Silopi’de sokağa çıkma yasakları sırasında ambulansa yetiştirilemediği için hayatını kaybeden 11 yaşındaki Mete’nin ölümüne ilişkin dosyada, savcılık emniyete ait konuşma ve görüntüleri soruşturmaya eklemeden dosyayı rafa kaldırdı
14 Aralık 2015’te Şırnak Silopi’de ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında kafasına isabet eden şarapnel parçasıyla yaralanan 11 yaşındakİ Mehmet Mete, beyaz bayraklarla Ambulansa yetiştirilmeye çalışılmıştı. Beyaz bayrak taşıyanlara açılan ateş sonucunda Mehmet Mete ambulansa ulaştıralamamış ve hayatını kaybetmişti. Mete’nin cenazesi 9 Ocak 2016’da Hz. Hüseyin Cami kenarında 2 cenaze ile birlikte battaniyeye sarılı bir şekilde bulunmuştu.
Mete’nin öldürülmesine ilişkin sorumluların bulunması amacıyla Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvuruda Emniyete ait telsiz konuşmaları ve görüntü kayıtları aradan geçen zamana rağmen dosyaya eklenmedi. Savcılık, Emniyetten talep edilen görüntü kayıtları ve telsiz konuşma kayıtları gelmeden “soruşturmada olayı gerçekleştiren fail/faillerin yakalanmadığı ve kimliklerinin tespit edilemediği” gerekçesi ile “daimi arama” kararı verildiğini belirterek, dosyayı rafa kaldırdı.
Mahkeme Bakanlığı sorumlu tuttu
Bunun yanı sıra Mete için avukatları aracılığı ile Mardin İdare Mahkemesi’ne İçişleri Bakanlığı aleyhine açtıkları davada ise Bakanlık tazminata mahkum edildi. İçişleri Bakanlığı’nın idarenin “kusurlu olmadığı” yönündeki savunması ile birlikte İdare Mahkemesi, Mete’nin hayatını kaybetmesinden Bakanlığı akladı. Mahkeme, sorumluluğu bölgede yaşanan olaylara yükleyerek, idarenin sorumlu tutulamayacağını savundu. Bakanlığı Mete’nin ölümünden aklayan Mardin 1’inci İdare Mahkemesi, sokağa çıkma yasağı sırasında Mete’nin öldürülmüş olmasını “sosyal risk” kapsamında değerlendirirken, idarenin “sosyal risk” kapsamında sorumlu olacağına hükmetti.
Bakanlığı “sosyal risk” kapsamında tazminata mahkum eden mahkeme, Mete’nin hayatını kaybetmesinin gerekçesinde “(…) kamu ve düzenin sağlanması amacıyla ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürecinde hayatını kaybettiği ve olayın oluş şekli, gelişimi ve niteliği dikkate alınarak, ölüm olayının o tarihlerde yörede yaşayan yaygın ve yoğun olayların bir sonucu olduğu anlaşıldığından, her ne kadar davacılar yakının hayatını kaybetmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan idarenin sorumluluk ilkesi kapsamında sorumlu olamayacağı bilinse de, idarenin uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini noktasında sosyal risk kapsamında sorumlu olduğunun açık olduğu açıktır” ifadelerine yer verdi.
Mahkeme, aileye maddi 150 bin TL, manevi olarak da 100 bin TL tazminat verilmesi yönünde karar verdi.