İstanbul’da, 2018 25 Kasım’ında yapılanın bir prova olduğunu böylelikle anlamış olduk. 2019 8 Mart’ı, 17. Feminist Gece Yürüyüşü, polisin saldırısı ve gece yürüyüşü alanını kadınlara kapatması ile tarihe geçecek.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Mart gecesi saat 19.30’da İstiklal Caddesi Fransız Kültür Merkezi önüne çağrı yapan feministler,‘Bu Bir Feminist İsyandır’başlığı ile günler öncesinden sosyal medyada da etkinlikler yapmıştı.16 yıldır bir iki istisna dışında sorunsuz ve şen şakrak gerçekleştirilen Feminist Gece Yürüyüşü’müz bu kez İstanbul Valiliği’nin izin vermemesi nedeniyle her zamanki güzergahında gerçekleşemedi.Hem iktidar hem valilik kadınların barışçıl bir biçimde her zaman olduğu gibi Tünel’e yürüme talebini reddetti ve ardından aynı kurumlar polise saldırı emri vererek polisi kadınlara saldırttı.
Erken saatlerden itibaren İstiklal Caddesi’ne çıkan tüm sokakları ve cadde başı ile sonunu tutan polis,insanların ara sokaklara girip çıkmasını engelledi,her yere barikatlar kurdu ve yürütmeyeceği sinyalini aslında ta o saatlerde verdi. Ancak ilerleyen dakikalarda polisin saat 19:00 itibariyle alanı açacağı ve geçişlere izin vereceği yönündeki beyanı duyulmaya başlandı. Pek çoğumuz bunun üzerine rahatlar gibi olduk. Ancak 19:00’da her yeri açacağım diyen polis caddeye çıkan sokakları hala tutuyordu ve ara sokaklarda yığılmaya başlayan kadınlar İstiklal Caddesi’ne geçemiyor, Fransız Kültür Merkezi önünde toplanan kadınlarla buluşamıyordu. Benim de içinde olduğum grupla, Taksim Meydanı’na arkadan dolaşarak, oradan Fransız Kültür Merkezi yakınlarına gelebilmeyi başardık ancak polis ısrarla kortejin önünü tutuyor ve kadınların gece yürüyüşünü yapmalarına engel oluyordu. Tabi bu sırada yürüyüş komitesi ile valiliğin görüştüğü bilgisi de geliyordu. Bir süre sonra polis Taksim Meydanı yönünü de kapatıp ardından dağılma uyarısı verip bir yandan kadınlara plastik mermi ve gaz ile saldırıyor bir yandan da kadınları Sıraselviler Caddesi’ne yönlendiriyordu ama bunun bir tuzak olduğu, polisin kadınları oralarda sıkıştırıp aşağı yönden üzerilerine gaz attığı ve kadınlara kurtulacak alan bırakmadığı, kadınlarla alay ettiği ve onları sıkıştırıp zaten saldırmak amacı taşıdığı da ortaya çıkıyordu.
17. Feminist Gece Yürüyüşü için bir araya gelen kadınlar, polis tarafından gayet planlı ve alaycı bir saldırıya maruz bırakıldılar. Eşitlik, özgürlük ve hak talep eden kadınlar bir 8 Mart günü şiddete uğradılar. Kadınların,feministlerin çağrısı ile İstiklal Caddesi’nde 17. kez yürümesine izin verilmedi.Kadınlar kapana kıstırılır gibi 3 taraftan sıkıştırıldılar ve plastik mermilerle, biber gazlarıyla saldırıya uğradılar.Ancak 5 bin kadın Taksim’den Tophane’ye inip Galata Köprüsü üzerinden Eminönü’ne kadar yürüyerek, 17.Feminist Gece Yürüyüşü’nü burada gerçekleştirdi.
Tüm bunlar, iktidarın kadınlardan ne kadar korktuğunun bir resmi aslında. Onbinlerce kadını bir araya getiren, hep bir ağızdan kadınların taleplerinin haykırıldığı ve dünya tarihine geçen gece yürüyüşleri, en kitlesel, en renkli, en kalabalık, çok dilli, çok kimlikli, çok kültürlü yürüyüşlerdi ve buna bir biçimde engel olunması gerekiyordu. Bu kadar büyük bir kadın kitlesi ile baş etmek günden güne daha zor bir hal alabilirdi. Her geçen gün daha çok kadının yürümesi demek, otoritenin de sarsılması demekti. Ve bu nedenle iktidar, kısmen engel olabildiği gece yürüyüşünü bu kez de ezan provokasyonu ile baltalamak istedi.
Ancak biz ne gece yürüyüşümüzden vazgeçiyoruz,ne de gecelerden ve sokaklardan. 18. Feminist Gece Yürüyüşü için de yine bir 8 Mart günü aynı saatte aynı yerde olacağız.