17 yaşında ‘ağırlaştırılmış müebbet’ verilen Rojavalı Zaim Hişman Ali’yi SMO’nun Türkiye’ye teslim ettiği ancak çatışmada yakalanmış gibi işlem yapıldığı tahmin ediliyor. SMO, Türkiye’ye teslim etmeme karşılığında ailelerden 3-5 bin dolar arasında para talep etmiş
Bedri Adanır
Rojavalı Zaim Hişman Ali’ye 17 yaşındayken ‘ağırlaştırılmış müebbet’ cezası verildiği haberinin ardından benzer şekilde, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik operasyon yaptığı 2019 yılında, toplam 103 kişinin Suriye Milli Ordusu (SMO) tarafından Türkiye’ye teslim edildiği ortaya çıktı. Zaim Hişman Ali’nin de o 103 kişi arasında olduğu tahmin ediliyor.
Çatışmada yakalanmış süsü
Gazetemize bilgi veren Av. Mustafa Vefa, o dönem Türkiye’ye SMO tarafından teslim edilen 103 kişinin sorgu evraklarının tamamında sadece iki askerin imzası olduğunu söyleyerek, bu kişilerin Türk askerleri tarafından, çatışma sırasında yakalanmış gibi tutanak tanzim edildiğine dikkati çekti. Ancak daha sonra sorgu evraklarında imzası olan iki askerin mahkemedeki ‘Biz yakalamadık, ÖSO bize teslim etti’ şeklindeki ifadelerinden sonra, mahkemelerin 302. Madde (ağırlaştırılmış müebbet) üzerinden hüküm kurulamayacağını, 314. Madde’den (örgüt üyeliği) hüküm kurulabileceğini değerlendirdiğini anlatan Vefa, ancak adeta talimatla mahkemelerin tutum değiştirdiğini söyledi. 302. Madde’den kurulan hükümlerin İstinaf Mahkemesi’nde de onandığını aktaran Vefa, Yargıtay kararında ise ‘yakalamanın SMO tarafından gerçekleştiği, dolayısıyla çatışmaya girip girmediklerinin bilinemeyeceği’ gerekçesiyle bazı dosyalarda hükmün bozulduğunu söyledi.
Vefa, Zaim Hişman Ali’nin ailesi Türkiye’de yaşamadığı için, dolayısıyla davayı takip edemediği, avukatı da olmadığı için 302. Maddeden ceza verilmiş olması ihtimali üzerinde durdu.
Vefa, aynı süreçte Süryani bir çocuğun avukatlığını da yaptığını, mahkemeden yaşının tespiti için kemik testi istediklerini ancak taleplerinin reddedildiğini de aktardı.
Bazılarının ismi yanlış yazılmış
Suriye vatandaşı olup SMO tarafından Türkiye’ye teslim edilenlerin çoğunun kötü muamele gördüğünü, neye imza attıklarını bilmediklerini, sağlıklı bir tercüman hizmeti olmadığını, bazılarının isimlerinin dahi yanlış yazıldığını aktaran Vefa, şunları söyledi: “Bazı kişiler mahkemede savunma yapmadan, aldığı cezanın ne olduğunu bilmeden yıllarca, hatta ömürleri boyunca hapis cezası ile karşı karşıyalar. Bu insanların Türkiye’ye yönelik faaliyetleri olduğu dahi ispatlanamıyor. Bu insanların bir aileleri var, neyle suçlandıklarını bilmeden evlerinden uzakta kötü koşullarda hayatlarını sona erdirecek bir süreç ile karşı kaşıya kalmaları vicdan ve hukuk açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Türkiye devleti yetkisi olmamasına rağmen, başka bir ülkenin toprağına girip ‘yargılama yetkisi olmamasına rağmen’ yargılıyor. Bu kişiler Türkiye’ye karşı savaşmamışlar. Bir çatışma olsa dahi bu SMO’yla aralarında bir çatışmadır ki çatışma olduğu yönünde bilgi de yok.”
3 bin dolar haraç istemişler
Bazı kişilerin köylerinden, evlerinin önünden SMO tarafından alıkonularak Türkiye’ye teslim edildiklerini anlattıklarını söyleyen Vefa, Türkiye’ye teslim edilenlerin ifadelerinde, SMO’nun ailelerinden Türkiye’ye teslim etmeme karşılığında 3-5 bin dolar istediği yönünde ifadelerinin olduğuna da dikkat çekti.