1993’te Derik’in Dumanlı köyü asker ve korucularca basılır. Tanıklar, Musa Çitil’in ahıra kapattığı köylüleri bombayla havaya uçurduğunu, tutanaklara PKK’li diye yazdırdığını anlatır
Gülcan Dereli
Bugünlerde yaşadıklarımız, sık sık 1990’lı yıllarla karşılaştırılıyor. Beyaz Toroslar, JİTEM, faili meçhuller, köy yakmalar, helikopterden atmalar… Bazen dejavu yaşıyoruz hissine kapılıyoruz değil mi? Çok yazıldı çizildi elbette 90’lar. Ancak yine de hatırlamak önemli. Çünkü bugünlerde öyle bir bellek silme politikası yürütülüyor ki değil 90’ları dün ne yaşadığımızı unutur olduk. Çünkü egemenler bilir ki geçmişle bağı kopan bir toplum ne şimdiyi ne de yarını kurabilir. O yüzden geçmişi hakikatiyle hatırlamak bugünü ve geleceği değiştirecek bir niteliğe sahip. Biz de bu vesileyle 90’lı yılların dava konusu olan JİTEM davalarını mercek altına aldık. 7 gün sürecek dosyamızda JİTEM davalarının nasıl bir seyir izlediğini, faili meçhul denilen olayların aslında faili belli olduğunu hep birlikte tekrar hatırlayacağız. Yine bugün yaşadığımız şeylerin 90’lardan bugüne miras kaldığını, bu lanetle yüzleşilmediği için kendini tekrar edip durduğunu göreceğiz; mesela helikopterden atma gibi… Kulp, Cizre, Kızıltepe, Dargeçit, Ankara, Lice, Anter ile JİTEM ana dava ve Musa Çitil JİTEM davalarında yaşananları derledik, tanıkları dinledik, dava avukatlarına mikrofon uzattık.
Dosyamızın 6. bölümünde Mardin Derik’te infaz edilen 13 köylünün baş faili olarak yargılanan Musa Çitil davasına yer vereceğiz. Kürt köylülerinin öldürüldüğü davalarda yargılanan asker ve polisler için yıllardır devam eden yargılamalarda bir sonuç çıkmıyor, sanıklar ya tutuksuz yargılanıyor ve hatta terfi ediyor. Mardin’in Derik ilçesinde 1993’te 13 köylüyü infaz etmekle suçlanan ve 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen dönemin yüzbaşısı, daha sonra tuğgeneral rütbesine yükselen Musa Çitil baş sanık olarak görülüyor. 13 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulan ve hakkında 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen dönemin yüzbaşısı Musa Çitil, ne tutuklanıyor, ne görevden alınıyor, yetmiyor Jandarma Genel Komutan Yardımcılığı’na kadar yükseliyor. Tanıklar, Çitil’in ahıra kapattığı köylüleri bombayla havaya uçurduğunu, ölen köylüleri resmi tutanaklara PKK’li diye yazdırdığını anlatıyor.
Kar üstünde işkence
Derik’e bağlı Dumanlı köyü asker ve korucular tarafından basılır. Tüm evlere baskın düzenlenir, daha sonra köylülerin tamamı köy meydanında karın üstüne yatırılır ve saatlerce işkence edilir. Dumanlı köyünde infaz edilen Ramazan Çeviren’in eşi Züleyha Çeviren yaşadıklarını anlatıyor. Köyün asker ve korucular tarafından basıldığını söyleyen Züleyha Çeviren, “Evi aradılar. Eşime elbiseleri hakkında sorular sordular. Eşim de kendilerine çoban olduğunu, o elbiselerin çoban elbisesi olduğunu söyledi. Eşimi kapı önüne kadar götürdüler, kimliğine baktılar. Sonra alıp götürdüler. Aradan 10-15 dakika geçti, silah sesleri gelmeye başladı. Dışarı çıktım. Yerde kar vardı. Bahçe kapısının önünde kanlar içinde yatan biri vardı, baktım kuzenim Yusuf. Kayınpederimin evine gittim. Kayınpederim askerler tarafından dövülmüş ve yatakta yatıyordu” diye anlatıyor.
