Ağır hasta tutuklu Fatma Tokmak ile 18 yıl sonra yine cezaevinde karşılaşan GÖÇİZDER yöneticisi Songül Köse, ‘Güzelliğinden bir şey kaybetmemişti ama yüzündeki şişlik ilk olarak dikkatimi çekti’ diyerek hastalıklarına dikkat çekti
Kocaeli’nde 1996 yılının Aralık ayında iki buçuk yaşındaki oğlu Azad’la birlikte gözaltına alınan Fatma Tokmak, 20 gün boyunca gözaltında kaldı. Azad’ın elinde ve sırtında sigara söndürülürken, elektrik ile de işkence uygulandı. Tokmak ise cinsel işkenceye, elektrik, askı, “kaba dayak” ve tüm işkence yöntemlerine maruz kaldı. Bu süreçte oldukça yoğun işkencelere maruz bırakılan Tokmak ile oğlu Azad’a uygulanan işkence ABD Kongresi’ne kadar taşındı. Ardından tutuklanan Tokmak, fiziksel işkencelerin yanı sıra kendisine ve oğluna dönük psikolojik işkenceye de maruz kaldı. Ağır hastalıklarına rağmen yıllardır cezaevinde tecrit koşullarında tutulan Tokmak tedavi hakkına da erişemediği için sağlığı her geçen gün daha da kötüleşiyor.
Haziran 2022’de dernek faaliyetleri gerekçesiyle tutuklandıktan sonra 15 Aralık’ta tahliye edilen ve Fatma’nın 18 yıl önce Gebze Cezaevi’nde birlikte kaldığı koğuş ve volta arkadaşı Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER) yöneticisi Songül Köse, Fatma ile tekrar buluşma anını ve onunla geçirdiği 4 yılı anlattı.
Tokmak enerji doluydu
Cezaevinde tanışmadan önce basından Tokmak’ın iki yaşındaki oğlu Azad ile birlikte gözaltına alındığını ve oldukça ağır işkencelerden geçirildiğini öğrendiğini söyleyen Köse, “Ben daha öncesinde Ümraniye Cezaevi’nde kalıyordum. 19 Aralık 2000’deki operasyondan sonra, önce birkaç ay Bakırköy Cezaevi’nde kaldık ondan sonra da Gebze Cezaevi’ne götürüldük. Fatma’yla da orada tanıştım” sözleriyle ilk tanışma süreçlerini anlattı. Fatma’nın o dönem henüz genç bir kadın olduğunu belirten Köse, “Oğlu Azad da yanındaydı. ‘Uçurtmayı Vurmasınlar’ filmini izlemiştik. Orada Barış vardı, bizde de Azad vardı. Fatma genç, güzel, dinamik bir kadındı. Enerji yüklü, emekçi yanları güçlü olan, şen şakrak, herkesle uyum sağlayabilen biriydi. Yaklaşık 4 yıl birlikte kaldık. Azad 7 yaşına geldiğinde, cezaevinde kalmaması gerektiği söylendi ve okula gitmesi için dışarıya çıkarıldı” dedi.
Azad’dan ayrılış
Tokmak’ın Azad’dan ayrılma durumundan etkilendiğini paylaşan Köse, “Azad hepimizin çocuğu, arkadaşıydı. Beraber oynuyor, etkinlikler yapıyorduk. Orada herkes Azad’a hem bir anne hem bir abla gibi yaklaşıyordu. Fatma’nın da yaklaşımı öyleydi” şeklinde konuştu. 2004 yılında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) değişmesiyle birçok tutsakla birlikte kendisinin de tahliye olduğunu kaydeden Köse, bu süreçte Tokmak’ın da tahliye edildiğini öğrendiğini aktardı. Daha sonra Tokmak’ın yeniden tutuklandığına değinen Köse, “İnsanın aklına ilk gelen Fatma tutuklandıktan sonra Azad’ın tek başına ne yapacağı olmuştu. Çünkü işkenceyi de birlikte görmüşlerdi, cezaevinde de birlikte kalmışlardı. Daha sonra Azad bir iki yıl dışarıda kalmıştı. Fatma cezaevindeydi ama tahliye olduktan sonra yaşamlarını birlikte sürdürüyorlardı” ifadelerini kullandı.
18 yıldan sonra buluşma
GÖÇİZDER dosyasından tutuklandığı süreçte ise Bakırköy Cezaevi’nde Tokmak ile mektuplaştığını ve burada karşılaştıklarını dile getiren Köse, “Hasta olduğunu biliyordum. Bir gün avukat görüşüne giderken merdivenlerde Fatma ile karşılaştım. Güzelliğinden bir şey kaybetmemişti ama yüzündeki şişlik ilk olarak dikkatimi çekti. Yüzü ödemliydi. Memurlar izin vermediği için de çok fazla konuşamadık. Sadece ‘Nasılsın’ diyebildim. Fatma da, ‘Çıkamıyorum, asansör kullandırtmıyorlar’ dedi. Ben de kendisine ‘O zaman dinlene dinlene çık, kendini yorma’ dedim” sözleriyle Fatma’nın merdiven dahi çıkamadığına dikkat çekti.
Hasta tutsakların özgür olmalı
Tokmak’ın zor koşullarda yaşama mücadelesi verdiğinin altını çizen Köse, “Ağır hasta olmasalar bile gözaltı süreçleri ve cezaevleri, insanın fiziğinde bir hastalık yaratıyor. Benim kulaklarımda bir problem yokken gözaltından ve cezaevinde kaldıktan bir ay sonra çok kötü olmaya başladı. Ve cezaevlerinde tedavi de uygulanmıyor. Defalarca dilekçe yazmamıza rağmen ‘Burası çok kalabalık, aciliyetiniz yok’ denildi. İnsanlar cezaevlerinde yaşamlarının yitiriyor. Özelde Fatma ama genelde tüm ağır hasta tutsaklar bir an önce tahliye edilmeli. Dışarı çıktıktan sonra ancak tedavilerini sağlamak için yaşama tutunacaklar. O yüzden bir an önce tahliye olmaları ve tedaviye erişmeleri gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Köse, kamuoyuna da hasta tutsakların sesi olma çağrısında bulundu.
Marta Sömek / İstanbul-JINNEWS