Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen ve 2 Mart 2016’da sona eren sokağa çıkma yasakları sırasında yüzlerce kişi yaşamını yitirmişti. Kapısının önünde ve sokakta yaşamını yitirenlerin dışında bombardıman nedeniyle evlerin bodrum katına sığınan ve aralarında yaralıların da bulunduğu yüzlerce kişi, ambulans beklerken öldürülmüştü. Yaşamını yitirenlerin bazılarının cenazesi aylar sonra yapılan teşhis ve DNA eşleşmesi sonrası ailelerine verildi. Aradan 3 yıl geçmesine rağmen 14 cenaze hala kayıp. Çocuklarının kayıp cenazeleri için mücadele eden aileler, birçok defa kan örnekleri verdi.
5 kez kan örneği veren ailelere, Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından her defasında “Bu DNA’ya ait bir cenaze bulunmadı. Bütün cenazeler içinde böyle bir eşleşme yok” yanıtı verildi. Mücadelelerini sürdüren aileler, cenazelerin TOKİ inşaatı sırasında çıkarılan hafriyatların döküldüğü Dicle Nehri ya da kimsesizler mezarlığında olduğunu düşünüyor.
Öte yandan inşaatı sırasında 3 cenazenin çıkarıldığı TOKİ konutlarının durdurulması için yapılan başvurular da sonuçsuz kaldı. Bu süre içerisinde 2 kez kan örneği veren ve çatışmalar esnasında hem kızı hem de oğlunu yitiren Hezne Aslan, kızı Hacer Aslan’ın cenazesini bulmak için 3 yıldır gitmediği kapının kalmadığını söyledi. Oğlu Said’in cenazesini yasaktan sonra bulduklarını dile getiren Aslan, “Oğlumun cenazesini bulduğumuzda onu kızım sanmıştım. Daha sonra Said olduğu ortaya çıktı. Şimdi 3 yıldır kızımın kemiklerine hasret yaşıyorum. Her gün onu rüyamda görüyorum. İki defa kan verdik defalarca kez başvuruda bulunduk ama hiçbir sonuç çıkmadı. Çocuğumun cenazesini istiyorum” dedi. Yasak sırasında yaşamını yitirdiği belirtilen ancak cenazeleri hala bulunamayan 14 kişinin isimleri ise şöyle: Feride Yıldız, Sakine Durmiş, Hacer Aslan, Osman Gökhan, Hüseyin Dervişi, Servet Aslan, Serdar Pişkin, İdris Susin, Ali Aslan, Cemal Pürlek, Emrah Aşkan, Osman Esmeray, Mustafa Keçanlu ve Emrah Aşkın.
ŞIRNAK