Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, milyarlarca lira tutarında 167 enerji yatırımına teşvik verildiğini duyurdu. Diğer yandan Erdoğan’ın ‘enerji arz güvenliğine’ katkı sağlayan projeleri destekleyeceklerini söylemesi dikkat çekici
Yusuf Gürsucu
Geçtiğimiz günlerde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2022 yılının Temmuz ayında çeşitli sektörlerde toplam 868 projenin yatırım teşvik belgesi düzenlendiğini duyururken, teşvik verilen projelerden 167 adedinin enerji sektörüne yönelik projeler olduğu görüldü. Enerji sektöründe teşvik belgesi verilen projeler arasında ‘Honaz Biyokütle Enerji Üretim AŞ’nin Denizli’nin Honaz ilçesinde gerçekleştireceği ve ‘endüstriyel odun’ niteliğinde olmayan orman ürünlerinin yakılacağı biyokütle enerjisi santrali (BES) projesi oldu. Projeye verilen teşvik paketinde gümrük vergisi muafiyeti ile KDV istisnası bulunuyor. Honaz AŞ’nin projesini; Ekolojik Enerji AŞ tarafından Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde gerçekleştirilecek olan bir diğer biyokütle enerjisi santrali (BES) projesi takip etti. Bu Projenin de teşvik paketinde KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti yer alıyor.
Erdoğan’ın açıklamaları!
AKP’li Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan, geçtiğimiz gün yapılan kabine toplantısının ardından açıklamalar yaptı. Açıklamaların bir bölümü ise enerji yatırımlarıyla ilgiliydi. Erdoğan’ın yaptığı açıklamaların içinde, “Enerji arz güvenliğimize katkı sağlayan projeleri destekleyeceğiz. Enerji dahil her alanda ülkemizin imkanlarını harekete geçirecek projelere öncelik vereceğiz. Kamu açıklarını azaltma, bütçe dengelerini güçlendirme yönünde sürekli tahkim edeceğiz. Yeşil dönüşümün gerçekleştirilmesi de orta vadeli programın önemli unsurları arasındadır. Program sonunda milli gelirimizi 1 trilyonun üzerine çıkarmayı hedefliyoruz” gibi vurgular yer aldı.
Kamu soyulup şirketler besleniyor
Enerji şirketlerine üretmedikleri elektriğe her yıl milyarlar ödenirken, genellikle yeterince tartışılmayan elektrikte soygun hepsinden çok daha büyük. Enerji alım garantileri verilen ancak aynen havalimanları, köprüler, hastaneler vb. gibi talebin oluşmaması sonucu üretmedikleri elektriğin parası ‘kapasite mekanizması’ adı altında şirketlere ödemiyor. Bu şirketlerin piyasa şartlarına uygun maliyetten elektrik üretemediği veya ihtiyaç olmaması nedeniyle şirketlerin beklentisi altında kalan enerji alımları gerekçesiyle yılın büyük bölümünde çalışmayan ya da az çalışan santrallere verilen destek kamu gelirleri üzerinden gerçekleşiyor.
Arz güvenliği yalanı
100 bin MW’ı aşan enerji üretim kapasitesine rağmen bu kapasitenin en fazla 1/3’ünün piyasalaştığı Türkiye’de, yapılan ödemlerin ve verilen desteklerin gerekçesini enerji arz güvenliğine bağlamaya çalışmaları sadece hırsızlığın üstünü öretme gayreti olduğu görülüyor. Erdoğan’ın enerji arz güvenliğinden söz ederken üretim kapasitesini övünerek aktaramaya devam ederken elektrik tüketimi ve şirketlere bu bağlamda üretmedikleri elektrik için verilen desteklerden hiç söz etmemesi dikkat çekici. Köprüler, otoyollar, şehir hastaneleri, havaalanları vb. gibi yapıları halka hizmet gibi sunulması elektrikte de aynen devam ediyor.
Üretilmeyen elektriğe ödeme
Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) Haziran’da piyasa şartlarında çalışmasının zorlaştığı iddiasıyla 45 kömür, gaz ve hidroelektrik santraline üretmedikleri ya da piyasa v TEİAŞ tarafından satın alınmamış elektriğin bedeli olarak yaklaşık 344 milyon 914 bin 784 TL ödeme yapıldı. Ödemelerin yüzde 75’inden fazlasının doğal gaz santrallerine verilmesi dikkat çekiciydi. Geçtiğimiz nisan ayında 324 milyon ödeme yapılan santrallere mayıs ayında ise 285 milyon ödeme yapılmıştı. Kapasite desteği adı altında ödeme yapılan santrallerin 19’u kömür yakıtlı termik santral, 156’sı doğalgaz yakıtlı elektrik santrali, 10’u da hidroelektrik santralleriydi.
BES’lere büyük teşvik!
Yüksek teşvik verilen Büyokütle Santralleri’nde ‘Endüstriyel orman ürünü’ olmayan yakıtlardan söz edilmiş olması orman varlığına büyük tehdit oluştururken, bu santrallerde zehirli ya da değil her türden atık yakılarak elektrik üretilmektedir. Türkiye’de elektrik üretim kapasitesi açısından aşırı arz fazlasının oluşmasına karşın enerji santrallerinin her türünü destekleyen iktidarın son yıllarda biyokütle enerji sanatrallerine de yol verdi. 2016 yılında alınan kararla, BES’lerde her türden kentsel atıklar, bitkisel yağ atıklar, tarımsal hasat atıkları, tarım ve orman ürünlerinden! ve bu ürünler ile atık lastikler ve sanayi atık çamurları ile arıtma çamurlarının yakılabilmesinin önü açıldıktan sonra sermaye çevrelerinin ve belediyelerin biyokütle santrallerine yönelimin hızal artma nedenleri havalimanları vb. verilen desteklerde aramak gerekiyor.