nde yaklaşık 20 yıl önce Hayata Dönüş Operasyonu’nda 12 kişinin ölümü ve 29 kişinin de yaralanmasına ilişkin görev sınırlarını aştığı iddia edilen dönemin jandarma görevlisi 196 sanığın yargılandığı davanın 39. duruşması sona erdi. Mahkeme davayı 29 Haziran 2020 tarihine erteledi.
Cumhuriyet’ten Zehra Özdilek’in aktarımına göre o dönem Bayrampaşa Cezaevi’ nde ölüm orucunda olan Tanık Turan Çil, “Önlerine gelenleri vuruyorlardı. Şans eseri kurtulduk. Abim beni bir ay sonra ziyarete geldi, halimi görünce ağlayıp çıktı” dedi. Sanık avukatı “Öyle anlattınız ki sizin hepinizi öldürmeye gelmişler gibi algıladık. Sizi öldürmeye gelenler öldürmekten vaz mı geçti?”diye sordu. Mahkeme başkanı ve mağdur avukatları soruya tepki gösterdi.
Bilindik savunma
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılan sanık Ayhan Akcan cezaevindeki operasyonuna katıldığını belirterek,”Koğuşlara girmedim. Benim görevim ihtiyattı. Ama bizi hiçbir yere çağırmadılar. Hiç mahkum görmedim” dedi. Sanık Hakan Güllü, “Operasyondan bir kaç gün önce İstanbul’ a geldik. Bulunduğumuz yerden cezaevi kompleksi görünmüyordu. Olayın üzerinden 20 yıl geçmiş, hatırlayamıyorum” dedi.
Sürekli ateş edildi
Operasyon sırasında Bayrampaşa Cezaevi’nde tutuklu bulunan Turan Bulut operasyonu yapanlardan şikayetçi olarak, “Sabah silah sesleriyle uyandık. 2. kattaydım alt kata indik. Dışarı çıkmayın ateş ediyorlar dedi arkadaşlar. Bir arkadaşımın vurulduğunu gördüm adı Erol Arıkan’dı. Yukarıdan duvar delme sesleri gelmeye başladı. Bunlar gün ağarmaya yakın oldu. Gelişi güzel tarıyorlardı. Güvercinler gazdan ölmüştü. Cengiz diye bir arkadaşımızda rahmetli oldu. Ali, Mustafa isimli arkadaşlarımız vuruldu. Sürekli ateş ediliyordu. Koridora çıktığımızda havalandırmanın duvarı kırılmıştı. Askerler bizi kelepçeleyip tahliye ediyorlardı. Bize hakaret ediyorlardı. Hangar gibi bir yere götürdüler, ring arabalarına koydular. 3, 4 saat yolculuk sürdü. Bizi 10 dakika arayla indiriyorlardı. Çırılçıplak soyuyorlardı ve dövdüler. Kaç gün sonra ayıldım bilmiyorum. Yaralıları nereye götürdüler bilmiyorum. Ben ölüm orucunda değildim. Onlara destek olmak için açlık grevindeydim. Fırat Tavuk’ u yanarken gördüm” dedi.
Avukat Several Ballıkaya ise Fırat Tavuk’ un ölüm nedeninin adli tıp raporunda silah ile vurulma olduğunu söyledi.
‘Şans eseri kurtulduk’
Tanık olarak dinlenen Bayrampaşa Cezaevi’ nde ölüm orucunda olan Tanık Turan Çil ise, “5 saat ufacık bir alanda bekledik. Orada 4 arkadaşımız hayatını kaybetti. Gaz bombası atıldı. Ağzımızdan köpük çıkıyordu. Bilincimiz kaybettik. Anlatılmaz yaşanır derler ya öyleydi. Fırat Tavuk’ u da gördüm. Fırat kendini yakarak koridora çıktı, ‘operasyonu durdurun’ dediği sırada tarandı. Havalandırmaya çıktık. Gazdan dolayı nefes alamıyorduk. Koridorlarda önlerine geleni vuruyorlardı. Tekme tokat döverek revire götürdüler bizi. Doktor ‘neyin var’ dedi. Ben sinirle bir şeyin yok dedim. Kurtarmak için yapılan bir hamle yoktu. Bizi gönderdiler. Parmağı kopan vardı. Sinirleri artk biz elimizle tutuyorduk. Abim beni bir ay sonra ziyarete geldi halimi görünce ağlayıp çıktı. Fırat söndürülebilirdi ama kurşunlandı. Kurtulma şansı yoktu” dedi. Çil operasyonu yapanlardan şikayetçi oldu.
Sanık avukatı “Öyle anlattınız ki sizin hepinizi öldürmeye gelmişler gibi algıladık. ‘Şans eseri kurtuldum’ dediniz. Ölüm orucuna nasl karar verdiniz? Nasıl hayat kaldınız?Sizi öldürmeye gelenler öldürmekten vaz mı geçti?”diye sordu. Mahkeme başkanı soruya tepki gösterdi.
Adli Tıp raporundaki eksikliklere dikkat çekildi
Duruşmada söz alan Avukat Several Ballıkaya, dosyaya uzun zaman sonra ulaşan ve adli emanetteki giysileri üzerinde kimyasal madde bulunmadığını bildiren Adli Tıp raporunda eksikliklerin olduğuna dikkat çekti. Avukat Gülizar Tuncer ise “10 yılın ardından zar zor açılmış bir dava. 8 yıldır yargılama sürüyor. Hâlâ delil toplama aşamasındayız. Böyle devam ettiği takdirde dosyanın zaman aşımına uğrama ihtimali vardır” dedi.
Dava ertelendi
Avukatların o dönem görevli olan askerlerin yerlerinin ve tam olarak görevlerinin ne olduğunun öğrenilmesi için yetkili kurumlara yazı yazılması talebi kabul edildi. Adli Tıp raporundaki çelişkilerin giderilmesi konusundaki taleple ilgili ise bir sonraki celsede karar verilecek. Sanıklar Selim Şirin, Yunus Emre Sürer ve Ahmet Yanaral hakkında yakalama kararı çıkarılmasına da karar veren heyet davayı erteledi.
Bir sonraki duruşma 24 Haziran’da görülecek.
HABER MERKEZİ