Evi içindekilerle patlattılar
Askerlerin anonsunun ardından köylülerin meydanda toplandığını ifade eden Züleyha Çeviren, “Bir tarafta erkekleri bir tarafta kadınları topladılar. Köy azası Ahmet orada öldürüldü. Askerler daha sonra kadınlara yönelerek Seydo amcamın kızı Abide’yi sordular. Abide askerlere doğru yöneldi. İfadesi alınıp bırakılacağını söylediler. Saatlerce kar üstünde beklettiler. İhtiyaçlarımızı gidermemize izin vermediler. Daha sonra askerler, eşimi ve Abide’yi işkence edilmiş halde geri getirdiler. Seydo amcam zaten daha önce işkence görmüştü, onu da getirdiler ve üçünü birlikte Seydo amcamın komşusu Salih’in evine koydular. Bir süre sonra ev patladı. Eşim, Abide ve Seydo amcam o patlamada evin altında kalarak öldüler” diye söylüyor.
Emri Çitil verir
Katliamın ardından ölenlerin yanına silah bırakılır ve PKK üyesi olarak gösterilir. Züleyha Çeviren, “Olay günü Yüzbaşı Musa Çitil köyde gezdi. Tüm emirleri o verdi. Musa Çitil açıkça katliam yaptı. Buna rağmen hâlâ görevde. Çocuklarımızı yetim bıraktı. Evlerimizi yıkmakla kalmadı, altına insan koyup onları diri diri gömdü. Neden hâlâ ceza almıyor” diye tepki gösteriyor.
Ahırda taradılar
10 gün boyunca gözaltında kaldıklarını ve çok ağır işkenceler gördüklerini söyleyen Mehmet Emin Arıs, olay gününü ise şu sözlerle özetliyor: “Musa Çitil köy meydanına geldi. Ağabeyim Mehmet Necat Arıs’ı, Seydoş Çeviren’in ahırına götürdü. Musa Çitil’in elinde G-3 tüfek vardı. 5-10 dakika sonra içeriden silah sesleri geldi. Silah sesinden sonra bizi ahıra soktular. Ağabeyim öldürülmüş, yerde yatıyordu. Ağabeyimin cenazesini alıp ahırın dışına çıkararak köylülerden Yusuf ve Ahmet Çeviren’in cenazelerinin yanına koydular.”
Cinayetler karakol duvarında
Bubo Çeviren ise “Ramazan Çeviren, Abide Çeviren, Seydoş Çeviren bir ahıra konuldu askerler tarafından. Sonra bu ahır bombalarla havaya uçuruldu. Öldürülen akrabalarımın fotoğrafları 5-6 sene boyunca ‘öldürülen teröristler’ olarak Derik Jandarma Karakolu’nda duvara asılı şekilde durdu” diye anlatıyor.
Davanın seyri
Mardin Cumhuriyet Savcılığı’nın, Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Musa Çitil hakkında açtığı davada, 1992- 94 yılları arasında yüzbaşı rütbesi ile Derik’te görev yaptığı sırada 13 sivilin öldürülmesi ve kaybedilmesinden sorumlu tutulur. İddianamede, “Şüphe olsun olmasın sivil vatandaşları keyfi bir şekilde öldürdüğü anlaşılmıştır” cümlesi yer alır. 13 kişiyi öldürmekle suçlanan ve hakkında 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Musa Çitil, Ankara Bölge Jandarma Komutanı olarak görevini sürdürür. İddianamede Çitil tarafından hazırlanan bir belgeye de yer verilir. Derik İlçe Jandarma Komutanlığı’nın Derik Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu Musa Çitil imzalı 22 Şubat 1993 ve 24 Şubat 1993 tarihli yazılarda, siviller, çatışmada öldürülen PKK’liler arasında yer alır.
