Abdullah Aysu
41 yıldır 12 Eylül var. Evet, 12 Eylül’de nispi anlamdaki demokrasiye bile tahammül edilmedi. 1980 yılında asker eliyle faşist bir darbe yapıldı. Bu darbe, günümüz zam-zulüm-yoksulluk ve yolsuzluk sisteminin altlığı oldu. Başka bir deyişle, siyasi olarak “devlet” destekli tarikatları besleyip, ekonomik olarak da “24 Ocak Kararları”nın- neoliberal politikalarının uygulanabilmesi için yapılmış faşist bir darbeydi 12 Eylül.
12 Eylül ve tarım
12 Eylül faşist cunta yönetimi öncelikle Türkiye tarım politikalarının direksiyonuna IMF ve Dünya Bankası’nı oturttu. 1990’lara gelinemeden Sovyetler Birliği dağıldı. İki kutuplu dünya yerini ileride çok başlı olacak kapitalizme bıraktı. Soğuk Savaş ekonomi politikaları yerini küresel şirket politikalarına bıraktı. 1990’lı yıllarda Dünya Ticaret Örgütü-DTÖ kuruldu. DTÖ, 2000 yılına kadar IMF ve Dünya Bankası’na -DB eşlik etti, sonra yoluna tek başına devam etti. DTÖ; küresel şirketler için engelleri kaldırdı, emekçiler ve köylüler için dünyayı modern köle koşullarında çalışma ve yaşama dönüştürecek bir düzeni inşa etti.
Gümrük sıfırlama
DTÖ, ilk evvela tarımda küçük aile çiftçiliğini ortadan kaldırmak için kolları sıvadı. Bu amaçla çiftçilere dayanak oluşturan, onlar için girdi üreten ve ürün fiyatlarının üretici ve tüketici lehine oluşmasını sağlayan -piyasayı düzenleyen- kamu iktisadi teşebbüslerini özelleştirdi.
Özelleştirmeler ile çiftçi yalnızlaştırıldı. Onları sözleşmeli tarıma mahkûm edecek, köle koşullarında üretim yapmaya mecbur kılacak politikaları dayattı. İhracata dayalı üretim politikasını uygulayarak/dayatarak küresel şirketlerin ihtiyaçlarına uygun ürün üretimine geçildi. Bütün olup bitenler sonrasında devlet eliyle tarımsal ürün ticaretinin yapılmasına engel getirildi, küresel şirketlerin önü iyiden iyiye açıldı. Böylece tarımsal ürün üretimi ile girdi sağlayan ve gıdanın ticaretinin piyasası küresel şirketlerin kontrolüne geçti.
Küresel şirketlerin ticaretlerini rakipsiz ve engelsiz yapabilmeleri için de DTÖ’nün bir alt anlaşması olan Gümrük Tarifeleri ve Hizmet Ticareti Genel Anlaşması -GATT aracılığıyla gümrüklerin sıfırlanması şartı getirildi (1994).
Şart şöyleydi; gelişmiş ülkeler için 5 yıl, gelişmekte olan ülkeler için ise 10 yıl içinde gümrükleri sıfırlama koşulu ülkelere şart koşuldu, ülkeler buna imzalarını koydular. Türkiye de bu anlaşmayı imzaladı. Şu an bu süreler için atılan imzalar, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için çoktan doldu. On yıllardır ülkelerin artık gümrüklerini sıfırlama zorunluluğu var. Sıfırladılar da. Gümrüklerin sıfırlayamamaları için bu anlaşmadaki imzalarını çekmeleri gerekli. Aksi takdirde ülkeler gümrük vergilerini sıfırlamak zorunda, şu an olduğu gibi.
Bugün en azından hasat dönemlerinde gümrüklerin sıfırlanmaması ve ithal ürün fiyatlarının iç piyasadan daha yüksek olmayacak biçimde bir fiyat politikasının uygulanması talep edilmeli. Ve tabii ki gelişmiş ülkelerdeki çiftçi destekleme oranlarının düzeyinde Türkiyeli çiftçilere destek verilmeli. En doğrusu ise DTÖ’den tarım ve gıda ile ilgili imzanın geri çekilmesidir.