Keyfi cinayet
İddianamenin netice bölümünde ise Çitil’in Derik İlçe Komutanı olarak görev yaptığı dönemde sahasında ikamet eden sivil vatandaşlarla PKK’liler arasında herhangi bir ayrım yapmadığı belirtilir. İddianamede, Musa Çitil hakkında şu ifadeler yer alır: “Vatandaşı potansiyel terörist olarak gördüğü, delilleri toplaması gerekirken şüphe olsun olmasın sivil vatandaşları çeşitli şekillerde ve tamamen keyfi bir şekilde öldürdüğü, ilçe Jandarma Karakolu’nda bulunan nezarethanede çok sayıda şahsa işkence yaptığı ve uzun süre soğukta aç ve susuz olarak beklettiği tesbit edilmiştir.” Beraat eder 13 kişiyle ilgili dönemin Derik Jandarma Komutanı, şimdi ise Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Çitil hakkında “birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürmek” suçundan 2012 yılında dava açılır. Adalet Bakanlığı’nın talebi ve Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin onayı ile güvenlik gerekçesiyle Çorum’a nakledilen davada tutuksuz yargılanan Musa Çitil, 21 Mayıs 2014 tarihli karar duruşmasında beraat eder.
Terfi alır
Temyiz edilen dosyada beraat kararı, 02 Haziran 2015 tarihinde Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından onanır. Yargılama sırasında Ankara Bölge Jandarma Komutanlığı’nda görevini sürdüren Musa Çitil, 08 Haziran 2015 tarihli Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarında terfi ettirilerek Tümgeneral olur. 08 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır Bölge Jandarma Komutanlığı’na, 22 Temmuz 2017 tarihinde ise Jandarma Genel Komutan Yardımcılığı’na terfi ettirilir.
Sanıklar
Dönemin Derik Jandarma Komutanı Musa Çitil.
Katledilen 13 köylü
Seydoş Çeviren, Yusuf Çeviren, Abide Çeviren, Ahmet Çeviren, Ramazan Çeviren, Mehmet Nejat Arıs, Piro Ay, Vejdin Avcıl, Mehmet Erek, Ramazan Erek, Ahmet Erek, Mustafa Aydın, Mehmet Faysal
Ötün
52 köylü kaybettirilir
İHD Mardin Şubesi’nin raporuna göre, Mardin’de 1993-1996 arasında 52 kişi gözaltında kaybedilir. Derik Savcılığı’nın yürüttüğü faili meçhuller soruşturması kapsamında ilçede iki ayrı yerde toplu mezar kazısı yapılır. 17 Şubat 2012’de Dargeçit Bağözü köyündeki kazıda bir kuyunun içinde yanmış insan kafası ve bazı kemikler bulunur. Adli Tıp Kurumu’nun raporuna göre, bulunan kemiklerinden biri gözaltında kaybedilen 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan’a aittir
‘Bizi Çitil sorguluyordu!’
Derik davasına müdahil olan İbrahim Dölek, 24 Şubat 2014’teki duruşmada tanık olarak ifade verir. Dölek, Çitil’in 1993 yılında kendisini tehdit ederek, işkence yaptığını anlatır: “Arkadaşlarımla Köseveli köyüne taziye ziyaretine gidiyorduk, köy girişinde aracımız jandarma tarafından durduruldu. Kimlik kontrolü yapıldıktan sonra üstümüz arandı. 3-4 saat sonra 10’a yakın askeri araç köyün etrafını sardı. O dönem yüzbaşı rütbesinde olan Çitil beni tehdit etti. Başıma silah doğrultarak terörist olduğumu itiraf etmemi istedi. Bizi gözlerimizi bağlayarak önce Derik Tabur Komutanlığı’na sonra İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürdüler. Kömürlük gibi bir yerde, altı gün boyunca çok kötü şartlarda, gözlerimiz bağlı şekilde bekletildik. Tazyikli soğuk su, elektrik verme ve Filistin askısı gibi yöntemlerle birkaç kez işkence yapıldı. Üç kişi sorguluyordu bizi. Sorgulayanlardan birisinin Çitil olduğunu Köseveli köyündeki sesinden tanıdım. Sonra da Mardin’de mahkemeye çıkarıldık. Aynı gün serbest kaldık.”
YARIN: Lice JİTEM davası
NOT:Bu dosya hazırlanırken Hafıza Merkezi’nden faydalanılmıştır.
*Dosyanın birinci bölümü için tıklayız
*Dosyanın ikinci bölümü için tıklayınız
*Dosyanın üçüncü bölümü için tıklayınız
*Dosyanın dördüncü bölümü için tıklayınız
*Dosyanın beşinci bölümü için tıklayınız